Bayram havası derken?

3 Temmuz 2016 Pazar 20:00

"Mutsuzluğun, güvensizliğin, ümitsizliğin müsebbibi bendim. Ülke güllük gülistanlık fakat ben bunu hissedemiyor, bir bedbinlik kaynağı olarak sürekli negatif elektrik saçıyor, memleketteki atmosferi bozuyordum."

Atatürk Havalimanı'nda 45 vatandaşımızın hayatını kaybettiği kanlı terör saldırısının hemen ardından Osmangazi Köprüsü'nün açılışına koşan Erdoğan, Binali Yıldırım ve AKP'lilere tepki yağmaya devam ediyor. Özellikle Binali Yıldırım'ın açılış sırasında "Bugün bir bayram havası yaşıyoruz" sözleri tepkiler dozajını artırırken bu tepkilerden birini de oyuncu, senarist ve yazar Gülse Birsel gösterdi.

Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı yazıyla açılışa tepkisini gösteren Birsel şunları yazdı:

Ülkenin vaziyeti çok iyi değil gibi bir hissim var. Hayırdır inşallah. Bir sorun var ama ne? Benim kuruntum mu acaba, yoksa birileri işini çok iyi yapmıyor mu? Ve eğer öyleyse kim? Dur dur bulacağım!

Memleketimin durumunu çok aydınlık görmüyorum. Ben mi uyduruyorum acaba? Böyle kuruntulara kapılıyorum işte bazen. Depresyonda mıyım ki? Diyorum ki, bu kadar mutsuzsak, bu kadar güvensizsek, gelecekten bu kadar ümitsizsek, belki de birileri işini çok kötü yapıyor ve istifa etmeli. Ama kim?

Sonra geçtiğimiz haftayı gözümün önünden geçiriyorum.Lice’de 2 askerimiz şehit oldu hafta başı. Emrah Aytemiz ve Şükrü Ceylan. Görevlerini iyi yapmayanlardan değildi onlar. Hatta o kadar iyi yaptılar ki, hayatları pahasına denebilir. (Esasen Emrah Aytemiz şehidimiz 2013’de Gezi’ye katılmış, hatta bu yüzden vatan haini diye saldırıya uğramıştı. Neyse, biz şu an kim işini yapmadı da bu durumdayız, onu arıyoruz.)

Salı akşamı IŞİD, Atatürk Havalimanı’na saldırdı, malum. Korkunç olayda canlı bombaların daha feci bir eyleme imza atmasını engelleyen inanılmaz 3 kişi vardı. Hayatını kaybeden gümrük muhafaza memuru ve 2 yaralı polisimiz. Onlar işlerini kahramanca yapmışlar, kimbilir kaç kişinin canını kurtarmışlardı.

Görgü tanıklarına göre ambulanslar 8-10 dakika içinde olay yerindeydi. Yani demek ki ambulans şöförleri ve ilkyardım ekipleri de görevlerini gayet iyi yapmıştı.

Adli tıp iyi çalıştı, 36 saate varmadan tüm kimlikler tespit edilmişti.

Belediyelerimiz hayatını kaybeden yabancı misafirlerimiz dahil, tüm cenazeleri büyük hız ve işbilirlikle kaldırdılar, imamlarımız cenaze namazlarını ustalıkla, metanetle kıldırdı. Allah razı olsun.

Coldplay grubu, olay üzerine Berlin konserinde piyanonun üzerine Türk bayrağı serip şarkısını İstanbul’a ve Türkiye’ye gönderdi. Coldplay genel olarak alanında iyidir zaten. Ama o gece, bu hassasiyetiyle, bence sanatını daha da iyi icra etti.

Sonra, biz henüz çok üzgünken, hemen ertesi gün, Osmangazi Köprüsü açıldı. Köprü de köprüydü ama ha. Belli ki mühendisler işlerini çok iyi yapmışlar, inşaat firması da fevkalade iyi çalışmıştı. Hem güzel köprüydü hem zamanında bitmişti.

Açılışta Kenan Sofuoğlu motorsikletiyle köprüyü geçerek 400 km hız sınırını gördü. Kullandığı motosikletin firması bile bu hıza çıkamamıştı. Sofuoğlu, işini dört dörtlük yapmıştı. Yani sorun onda da değildi.

Sonra köprü kutlamaları coştu. Konfetiler, balonlar gırla gitti. Çekimlerde de sanırım drone kameralar filan kullanılmıştı. Organizasyon ve çekim ekibini de tebrik ederim, onlar da işlerini pek güzel yapmışlardı.

Buraya kadar suçluyu bulamadım. Bunlar, hakikaten işlerini hakkıyla yapan insanlar.

Dün bir taksiye bindim. Taksici işini şimdiye dek saydıklarımdan farklı bir ustalıkla icra ediyor, sol el direksiyonda 100 kilometre hız yaparken sağ eliyle de mesaj atıyordu. Mesaja gözüm kaydı. “Ne zaman arasam uyuyorsun” yazıyordu mesajda. Acaba IŞİD’in ‘uyuyan hücreleri’ miydi böyle haberleştiği? Bütün suç bu taksicide olabilir miydi? Tüm çektiklerimizin hesabını o vermeliydi belki? Gitse ülkecek dertlerimizden kurtulur muyduk? Evet yahu... İşini iyi yapan, hatta bazısı hayatı pahasına yapan, suç işlemeyen, vergi veren milyonlarca vatandaş, çok daha iyi bir hayat hak ediyorduk ve bütün suç bu taksicide olabilirdi! Derhal istifa etmeliydi!

Zehir gibi otomobil kullanmasının beni çok etkilediğini, ama mesajlarını beni bıraktıktan sonra atmasının daha uzun yaşama ihtimalimi yükselteceğini ifade ettiğimde, “Kusura bakmayın, hanım yazıp duruyor” dedi. Demek uyuyan hücrelerle değil, hanımla yazışıyordu. Tüh. Yine olmamıştı. Demek içinde bulunduğumuz durumun müsebbibi taksici de değildi.

Akşam köprü açılışı kutlamasının görüntülerini tekrar izlediğimde Başbakan Binali Yıldırım’ın şu sözlerine denk geldim. “Bayram öncesi bir bayram havası yaşıyoruz” diyordu.

O an aydınlandım!

Sorun bendim arkadaş!

Mutsuzluğun, güvensizliğin, ümitsizliğin müsebbibi bendim. Ülke güllük gülistanlık fakat ben bunu hissedemiyor, bir bedbinlik kaynağı olarak sürekli negatif elektrik saçıyor, memleketteki atmosferi bozuyordum.

İstifa etmesi gereken bizatihi bendim yav!

Bu hafta ya istifamı vereceğim, ya da yarım kilo bayram şekeri alıp yeni Osman Gazi Köprüsü’nden bedava bedava geçip hayatın tadını çıkaracağım. Belki o mesaj atan taksiciyi çağırırım, beraber hanıma mesaj ata ata Kenan Sofuoğlu’nun hız rekorunu kırma denemesi yaparız.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ