EPDK raporuna göre, Gazze saldırılarında önce Türkiye'nin İsrail'e 584 ton jet yakıtı satıldığı ortaya çıktı.
Gazze saldırılarının ardından kamuoyunda tartışmalara yol açan
İsrail’e jet yakıtı satışına devam ediliyor.
EPDK, kamuoyuna açıkladığı
Petrol Sektör Raporu’nda ilk defa İsrail dahil olmak üzere ülkeler bazında akaryakıt ihracat rakamlarını paylaştı.
Petrol Sektör Raporu’na göre, haziran ayında
Türkiye’den İsrail’e bin 584 ton jet yakıtı ihracatı yapıldı. Hazirandaki jet yakıtı satışı, motorinin önüne geçti.
Enerji Bakanlığı ve EPDK, İsrail’e jet yakıtı satışıyla ilgili ‘Haberlerin gerçeği yansıtmadığı’ açıklaması yapmıştı. Zaman'ın haberine göre, Ancak yeni yayınlanan Haziran Ayı Petrol Piyasası Sektör Raporu, bu açıklamaları yalanlıyor. Çünkü İsrail’e ihracatın ağırlıklı bölümünü jet yakıtı oluşturuyor. Motorin satışı ise düşük miktarlarda kaldı.
İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam sonrası, Türkiye-İsrail ticari ilişkileri tartışma konusu oldu. Tartışmaların merkezini, ‘Kuzey Irak petrollerinin Türkiye üzerinden İsrail’e satılması ve Türkiye’den İsrail’e jet yakıtı satışı’ oluşturdu. Enerji Bakanı Taner Yıldız, tartışmaların ilk döneminde Kuzey Irak petrollerinin İsrail’e gittiğini yalanlarken sonraki bilgilendirmelerinde ‘petrolün hangi ülkeye gittiği konusuyla ilgilenmediklerini’ açıkladı. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da, İsrail’e jet yakıtı satışı konulu haberlerle ilgili ‘art niyetli’ değerlendirmesi yapmıştı. Aynı açıklamada EPDK, İsrail’e özel şirketler aracılığıyla ağırlıklı olarak motorin ithalatı yapıldığı bilgisine de yer verdi.
EPDK’nın ‘İsrail’den ağırlıklı olarak motorin ithalatı yapılıyor.’ açıklamasını, EPDK’nın son raporu yalanlıyor. Yeni yayınlanan Haziran 2014 Petrol Sektör Raporu’na göre, haziranda Türkiye’den İsrail’e ihraç edilen 2 bin 855 ton akaryakıtın bin 584 tonu jet yakıtına ait. Jet yakıtının bin 569 tonu dağıtıcı ve 15 tonu ihrakiye olarak satıldı. İsrail’e aynı dönemde 874 ton denizcilik yakıtı satılırken geri kalan miktar ise deniz motorini olarak ihraç edildi. EPDK raporunda da görüleceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarının doğru ve zamanında bilgilendirme yapmaları önem arz ediyor. En önemlisi de, kamuoyunu yanıltacak bilgilendirmelerden sakınmaları gerekiyor. Aksi halde, yazılı belgelerle çelişecek ve hukuki sonuçlar doğurabilecek durumlarla karşı karşıya kalma söz konusu olabilir.