Müge Turalı Pak Kanal D ’nin iç yapımlar bölümü D Yapım/D Productions’ın yeni genel müdürü. Onu yıllardır yaptığı birbirinden yenilikçi, farklı ve güzel TV işleriyle tanıyoruz.
Son olarak ‘ Kiralık Aşk ’ gibi rekorlar kıran bir dizinin, kurucusu olduğu yapım şirketindeki görevlerini devredip D Productions’a gelmesi sektörde heyecan yarattı. Görünen o ki, beklentiler boşa çıkmayacak çünkü kendisi son süratle yepyeni ve hem sektör, hem izleyici için heyecan verici bir çok işe girişmiş durumda.
Hepsini konuştuk tabii. Bir araya gelme nedenimiz ise bunca işinin arasında çok önem verdiği gençlerin, kendi deyimiyle “sıçrayabileceği olanaklar yaratmak, onları sıçramaya özendirmek” için, başka bir deyişle gençlerin kendilerini gerçekleştirebilecekleri olanaklar yaratmak, onları yetenek ve becerilerini geliştirmeye yüreklendirmek için bir sertifika programında ders verecek olması. İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne bağlı Bilgi Eğitim ve TC Projects işbirliğiyle gerçekleşecek Entertainbiz sertifika programı 104 saat ve sekiz hafta sürecek. Bu ilk yol gösterişi de olmayacak hem. Daha önce çeşitli üniversitelerde çeşitli dersler vermiş. Kendisiyle çok tatlı bir sohbet yaptık, ondan bir sürü şey öğrendik, tüyolar aldık…
Hazırladığınız ‘ 1 Kadın 1 Erkek ’, Türk televizyon tarihinde özel bir yeri olan, gençlerin çok benimsediği programlardan biriydi. Ders verme işine girişmeniz de o döneme rastlıyor sanırım?
En azından bir klasik olarak kalacak ‘1 Kadın 1 Erkek’. Yayınlandığı dönemde bizi söyleşilere çağırıyorlardı sık sık. Gençlerle konuşurken bu bir müddet sonra soru-cevap seansına dönüyordu ve bir saat için gidip iki buçuk, üç buçuk saat kaldığımız oluyordu. Çünkü beraber eğleniyor, gülüyorduk. O dönemde bir senaryo, bir de yapımcılık sertifika programına çağırıldım. Ben öğretim görevlisi gibi ciddi ciddi ders anlatamam. Bir yerden işi mutlaka eğlenceye dönüştürmem lazım. Buradaki hocalardan farkım; onlar teorik bilgileri öğretirken, benim uygulamaya, iş hayatımdaki akışa entegre bilgiler paylaşıyor olmam.
Televizyon sektörüne genç profesyoneller yetiştiren bir okul yok değil mi?
Yok; sinema televizyon okulları, iletişim fakülteleri var. Çocuklar almaları gereken dersleri nispeten alıyor, son sınıfta stajyerlik de yapıyorlar ama iki, üç aylık deneyim tabii ki yeterli olmaz. Daha çok pratiğe dönük çalışmaları lazım. Tabii stajyerler arasında bazen doğuştan yetenekli canavarlar çıkıyor ama çoğunun kafası teorik kitap bilgisiyle dolu olduğundan etraflarında ne olduğunu, işlerin nasıl yürüdüğünü anlayamıyorlar bile.
Ne olmak istiyorlar peki? Mesela yapımcı mı, senarist mi? Bilgi Üniversitesi’nde bir dergicilik dersine konuk olarak gitmiştim, herkes Ayşe Arman ya da Acun Ilıcalı olmak istiyordu. İkisi de son derece başarılı isimler tabii ama onlardan ibaret değil ki basın...
Bizde de magazin dünyasından bir takım isimlere özeniyorlar işte. Kim o ay daha çok röportaj vermişse, onlara mesela. Ama hayatın gerçeği öyle değil.
SEKTÖRDE DAHA ÇOK KADIN OLSUN
Kadın haklarına, sektörde kadınların daha çok sorumluluk üstlenmesine çok önem verdiğiniz biliniyor…
Kadın haklarına ve kadınlara çok değer veriyorum, evet. Üniversitelerde de kız çocuklarına daha fazla eğiliyorum çünkü hakikaten vücudu doğuştan üretmeye programlı olan tek varlık, kadın. Kapılarını açması lazım sadece. Çok istiyorum kadınlar daha çok olsun bizim sektörde. Erkeklere tabii ki lafım yok ama kadının pratik zekası ve koordinasyon yeteneği, üretkenliği başka.
Az mı sektörde kadın?
Sektörde belki az değil ama yapımcı olan kadın çok fazla değil. Dikkat edin, bakın yapımcılara… Kaç kadın var? Çoğu erkek. Cesaret lazım. Bizim ailede kadınlar cesur mesela. Kız kardeşim Zeynep Özbatur da yapımcı. O da kendi kuruluşu Yapımlab’de özel yapımcılık dersleri veriyor, gençleri yaratmaları, yarattıklarının peşinden koşmaları için teşvik ediyor. Yaratan gencimiz çok, yaratıcı bir ülkeyiz biz ama zaman zaman tembelliği tercih ediyoruz. İki kapıyı çalıp pes ediyoruz. Kolay vazgeçebiliyoruz. Her derste öğrencilere ve yeri geldiğinde senarist adaylarına pes etmemelerini söylerim hep.
Gençlerde pes etmenin yanı sıra, bir an önce meşhur olma isteğinin yarattığı hayal kırıklığı da var mı?
O da var. Çabuk para kazanma, çabuk meşhur olma isteği de var.
Kaynak: Elçin Yahşi | Radikal
HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...