İşte çözüm sürecinin 10 yıllık macerasının kısa öyküsü...
Dolmabahçe’de dün yapılan ortak açıklamayla “müzakere aşamasına” geçilen çözüm sürecinin çalkantılardan, gelgitlerden geçen 10 yıllık macerasının kısa öyküsü şöyle:
- Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın 12 Ağustos 2005’te Diyarbakır’da yaptığı “Kürt sorunu bu milletin hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur” açıklamasıyla başlayan çözüme yönelik girişimler, 2009 yılında Oslo görüşmelerinin kesintiye uğramasıyla 4 yıl boyunca durdu.
- 2013 yılının başında dönemin BDP’li milletvekillerinin İmralı’ya yaptığı ziyaretle birlikte kamuoyunda “çözüm süreci” olarak tanımlanan yeni bir süreç başladı.
21 Mart 2013 tarihinde Abdullah Öcalan, Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında okunan mektubuyla “PKK’ye çekilme” çağrısı yaptı.
- Süreç, ilk ciddi tıkanmasını 2013 Haziran ayındaki Gezi eylemleri ile yaşadı. İktidan eylemler nedeniyle sürece olan dikkatini kaybetti.
Gezi muhalefetinin HDP’den destek bulmadığı yolundaki eleştiriler de buna eklenince süreç bir süre kesintiye uğradı.
SÜRECİN YASAL STATÜSÜ
- Ardından gelen toparlanmayla diyalog aşaması devam ederken Temmuz 2014 tarihinde sürecin yasal statüsü de tanımlandı.
- Kobani eylemleri sırasında 49 kişinin yaşamını yitirmesi; hem sürecin en büyük krizinin yaşanmasına hem de eylemsizliğin tartışmalı hale gelmesine neden oldu.
Bir yandan Kobani politikası üzerinde yaşanan görüş ayrılıkları devam ederken bir yandan da taraflar arasında görüşme trafiği yürütüldü.
6-8 Ekim’de yaşanan şiddet olayları ise ipleri kopardı.
KOBANİ EYLEMLERİ
- Kobani eylemleri nedeniyle yaşanan tıkanıklığın ardından oluşan güvensizlik ortamı hem hükümet hem de Abdullah Öcalan ve HDP cephesinde büyük kırılma yarattı.
İki ay süren “Süreç bitti” tartışmalarının ardından tarafların tekrar diyalog kurmasıyla çözüm sürecinin olağan rutininde devam ettiği algısı öne çıktı.
Ancak genel seçim yaklaştıkça AKP’nin müzakere aşamasına geçiş için isteksiz davranması süreçte yeni bir gerilime neden oldu.
- Hükümetin TBMM’ye İç Güvenlik Paketi’ni de getirmesi taraflar arasındaki güvensizliği artırarak süreçteki gerilimi tırmandırırken beklenen ortak açıklamanın yapılması yaklaşık 26 aydır devam eden süreçte müzakere aşamasına geçiş olarak yorumlandı.
Kaynak: Mahmut Lıcalı / Cumhuriyet