Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
“Yüzyılın Projesi” dediği Merkez Türkiye projesini dün kamuoyu ile paylaştı. Projeye göre
20 yılda 200 milyar dolarlık yatırım hedefleniyor.
Merkez Türkiye’de
4.5 saat uçuş mesafesinde 58 ülkeye 1.5 milyar nüfusa ve
21.6 trilyon dolarlık bir pazara erişim imkanına sahip bir ülke olarak konsolidasyon yüklerin toplandığı ve dağıtıldığı yeni bir koridor olacak. Sadece yolları değil, ekonomileri, yaşamları,
kültürleri birbirine bağlayacak; dünyanın merkezini Türkiye yapacak. Türkiye’yi de orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtaracak, barış ve zenginleşme getirecek.
DAVUTOĞLU: KİTABIN ARKA KAPAĞINI OKUSAYDI…
Kamuoyunda büyük övgü toplayan projeyle ilgili konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu ise “
Kılıçdaroğlu’nun projesini dinlerken acı bir şekilde tebessüm ettim. Çünkü çok geriden geliyor, çok geriden. Bütün kavramlar bize ait. Benim 2001 yılında yazdığım ‘Stratejik Derinlik’ kitabının arka sayfasını okusaydı, ‘merkez ülke’ tabirini biz 15 yıl önce kullandık, 15 yıl önce. Şimdi yeni bir şey keşfetmiş gibi bunu takdim ediyor. Kılıçdaroğlu’nun problemi ne biliyor musunuz, okuma alışkanlığı yok, iki hafızası zayıf, hafızası” diye konuştu.
“MERKEZ ÜLKE” İFADESİNİ KULLANMIŞTIM
Projede kendi kitabından intihaller olduğunu kaydeden Davutoğlu
, “Kılıçdaroğlu’nun ‘yüzyılın projesi’ dediği sözleri, ben ‘Stratejik Derinlik’ kitabımda yazdım. Kitabın arka kısmında 11 yıl önce ben yazdım. Bu açık açık bir intihaldir. Sen intihal nedir de bilmezsin. Bu resmen hırsızlıktırtır hırsızlık. Afro-Avrasya tabirini biz yazdık. Bunlar yapıldı, Merkez ülke Türkiye oldu. Kılıçdaroğlu biraz oku, öğren. Bizi taklit ederek Türkiye’de siyaset yapılmaz” dedi.
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na Statejik Derinlik adlı kitabının arka kapağında “merkez ülke” ifadesini kullandığını ve bu projeyi anlattığını söylemişti. Ancak Davutoğlu’nun kitabının arka kapağında “merkez ülke” ifadesinin yer almadığı ve anlatılanların Kılıçdaroğlu’nun projesinden çok uzak olduğu görüldü.
Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik kitabının içeriğinde ise CHP’nin Türkiye’yi dünyanın merkezi yapacak “ekonomiye” yönelik projesiyle alakasız olarak Türkiye’nin coğrafi avantajını kullanarak merkez konum elde etmesi şeklinde bir “dış politika” tarifi yapılıyor.
KİTABIN KAPAĞINDA YER ALAN İFADELER ŞÖYLE:
“Türkiye’yi çevreleyen yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta havzaları, coğrafi olarak Dünya Ana kıtasının merkezini, tarihi olarak da insanlık tarihinin ana damarının şekillendiği alanları kapsamaktadır.
Soğuk savaş sonrası dönemin getirdiği dinamik uluslararası ve bölgesel konjonktürde en yakın havzasından başlayarak dışa açılması kaçınılmaz olan Türkiye’nin stratejik derinliğinin yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta bağlantıları ile yeniden tanımlanması ve bu derinliğin jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel boyutlarının dış politika parametreleri olarak kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Modernite Avrupa- merkezli bir tarihi sürecin eseriydi. Küreselleşme ise kaçınılmaz bir şekilde başta Asya olmak üzere bütün insanlık birikimini tarihin akış seyrinde tekrar devreye sokacak unsurlar taşımaktadır.
Tarihi birikimi etkin bir açılıma temel sağlayacak toplumların öne çıkacağı bu süreçte Türkiye, tarihi derinliği ile stratejik derinliği arasında yeni ve anlamlı bir bütün oluşturma ve bu bütünü coğrafi derinlik içinde hayata geçirme sorumluluğu ile karşı karşıyadır.
Stratejik açıdan mihver bir ülke olan Türkiye, bu sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi durumunda, yeni dengelerin oluşacağı daha istikrarlı uluslararası konjonktürlere daha uygun şartlarda giren bir merkez ülke konumunu kazanacaktır.”
Kitabın arka kapağı şöyle:
Kaynak: Sözcü