Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 2015-2016 Akademik Yıl Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan, öğrencilere tavsiyelere bulunarak, “Sizler Türkiye'nin 2071 vizyonunu şekillendirecek olan nesisiniz. Biz göremeyeceğiz ama duam odur ki sizler göreceksiniz ve o günleri inşa edeceksiniz. Benim gözümde siz asımın neslisiniz” dedi.
“ADAM KÜLLİYENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMİYOR Kİ”
Konuşmasında Beştepe'de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili eleştirilere yanıt veren Erdoğan, “Günümüzde külliye kavramını kimilerinin sadece cami ile sınırlaması, cehaletlerinden ziyade onların bu müesseselerde verilen eğitimin kalitesini kabul etmek istemeyişlerinden kaynaklanıyor. Aynı tartışmayı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde de yaşadık. Adam külliyenin ne anlama geldiğini bilmiyor ki. Biraz araştırsa görecek. Beştepe'de inşası süren külliyemiz, çalışma ofisleri yanında halen kullanımda olan camisiyle, yakında açacağımız kongre ve kültür merkezi ile inşasına başlanan Türkiye'nin en büyük kütüphanesiyle bir külliye. Bizim amacımız hiçbir zaman Beştepe'de kamu binalarının o soğuk yüzünü sergileyecek bir bina yapmak olmadı. Buraya baktığımızda burada Selçuklu'yu, Osmanlı'yı, modern mimariyi göreceğiz dedik. Öyle bir sentez yapalım ki ‘işte biz buyuz' dedirtelim. Biz tarihimizi ve kültürümüzü yansıtan. Milletimizin her kesimine hitap eden bir külliye hayaliyle yola çıktık. Hamdolsun hayalimizi büyük ölçüde gerçekleştirdik. Ankara Cumhuriyetimizin başkenti olarak ilan edilmesine rağmen, meclis ve çevresinde sınırlı binalar dışında tarihimize ve kültürümüze katkı sağlayacak eserlerle donatılmamış bir şehirdir. Bu kısırlığı aşmak için şehri Selçuklu ve Osmanlı mimarisini günümüz ihtiyaçları ile birleştirecek eserlerle donatmaya karar verdik. Cumhuriyet tarihimizdeki pek çok ilklerimiz arasına Beştepe Külliyesi'ni ekleyerek bunu başardığımızı düşünüyorum” diye konuştu.
“SEN SANATÇI OLSAN NE OLUR, PROFESÖR OLSAN NE OLUR”
Sanatçı Erol Evgin'in muhtarlık seçimi ile ilgili açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan, “Dün birileri güya bize ihtar vermek için bildiri yayınlamışlar. Kendi ülkesine söven sözde profesörü, terör örgütüne militanlık eden sözde akademisyenleri savunuyorlar. Buradaki hocaları tenzih ederim ama çuvalın içindeki çürükleri de ifade etmeyi hakkımız olarak görelim. Paralel ihanet çetesinin pençesindeki üniversitelere kayyum atanmasına karşı çıkıyorlar. Oraları halledemediler şimdi liselere indiler. Liselere kulak ver diyorlar. Önce sen millettin sesine kulak ver. Birileri de çıkmış muhtarların seçimlerini eleştiriyor. 'Herkesin oyu geçerli olmamalı' diyor. Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur. Önce millete saygı duyacaksın. Bu milletin hiçbirini küçümseyemezsin. Yaratılmışların en şereflisi insan rabbimiz tarafından ayırt edilmemCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in açıklamalarına ilişkin, “Ey Başkan sen Türk milletini tanımadın be. Tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. Siz şu anda tam manasıyla Türkiye’nin peşindesiniz. Eğer Türkiye kapıları açar da bu mülteciler Avrupa’ya doğru yürürse bizim halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Ve tutuştular. Erdoğan bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz diye bunun çalışmaları içerisindesiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde konuştu. Öğrencilerden beklentilerini dile getiren Erdoğan, “Kalpsiz bir beden nasıl cesetten ibaretse, değerlerinden ve köklerinden kopma pahasına elde edilen kariyer de aynı şekilde anlamsız, aynı şekilde soğuk, aynı şekilde ruhsuzdur. Ne pahasına olursa olsun kazanmanın değil, hayırlısı ile kazanmanın çabası içinde olacağınıza inanıyorum. Türkiye’nin gelişmesine katkı sunmalısınız. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Ne diyor şair; “Sen yanmazsan biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.” Sizler bu gayreti göstermezse, Türkiye hedeflerine nasıl ulaşacak. Biz 2053’ü göremeyeceğiz. Temenni, ediyorum onu sizler görecek o günleri inşa edeceksiniz”diye konuştu.
“EY BAŞKAN SEN TÜRK MİLLETİNİ TANIMADIN BE”
Türkiye AB ilişkileri ve Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in açıklamalarına ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’ye yönelik bir başka güya uyarıyı da AB Komisyonu Başkanı yapmış. Komisyon başkanı demiş ki; Eğer Erdoğan ciddi şekilde geri kabul anlaşmasını uygulamama yoluna giderse o zaman Türklere niçin Avrupa’ya vizesiz seyahat imkânı verilmediğini Türk halkına kendisi anlatmak durumunda kalır.” Ey! başkan sen Türk milletini tanımadın be. Tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. Siz şu anda tam manasıyla Türkiye’nin peşindesiniz. Eğer Türkiye kapıları açar da bu mülteciler Avrupa’ya doğru yürürse bizim halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Ve tutuştular. İşte Edirne’de 60 bin kişi toplandı. Tutuştular. Acaba bunlar Bulgaristan’a, Yunanistan’a doğru gidecekler mi diye. Biz 3 milyona ev sahipliği yapıyoruz. Geri kabul vs. bütün bunlar sizin ne kadar sözünüzde durmaz insanlar olduğunuzu gösteriyor. Anlaşmaları yaptık kayıtlarda var verdiğiniz sözde durmuyorsunuz. Erdoğan bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Onun için de Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz diye bunun çalışmaları içerisindesiniz.”
“MİLLETİMİZE GİDER ‘AB İLE MÜZAKERELERE DEVAM MI?, TAMAM MI?’ DİYE SORARIZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in açıklamalarını eleştirmeye devam ederek, “Alıyorsunuz. Bölücü terör örgütünün arkasında olduğu örgüt elemanlarını parlamento binanızın içerisinde duvarlara astınız o terör örgütünü paçavraları önünde resim çektiriyorsunuz. Ama biz o değiliz teröre karşıyız dediysek sonuna kadar karşısıyız. Ama siz samimi değilsiniz. Biz İngiltere gibi de değiliz. Yarın reformundum yapıyorlar. AB’den çıkalım mı çıkmayalım mı? Bize de sinyal gönderiyorlar. 3 bin yılına kadar Türkiye’nin AB’ye girmesi mümkün değil. Bir araya geldiğimiz Cameron, sen böyle konuşmuyordun. “Her zaman yanınızdayız. Bir an önce Türkiye’nin AB’ye girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruzö diyordun. Ne oldu şimdi? İşte bu. Bunların yapısı bu. Yarın bizi gerekçe göstererek kampanyayı öyle sürdürüyorlar görüyorsunuz. Oradan AB’den çekilmeme kararı çıkacak. Ben şimdiden size söylüyorum. Ondan sonra diyecekler ki; ne yapalım, İngilizler böyle istedi. AB’den çekilmedik, yola devam ediyoruz. Eee hayırlı olsun devam edin zaten oradasınız. Ama Türkiye bu değil. Türkiye’ye resmen sene 63 söz verdiniz. Sene 2016. 53 yıl geçti. Hala oyalıyorsunuz. Niye oyalıyorsunuz söyleyeyim; Ey Avrupa Birliği siz bizi halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için kabul etmiyorsunuz. Evet… Bunun aksini ispat edemezsiniz ve bunu Fransa’nın eski dışişleri bakanlarından bir tanesi bana zaten açık açık söyledi. Sayın Davutoğlu da yanımda, üçlü olarak görüşüyoruz ve açık açık söyledi. ‘Sizi almazlar dedi Avrupa Birliğine, boşuna uğraşıyorsunuz’. ‘Niye?’ dedim, ‘Müslümansınız’ dedi. Biz de biliyoruz da samimiyet testi diye bir yola girdik. “NATO’da bir yanlış oldu” diyorlar. “Buralarda bu olmamalı.” Ayrımcılık bunlarda var. Biz meseleyi milletimize rahat anlatırız. Sayın Komisyon Başkanı rahat olsun. Biz kalkarız İngilizlerin yaptığı gibi biz de bir kamuoyu araştırmasına milletimiz ile gideriz. ‘AB ile müzakerelere devam mı? tamam mı?’ diye sorarız. Milletim devam derse biz de devam ederiz. Ben kendilerine hep dedim, bizi almayacaksanız söyleyin alacaksanız da bu işi bitirin. Ne evet ne hayır dediler hep bizi oyaladılar. Düzenli göç imkânından mahkum kaldıkları için yeniden harekete geçecek milyonlarca mülteci AB kapılarına dayandığında sayın Komisyon Başkanı bu durumu kime nasıl anlatacak onu düşünsün. Biz vize serbestliği olmadan bugün olduğu gibi hayatımızı yine sürdürürüz. Ama AB ülkeleri geri kabul anlaşmasının getirdiği imkanlara umudunu bağlamış milyonlarca mültecinin yaşayacakları hayal kırıklığının ardından ortaya çıkacak tabloyu aynı rahatlık ve soğukkanlılıkla karşılayabilir mi onu bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz” ifadelerini kullandı.ştir. Ne diyor orada insan. Ölçü bu. Sen nasıl böyle bir ayrıma gidersin. Bölücü örgütün maşası haline dönüşen milletvekillerine destek veriyorlar. Teröristlerin yakıp yıktıkları şehirlerin faturasını devlete yüklemeye çalışıyorlar. Dönüp bana ‘bizi bu kadar korkutma' diyorlar. Ben seni ne korkutacağım. Bu ithamları hangisi korku eseri olabilir acaba. Burada korku değil tam tersine terbiyesizlik vardır. Hem ülkenin Cumhurbaşkanı'na her türlü hakareti edeceksin, sonra korkudan bahsedeceksin. Bunlar kendi şerleri ile milleti korkutama çalışıyorlar. Kendilerine buradan diyorum ki; boş atıp dolu tuttuğunuz günler geride kaldı. Artık bu milletin size de, söylediklerinize de, yayınladığınız bildirilere de itibarı yoktur. Milletle, temsilcileri ile kavga etmekten vazgeçmezseniz kendi çirkinliğinizde boğulup gideceksiniz. Gittiğiniz yol yol değil” ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA