Türkiye yeni bir seçim sürecine girerken Erdoğan ve Davutoğlu Batılı liderlerle poz verip Türkiye kamuoyunda imaj yapma peşinde
ANALİZ | KARŞI GAZETE
Erdoğan’ın dünyadaki imajı artık çok kötü. Ülke, özellikle yakın dönemde Erdoğan yüzünden dünyada çok itibar kaybetti. Havuz medyası bunu saklamak için her ne kadar akla hayale gelmedik yalan, sansür hatta fotoğraf montajına dahi başvursa da artık bunu gizleyemiyorlar.
Artık halkın da bu durumu farkettiğini gören Erdoğan, yabancı liderlerle aynı kareye girip poz vererek imaj düzeltmeye çalışıyor.
En çok da Batı dünyasında hızlı bir prestij kaybı yaşıyoruz. Başbakan Davutoğlu da gelinen vahim durumun farkında.
Hem Erdoğan hem Davutoğlu özellikle Batı medyasında çıkan ağır eleştirilerden bunalmış durumdalar.
TÜRKİYE BATI’DAN RANDEVU ALAMIYOR
İki isim de Batı ülkelerine resmi ziyaretler yapmak için kapıları aşındırıyor. Ama Batılı ülkelerden randevu almakta zorlanıyorlar. Artık diktatörlükle yönetilen bir ülke olarak görülen Türkiye ile aynı karede bulunmak Batılı liderler için pek cazip değil. Çok somut çıkarları olmadıkça Türkiye’den liderlerle görüşmeyi kabul etmiyorlar.
ABD ve İngiltere Turkiye’ye çok mesafeli. Almanya, Türkiye ile ilişkilerinde asgari diplomatik nezaket kurallarına dahi dikkat etme ihtiyacı duymuyor.
ERDOĞAN, KRİZDEKİ FRANSA’YA SARILDI
Ekonomik olarak ciddi sıkıntıda olan ve bunu aşmak için milyar dolarlık dev ihalelerin peşinde olan Fransa Türkiye’ye kapıyı tamamen kapatmış değil.
Fransa, nükleer santral işini aldı. Şimdi de hükümetin Çinlilere verileceğini açıkladığı füze savunma sistemi ihalesini almanın peşindeler. Bunlar milyar dolarlık dev projeler.
Erdoğan yarı açık da olsa bir kapı bulmuş olmanın heyecanıyla Fransızları bunaltıyor. Fransızlara adeta kendini zorla davet ettirerek, geçtiğimiz günlerde Fransaya gitti. Kulislerde konuşulanlara göre; Erdoğan bu ziyaret için o kadar ısrarcı ve aceleci davrandı ki normalde ‘devlet ziyareti’ olması planlanan ziyaret, hazırlıklar yetişmeyeceği için ‘çalışma ziyareti’ şeklinde yapılmak zorunda kalındı.
BU TELAŞA NE GEREK VARDI?
Halbuki Erdoğan Fransa’ya daha birkaç ay önce gitmişti. Şimdi önümüzdeki birkaç ay içinde tekrar gitmek istediğinden bahsediliyor.
Fransa tarafından 22 sene içinde devlet başkanı düzeyinde ilk defa resmi ziyaret yapılırken bu derece ısrar Türkiye’yi fazlaca komik duruma düşürüyor.
Tüm liderleri öpen Holland’ın Davutoğlunun elini havada bıraktığı gibi öpmeden atlaması “Herkese şapır şupur, bize yarabbi şükür” esprilerine sabep olmuştu. Şüphe yok ki bu sahnenin videosunu izleyen her yurttaşın içi cız etmiştir.
ERDOĞAN MEŞRUİYETİ DIŞARIDA ARIYOR
Devletler arası ilişkilerde böyle üst düzey ziyaretler sırayla yapılır. Bir o devletten, bir bu devletten. Ama Erdoğan üst üste üçünc ziyaretini yapmak istiyor. Bu da “Türkiye’nin hiçbir ağırlığı kalmadı” yorumlarına sebep oluyor. Artık kendisini zorla davet ettiren bir ülke konumuna düşmüş durumdayız. Bu prestij kaybı sırf iç siyasi hesaplar uğruna göze alınıyor.
İçeride meşruiyetini tamamen kaybettiği tartışılan Erdoğan dışarıda kendisine meşruiyet oluşturma gayretiyle ülkenin imajına ciddi zararlar veriyor. Diğer yandan, Erdoğan dış politikayı başından beri Türkiye’nin çıkarlarını korumanın değil kendi iç siyasi emellerine ulaşmanın bir aracı olarak gördü şekinde bir değerlendirme de haksız olmaz. Bunun en somut örneği olarak AB müzakereleri gösterilebilir.
Davutoğlu da bu durumdan huzursuz olmuş olacak ki; “Aman Batılı ülkelerle ziyaret yapalım, onlarla poz verelim” derdinde. Türkiye’nin tüm dış politikasını Orta Doğu’ya odaklayan siyasi anlayış şimdi sıkışınca aman Batı’yla birlikte görünelim derdine düşmüş durumda. Tabi ki ‘Stratejik Derinlik’ bu çukur durumdan ibaret olmamalıydı.
ANALİZ | KARSIGAZETE.COM.TR