‘Cumhurbaşkanına hakaret’ Anayasa Mahkemesi'nde...
Cumhurbaşkanına hakaret davasına bakan İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, cumhurbaşkanına hakaret hükmünü içeren TCK 299 no’lu maddenin Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurgulayarak dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderdi. Mahkeme dava hakkındaki kararı, AYM’nin kanaatinin ardından vereceğini açıkladı. Av. Özgür Urfa, “Tüm cumhurbaşkanına hareket davalarının karar için bekletilmesi gerekir” yorumunda bulundu.
AİHM KARARLARI HATIRLATILDI
İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Üniversitesi’nde FKF üyesi öğrencilerin “Hırsız, katil Erdoğan” pankartıyla ilgili gördüğü cumhurbaşkanına hakaret davasında önemli bir karara imza attı. Cumhurbaşkanına hakaret konusunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İspanya ve Fransa için verdiği hükümler çerçevesinde ele alan mahkeme; devlet başkanlarının ayrıcalıklı bir statüyle korunmasının çağdaş hukuka uygun olmadığının altını çizdi. Kararda; bu tür düzenlemelerin ifade özgürlüğünü kısıtladığı, devlet başkanlarının diğer yurttaşlar gibi olağan şekilde hakaret davaları açması gerektiği belirtildi.
İPTAL BAŞVURUSU KARARI
AİHM kararlarının ardından mahkeme, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçunun Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na da uygun olmadığını kaydetti. Mahkeme tarafından, cumhurbaşkanına hakaret hükmünü düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin, Anayasa’nın “Cumhuriyet’in Nitelikleri” başlıklı 2’nci maddesindeki “Kanun önünde eşitlik” hükmüne aykırı olduğu vurgulandı. Bu aykırılık üzerine, TCK 299’un iptali için AYM’ye başvuruda bulunulmasına karar veren mahkeme, Yüksek Mahkeme’nin kanaatine kadar dosyayı sonuca bağlamak için bekleme kararı aldı. Bir sonraki duruşma ise 27 Eylül 2016 tarihine ertelendi.
BİNLERCE DAVA VAR
Söz konusu kararla ilgili BirGün’e konuşan davanın Avukatı Özgür Urfa, bu konuda açılmış binlerce davanın olduğunu ve bu davaların AYM’nin kararından önce sonuçlanmasının hukuken mümkün olmadığını söyledi. Urfa, “AYM’nin cumhurbaşkanına hareket hükmünü iptal edip etmeyeceğinin beklenmesi gerekir. Bu karar tüm cumhurbaşkanına hakaret davaları açısından bağlayıcıdır” dedi.
"CUMHURBAŞKANI SİYASİ BİR AKTÖR"
Davada cumhurbaşkanının tarafsızlığı konusunda da kritik ifadeler yer aldı. Mevcut siyasal düzen gereği cumhurbaşkanının tarafsız olmadığı; “(…) Ortaya çıkan yeni duruma göre, siyasi partilerin bir veya bir kaçının desteğini alarak seçilen Cumhurbaşkanının siyasi bir kişilik olması kaçınılmaz bir sonuç olup, Cumhurbaşkanının Anayasa gereğince tarafsızlık yemini etmesi, birtakım Anayasal görevleri üstlenmesi ve devletin başı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil etmesinin, onun siyasi bir aktör olması gerçeğini değiştirmeyeceği” sözleriyle dile getirildi.
Kaynak: BirGün