Altındiş’in bölümde tam 30 kişiye birden, 19 sayfalık bir ihbar mektubu gönderilerek DHKP-C örgütüne üye olduğu iddia edildi. Araştırma görevlisi, ancak polis soruşturması sonrası eski hayatına dönebildi.
Altındiş Gül'e
‘Türkiye’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz’ diye sormuştu.
Hürriyet’ten Tolga Tanış’a konuşan araştırma görevlisi, o soru sonrasında gönderilen mektup hakkında şunları söyledi:
“Boston’da ifade özgürlüğü konusunda uzman avukatlarla görüştük hemen. İnternet alanında tecrübeli avukatlarla da IP adresine ulaşıp araştırttık. Gönderildiği şehir neresi çıktı dersiniz: Ankara. Mesajın gönderici bölümünde bir isim var ama sahte. Gönderildiği tam adrese henüz ulaşamadık. DHKP-C veya başka bir yasadışı örgütle yaşamımın hiçbir döneminde yakından uzaktan bir ilişkim olmadı. İntikam amaçlı saçma sapan iddialar… Bu e-posta’nın amacını idrak edemeyen 1-2 kişi çıksa da pek çok hoca gelip benimle konuştu, destek oldu. Zaten soru konusunu biliyorlardı ve hepsi bu saldırının ne amaçla yapıldığını anladı.”
IRKÇI EZBERLE TEHDİT
Altındiş, tehdit ve hakaret mesajları aldığını da aktardı: ”Farklı adreslerden bana gönderilen 100 kadar tehdit ve hakaret mesajı da var. Farklı motifler var. İlki ‘Ermeni dölü’, ‘Rum dölü’, ‘Yahudi dölü’, ‘Kansız Kürt’, ‘Sen Türk olamazsın’, ‘Vatan haini’ gibi ırkçı ezberler. Bir de ‘Ülkemizi küçük düşürdün alçak, şerefsiz’ minvalinde çirkin sözler. Ölüm tehditleri de aldım. ‘Seni bulacağız’, ‘Yaşatmayacağız’, ‘Kaçamayacaksın bizden’ diyen çoktu.”
Hayatını altüst eden soruyu sorduğunu pişman olmadığını söyleyen Aldtındiş şunları ifade etti ;
“Ufacık bir pişmanlığım yok. İnsan hakları ihlallerinden mağdur olmuş ailelerde ufacık bir ferahlama yarattıysam o bana bir ömür yeter. Ayrıca cesaret bulaşıcıdır. Bunu Gezi’den de diğer demokrasi mücadelelerinden de biliyoruz. Memlekette o kadar çok insan demokrasi ve özgürlük için bedel ödüyor ki benim yaşadıklarım istisna değil.”