Medya operasyonu kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Ahmet Şahin ile Hüseyin Gülerce'ye, operasyon kapsamında 43 soru soruldu.
14 Aralık operasyonu kapsamında dün teslim olan ve ifadelerinin ardından serbest bırakılan köşe yazarları Şahin ile Gülerce, savcıların 43’er sorusunu yanıtladı. Fethullah Gülen’i tanıyıp tanımadıkları sorulan yazarlara, yazılarını yazarken Gülen’in düşüncelerinden faydalanıp faydalanmadıkları sorusu da yöneltildi
İfadeleri alan soruşturma savcısı Hasan Yılmaz ve beraberindeki savcılar, Şahin ve Gülerce’ye 43’er soru yöneltti. Fethullah Gülen’i tanıyıp tanımadığı, demeçlerini, kitaplarını ve bu kişi ile ilgili haberleri takip edip etmediği sorulan Şahin’e, köşe yazılarında ve eserlerinde Fethullah Gülen’in düşüncelerinden ve yorumlarından faydalanıp faydalanmadığı da soru olarak yöneltildi. Gülen tarafından ya da dolaylı yollardan verilen görev veya talimat olup olmadığı da soruldu.
"KONUŞMA DİZİDE"
“Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009’da yaptığı konuşmanın aynısının, 3 gün sonra Samanyolu TV’de 64 bölümü yayınlanan Tek Türkiye adlı dizide oynanması için bir yerden talimat alındı mı?” sorusunun yöneltildiği Şahin’e, Gülen’in konuşmasının hemen ardından Gülen grubuna ait Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV’de Tahşiye konusunun bire bir işlendiği, 10 Nisan 2009’da Hüseyin Gülerce’nin köşesinde Tahşiye konusunu işlediği belirtilerek, “Siz de bu konuyu 15 Nisan 2009’da köşenizde işleyerek Tahşiyecilerin terör örgütü ile irtibatlı gibi gösterilmesi ve bu sayede kamuoyunda algı oluşturulmaya çalışılmasıyla ilgili bir çalışmanın içerisinde bulundunuz mu?” denildi.
“Benim yazım tamamen ‘İslam’da irtica ve takiye yoktur’ konusunu işlemektedir. Somut hiçbir kişi veya grupla ilgisi yoktur” yanıtını veren Şahin’e, Gülen tarafından ya da dolaylı yollardan görev ya da talimatlar alıp almadığı soruldu. Şahin, “Bana kendisinin herhangi bir talimat vermesi veya yönlendirmesi söz konusu değildir” dedi. “Köşe yazılarınızı yazarken Fethullah Gülen, Hidayet Karaca ya da Ekrem Dumanlı adlı kişilerden talimat alır mısınız?” yönündeki bir diğer soruyu da Şahin “Herhangi bir kimseden talimat almıyorum” diyerek yanıtladı.
17 ARALIK SORUSU
“Şefkat Tepe isimli dizinin 121. bölümünde geçen diyalogların Selam Tevhit Örgütü soruşturması dosyasında geçen kişi, kurum ve olaylarla paralellik gösterdiğinin anlaşıldığı, bunun tesadüf olup olmadığı” sorusuna “Dizilerden herhangi bir haberim yoktur. Yazılarımı tamamen kendi görüşlerim doğrultusunda yazarım” yanıtı veren Şahin, “Şefkat Tepe dizisinde geçen sözlerin belirli bir kronolojik sıraya göre gitmesi ve Türkiye gündemini ilgilendiren konularla paralellik göstermesi ve bahsedilen olayların sırayla gerçekleşmesi sizce tesadüf mü? 17 Aralık sürecinin gerçekleşeceğiyle ilgili bilginiz var mıydı? Bu diziler aracılığıyla belli bir kitleye mesaj ya da talimat mı gönderiliyor?” sorusu üzerine ise “Diziyi izlemedim” dedi.
BARO AVUKATI
Hüseyin Gülerce’ye de 3 saatlik ifadesi boyunca 43 soru yöneltildi. Gülerce’ye avukatı olmadığı için İstanbul Barosu’na kayıtlı Avuket Fatma Tülek eşlik etti. Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan’ın sorularına yanıt veren Gülerce’ye, 22 sayfalık ifadesinde ilk olarak Fethullah Gülen ile tanışıklığı ve hangi tarihten itibaren tanıştığı soruldu. Gülerce’ye sorulan soruların büyük bir bölümü Samanyolu TV’de yayınlanan Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizisine ilişkin oldu. Gülerce’ye, “Sayın Fethullah Gülen ile ilgili demeçleri ve haberleri takip ediyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Gülerce bu soruya “Çok yakından takip ederim” yanıtını verdi. Ardından, Gülerce’ye, “Fahri Sarrafoğlu adlı kişiye 2009 yılında herhangi bir talimat verdiniz mi? Herhangi bir mesaj verdiniz mi?”, “Tahşiye adını biliyor musunuz?”, “Anlamını biliyor musunuz?”, “Rahle kelimesinin anlamını biliyor musunuz?, “Tahşiye ve rahle konusunda yazınız oldu mu?” soruları da yöneltildi. Tahşiye Yayınevi’yle bir ilgisinin olup olmadığının da sorulduğu Gülerce, yayıneviyle bir ilgisi olmadığını ve sözü edilen dizileri de izlemediğini belirtti. Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizilerini izleyip izlemediği de sorulan Gülerce, “Tek Türkiye ve Şefkat Tepe’de karar kurulu var. Bu sahnedeki karanlık kurulla ilginiz, bilginiz var mı?”, “Oyuncular arasında geçen konuşmalarla ilginiz var mı?” soruları da yöneltildi.
SORUDAKI DIYALOGLAR
Habertürk gazetesinin haberine göre; Gülerce’ye yöneltilen sorular arasında Tek Türkiye dizindeki diyaloglar da yer aldı. Sorular aynen şöyle:
“2009 yılının 4’üncü ayında Samanyolu TV’de 64. bölümde Tek Türkiye dizisinde Karanlık Karar Kurulu oyuncuları arasında bir konuşma geçiyor.
X1 erkek: Yeni projemizin adı Tahşiye olacaktır.
Y1 bayan şahıs: Efendim özür dilerim ama bu nasıl bir eylem planı? İlk defa duyuyoruz
X1 erkek şahıs: Bu hareketin silahlı terör örgütü kapsamına alınmasını sağlayacağız
X2 erkek şahıs: Bu yerlere de terör eylemlerinde kullanılmış silahlar ve malzemeler bırakılıp baskınlarla bulunması sağlanacak.
X1 erkek şahıs: Beyler bu Tahşiye planıyla bizim üzerimize yeni dalgalar gelmeden biz onların üzerine irtica dalgalarıyla gideceğiz. şeklinde diyalogların geçtiği tespit edilmişti. Dizinin 64. bölümünü seyrettiniz mi? Bu diyalogları hatırlıyor musunuz?”
“X1 şahıs: Anlaşılan ülkedeki bütün yapılanmamız anbean takip altına alınmış. Bu durumda deşifre olan şahısların etrafımızdan bir an evvel uzaklaşmasını sağlamalısınız. Selam söyleyin arkadaşlara. Şimdilik tevhitlerini bozmasınlar.
şeklinde diyalogların geçtiği gözlenmiştir. Burada sözü edilmek istenen nedir?”
‘ONAYLAMA VAR MI?’
Gülerce’ye “Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Şahin ve Bugün Gazetesi yazarı Nuh Gönültaş adlı kişilerle tanışıklığınız var mı?” sorusunu da yönelten Savcı Fidan, “Yazınızı yazdıktan sonra herhangi birinin onayına sunuyor musunuz?”, “Köşe yazılarınızı yazarken Fethullah Gülen, Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı adlı kişilerden talimat alır mısınız?” diye de sordu.
Hüseyin Gülerce, “Soruların büyük bir bölümü Samanyolu TV’de yayınlanan dizilere ilişkindi” dedi.
Gülerce, savcının kendisine yönelttiği sorulardan birini de şöyle anlattı:
“6 Nisan 2009’da Fethullah Gülen sohbetinden sonra ‘Gülen neden uyardı?’ yazısıyla ilgili bir soru soruldu. Bu yazının algı operasyonu için yazılıp yazılmadığını sordular. Bu konu, Tek Türkiye dizisinde de benim yazımdan sonra işlenmiş. Ben 9 Nisan’da öğlen yazımı göndermişim. 9 Nisan akşamı da konu ele alınmış. Benim diziyi izledikten sonra yazıyı yazdığımı düşünüyorlardı. Kaldı ki ben diziyi izlememiştim. Gülen’in sözlerini ‘uyarı’ gördüğüm için yazdığımı söyledim. İran konusunda Fethullah Gülen dahil, cemaatin bir takıntısı olduğunu, Türkiye’nin İran’ın oyuncağı gibi gösterilmesinin gücüme gittiğini, bürokrasinin İran’la muta nikâhıyla bağlı olduğununun gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledim.
Türkiye ciddi bir süreçten geçiyor. Şov yaparak, meseleyi basın özgürlüğüne çekerek hakikati bulamayız. Çünkü ortada bir iddia var. Alnı secdeli insanlar tezgâh olma ihtimali kuvvetli bir operasyonla hapse atılmışlar. İşin doğrusunu yargı ortaya çıkaracak. Tahşiyeciler konusunda. Örgüt üyesi olmadığımı söyledim. Serbest bırakıldım.”