Ankara katliamının faili olduğu belirtilen ve istihbaratın hazırladığı IŞİD içerisindeki Dokumacılar Grubu’na üye 21 kişilik listedeki iki canlı bombanın isimleri, CHP’nin 9 Ağustos’ta açıkladığı raporda da yer aldı.
Ankara katliamının faili olduğu belirtilen ve istihbaratın hazırladığı 21 kişilik listede yer alan iki canlı bombanın isimleri, CHP’nin 9 Ağustos’ta açıkladığı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Ahmet Davutoğlu’na gönderdiği raporda da yer aldı. Raporu hazırlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, canlı bomba oldukları belirtilen Yunus Emre Alagöz ile Ömer Deniz Dündar’ın isimlerine Adıyaman’daki ifadelere dayanarak raporlarında yer verdiklerine dikkati çekti.
Barış mitingini kana boyayan canlı bombaların kimliği konusunda açıklama yapmak yerine yayın yasağı ile karartma uygulanırken basına yansıyan IŞİD içindeki Dokumacılar Grubu üyesi 21 kişilik liste mercek altına alındığında ilginç bulgulara ulaşıldı. Listedeki isimlerden 18’inin Adıyamanlı oldukları dikkati çekerken, bunlardan bazıları Suruç katliamının ardından CHP’nin hazırladığı raporda da açık adla ya da rumuzla yer aldı.
RAPOR DAVUTOĞLU'NA GÖNDERİLDİ
Suruç katliamının faili Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz’ün işlettiği İslam Cafe isimli çay ocağında IŞİD’e eleman devşirildiği haberleri ve Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder’in yakalanmasının ardından Adıyaman’da incelemelerde bulunan CHP heyeti, çocukları IŞİD’e katılan ailelerle de görüştü. Kamuoyuna 9 Ağustos’ta açıklanan rapor, Kılıçdaroğlu tarafından Davutoğlu’na da gönderilmişti.
Veli Ağbaba, o dönemde yaptıkları incelemelerde IŞİD’in Adıyaman’ı üs olarak kullandığını ve gençleri canlı bomba eylemine hazırladığı yönünde tespitlerde bulunduklarını anımsatarak, özetle şunları söyledi:
HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ
Ortada büyük bir ihmal var. Biz istihbaratçı değiliz, bizim çıplak gözle gördüğümüz bir gerçeği devletin görmemesi mümkün değil. Adıyaman’da kime, hangi sıradan vatandaşa sorsanız Yunus Emre Alagöz’ün ismini ezbere biliyor. IŞİD yapılanmasının önemli yapıtaşlarından birisi.
Adıyaman’da yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan tabloyu raporumuza da yansıtmıştık ve önlem alınmazsa çok daha büyük bir facianın yaşanabileceğine dikkati çekmiştik. Devlet, Suruç’ta ortaya çıkan gerçeği göremedi. Burada ihmalden çok daha ileri bir tablo, bir kasıt, göz yumma var.
Emniyet Müdürü’nün istifası sorunu çözmez. Ortada onu aşan bir durum var. MİT, emniyet istihbarat aleniyet kazanmış delillere rağmen görevini yapmamıştır. Bu birimleri yönetenler cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle 16-17 yaşındaki çocukları fişlemekten, AKP milletvekili adaylarının paralelci olup olmadığını araştırmaktan zaman bulup da bu işlere bakamamışlar anlaşılan. Bakanın istifası değil hükümetin istifa etmesi gerekiyor.
CANLI BOMBALAR İÇİMİZDE
Raporumuzda, ailelerle yaptığımız görüşmelere dayanarak rumuzla belirttiğimiz isimler aslında istihbarat birimlerinin elindeki listede yer alan isimler. O listeden iki kişi fail olarak açıklandı ancak canlı bombalar içimizde gezmeye devam ediyor
CANLI BOMBA RUSLA EVLENDİRİLDİ
Diyarbakır bombacısının ailesinin, oğullarının IŞİD’e nasıl katıldığını anlatırken, “Orhan’la beraber altı kişi daha gitti. 6 ay önce de gitmişler. 2013’de 14 kişi eğitim almışlar. Bu çocukları örgütlüyorlar. Çocuklardan ikisi IŞİD’in verdiği 2 yabancı kadın ile evleniyor. Biri Rus asıllı, biri Türk asıllı Alman. Birinin dört günlük bebeği var” ifadesi rapora da yansımıştı.
İki kardeşten birinin Ankara’daki katliamı gerçekleştirdiği belirtilen Ömer Deniz Dündar olduğu belirtiliyor. Dündar’ın ikizi Mahmut Gazi Dündar da 21 kişilik listede yer alan isimler arasında. Raporda, gençlerin ambulanslarla 20 TL karşılığında sınırı geçerek eğitim için Suriye’deki kamplara gittikleri belirtilerken, ailelerin ifadelerine dayanılarak şu tespitlere yer verilmişti:
‘’Suriye’de bazı gençler evlenmiştir. Bazıları birlikte gittikleri arkadaşlarıyla evlenirken iki kardeş örgüt tarafından yabancı kişilerle evlendirilmiştir. Geri dönenler evlendikleriyle birlikte gelmişler, ancak ailelerin ifadesine göre aynı evde kalmalarına rağmen ailelere ‘günah’ olduğu gerekçesiyle gelinlerini göstermemişlerdir.’’
Kaynak: Sebahat Karakoyun | Birgün