KARŞI GAZETE | ANKARA
"BEYAZ TOROSLAR BUGÜN GELMEYE BAŞLADI"
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, TBMM’de yaptığı konuşmada “hem Suruç'taki eylemin hem Ankara'daki eylemin hem de bugün Diyarbakır'daki Tahir Elçi'nin öldürülmesindeki eylemin 3 ortak özelliği var; 3 eylemde de barış isteniyordu.”şeklinde konuştu.
Sözlerine Diyarbakır'daki basın açıklaması sonrası katledilen Tahir Elçi'yi anarak başlayan Ağbaba’nın TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşma şu şekilde;
“Biraz önce, AKP Grup Başkan Vekili Sayın Bülent Turan burada bir usul tartışması açılmasının bir zaman kaybı olduğunu söyledi. Sayın Turan'a ve AKP milletvekillerine soruyorum: Dünyanın neresinde olursa olsun bir ülkede, bir ülkenin önemli bir kentinde bir baro başkanı öldürülüyorsa ve sokak ortasında katlediliyorsa bu önemli bir olaydır ve bunu herkesin tartışması lazım, başta iktidar partisinin tartışması lazım, konuşması lazım.
Sayın Başbakan Van'da seçim propagandasında beyaz Toroslardan söz etti, Türkiye'ye beyaz Torosların geleceğini söyledi, bugün beyaz Toroslar gelmeye başladı. Bu dönemde -20 Temmuz'dan başlayarak Suruç katliamından bugüne- duruma baktığımız zaman bir fotoğrafı görmemiz gerekiyor ve iki gün önce -26 Kasım'da- tutuklanan hem Can Dündar'ı hem Erdem Gül'ü gördüğümüz zaman bir fotoğraf tamamlanıyor aslında. Hatırlayınız, Türkiye'nin en önemli ilçelerinden birinde herkesin gözü önünde olan bir Suruç katliamı yaşandı. Önceden ilan edilmiş, daha önceden bir barış eylemi olarak ilan edilmiş bir kentte 33 tane çocuk bir canlı bomba tarafından katledildi. Suruç'a defalarca gitmiş bir milletvekili olarak söylüyorum, Suruç'un o caddesine farklı renkte bir tişört giyen bir genç gelse Suruç'ta bunu görmemek mümkün değil, ama o canlı bomba, daha önce devlet tarafından ismi bilinen canlı bomba Suruç'a gidiyor, bombanın pimini çekiyor, patlatıyor. Hükümet ne yapıyor değerli arkadaşlar? Hükümet gizlilik kararı veriyor, Suruç'la ilgili bir araştırma yapmıyor. Arkasından bir araştırma önergesi verdi CHP Grubu, "Terör araştırılsın." denildi. "Hem Suruç'ta katledilen 33 genç hem de hunharca, kalleşçe bir evde kafasına silah dayanarak öldürülen 2 polis hakkında bir terör komisyonu kurulsun." dedik ama maalesef hem AKP Grubu hem MHP Grubu tarafından bu komisyon reddedildi. Genel Başkanımızın talimatıyla bir komisyon kurduk. Biz Adıyaman'a gittik, Suruç'a gittik, orada bir rapor hazırladık ve açıkladık, 9 Ağustosta dedik ki: " Suruç'ta işlenen bu cinayetler, IŞİD'in yetiştirdiği ve AKP'nin görmezden gelerek yetiştirdiği, AKP'nin koruduğu IŞİD katilleri tarafından işlenmiştir." dedik.
Ve 9 Ağustosta dedik ki: "Ey Hükûmet, ey AKP…" 22 tane canlı bomba olabileceğini söyledik - Bunu Genel Başkanımız sizin Genel Başkanınıza iletti, onun için de maalesef tedbir almadınız, ölenleri suçlamaya çalıştınız- dedik ki: "Eğer Suruç'ta tedbir alınmazsa, eğer sizin besleyip büyüttüğünüz IŞİD'e tedbir almazsanız başka katliamlar gelir." dedik. Elini kolunu sallaya sallaya Ankara katliamı gerçekleşti. Ankara katliamında canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz CHP'nin raporunda geçen isimdir ve bu isim sizin Başbakanınıza teslim edilmiştir , kamuoyuyla paylaşılmıştır. 3 eylemin de ortak bir yönü var, hem Suruç'taki eylemin hem Ankara'daki eylemin hem de bugün Diyarbakır'daki Tahir Elçi'nin öldürülmesindeki eylemin 3 ortak özelliği var; 3'ü de Suruç'ta da barış istiyorlar, Ankara'da barış istiyorlar, bugün de Tahir Elçi barış istiyor.
Nerede bir barış eylemi varsa, nerede bir eylem varsa AKP'nin besleyip büyüttüğü, "öfkeli gençler" dediği, silah verdiği, MİT tırlarıyla silah gönderdiği IŞİD katillerinden korkun diyor.
Bakın, bunu haykırıyorum: Ankara ve Suruç'ta akan kanda Hükümetin sorumluluğu var. Suruç'ta, bir tek emniyet müdürünü bırakın, bekçi görevden alınmadı, bekçi! Ankara katliamında, emniyet müdürünü görevden aldınız, Ankara katliamında, sizin işlemleriniz sonucunda, statlarda, ölen insanlar yuhalatıldı. Ankara katliamıyla ilgili ne yaptınız? Gizlilik kararı verdiniz. Ankara katliamında Suruç'a, Ankara'ya bomba atanlara bir şey yapabildiniz mi?
AĞBABA: ”VALLAHİ DE BİLLAHİ DE TIR'LARDA SİLAH GİDİYORDU!"
Bakın, Can Dündar'la Erdem Gül tutuklandı. Niye tutuklandı? Can Dündar ve Erdem Gül "Bu MİT tırlarının içerisindeki silahlar IŞİD'e gidiyor." diyor. Dünya âlem biliyor. Bugün bu sıralarda oturan Sayın Bakan ne diyor? "Vallahi de billahi de Türkmenlere silah gitmiyordu." diyor. Ben de buradan söylüyorum: O tırların içerisinde vallahi de billahi de IŞİD katillerine silah gidiyordu. O silahları götürenler sizlersiniz.Bu katliamların hepsinde sizin elinizin kiri var".
karsigazete.com.tr