AKP Cuma gününe kadar miting yapmama kararı aldı. Terörün toplum, devlet, siyaset hayatını akamete uğratmasına müsaade etmeyeceklerini kaydeden AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sonraki ilk birkaç mitingi “dirlik, birlik, kardeşlim” temasıyla düzenleyeceklerini, ilk Bursa mitinginin başlangıcında terör kurbanları için Kur’an-ı Kerim okutulacağını bildirdi. Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısında tali konuları gündeme getirmesini bir hassasiyet kaybı olarak gördüklerini belirtirken, “Nitekim Sayın Bahçeli ülkede önemli bir siyasi hareketi temsil eden bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşuyor. Ama hiçbir meselede elini taşın altına sokmayıp hiçbir meselede sorumluluk almıyor. Bugün devlet adamlığının ve siyaset adamlığının test edildiği gündür. Bugün bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bu ülkenin insanlarının sahipsiz olmadığını, ülkemiz içerisinde birlik, dirlik ve kardeşlik içinde olduğumuzu, duygudaşlık ve kaderdaşlık içinde olduğumuzu ve bu ülkenin hepimizin ortak vatanı olduğunu yeniden hatırlama günüdür” dedi.

-ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPTI-

AKP Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısından sonra parti Genel Merkezinde açıklama yaptı.

-BİRLİK DİRLİK MİTİNGLERİ-

Cuma gününe kadar AKP mitinglerini askıya aldıklarını kaydeden Çelik, Cuma gününde sonra da birkaç mitingi, bir parti mitingi kimliğinden çok normal rutin takvimi içinde “Teröre Karşı Birlik Dirlik ve Kardeşlik” mitingleri olarak yapacaklarını bildirdi. Çelik bu mitinglerin Bursa’dan başlayacağını bildirdi.

Saldırının sorumlularını, tam olarak adres belli olana kadar paylaşmanın mümkün olmadığını, çalışmaların sürdüğünü anlatan Ömer Çelik, “Etrafımızda ciddi bir terör organizasyonu var. Suriye’de pek çok örgüt var, bölgede pek çok örgüt var. Bu örgütlerin eylem yapma konusunda belli karakteristikleri var. Dolayısıyla güvenlik birimleri daha çok karakteristiklerden, bu kategorilerden yola çıkarak örgütü tespit etmeye çalışırlar. Ama şunun da farkındayız. Türkiye gibi bir ülkeye karşı DEAŞ, PKK, MLKP, DHKPC, Esat rejimi kaynaklı bazı oluşumlar, bazı bağımsız oluşumlar çeşitli terör faaliyetleri içinde bulunabiliyorlar. Bunlar kendi eylemlerini bazen taşeron örgütlere yaptırabiliyorlar. Ya da bu örgütler arasında bir eylemi gerçekleştirirken başka bir örgütün eylem biçimini kullanma şeklinde yöntemler söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla her eylem zihinlerimizi belli bir konuma ötelemek, belli bir adrese doğru ötelemek konusunda da belli bir proje barındırıyor olabilir. Bu çerçevede de bütün bunlar analiz ediliyor, dikkatle bu sonuçlara ulaşılmaya çalışılıyor, kuşkusuz bir ulusal güvenlik meselesidir. İstihbarat birimleri, güvenlik teşkilatı, emniyet tam bir organizasyon içinde bunu devam ettiriyor. Sayın Başbakanımız günlük mesaisinin büyük bölümünü buna veriyor, kriz merkezini bizzat yönetiyor. Günlük olarak bu toplantıları yapıyor ve bu toplantıların bulgularıyla birlikte gereken talimatlar sıcak bir şekilde veriliyor. Süreç bu şekilde ilerleyecek” dedi.

Terörün amaçlarına ulaşmaması için gereken hassasiyeti gözeteceklerini, dirayetle yönetimin süreceğini belirten Ömer Çelik, terörün günlük hayatı etkilemesine izin verilmeyeceğini kaydetti.

Başka örgüt olabileceği görüşünü açması istenen Ömer Çelik, “Acele karar vermemek lazım, önemli olan somut bulgulara ulaştıktan ve titiz çalışmalardan sonra bu kararı vermek lazım. Acele bazı adresler göstermek şeklindeki birtakım yayınlar, ya da resmi olmayan ağızların yaptığı değerlendirmeler, kamuoyunu yanlış bir yere sevkedebilir ve bu doğru olmaz” dedi.

Bir güvenlik zaafı olup olmadığını çok önemsediklerini kaydeden Çelik, 17-18 benzer olayın engellendiğini ancak kamuoyuna duyurulmadığını, kamuoyuna duyurulmaması için birçok nedenin olabileceğini bildirdi. Zaaf varsa gereğinin yapılacağını anlatan Ömer Çelik, “O aşamaya gelinmemişse de bunu ana gündem yapmak yerine teröre karşı birlik beraberlik içinde tek ses olmaya devam etmek lazım” dedi.

-BAHÇELİ-MHP ZIT-

Yeni dönemde iki ülkenin birbiriyle savaşmadığını, asimetrik savaş yöntemiyle birbirleri içinde grupları çatıştırdığını kaydeden Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun davetini reddedişiyle ilgili düşüncelerini şöyle açıkladı:

“Şimdi seçimden sonra iktidar olabileceğini söylüyor. Tabi MHP tabanına izah edemediği bir durum var. Yani MHP’nin bir siyasi geçmişi var siyasi bir kökten geliyor, uzun bir geçmişi var. MHP tabanının, kurmaylarının çok sık söylediği bir şey vardır. MHP siyaseti demek milliyetçi siyaset demektir, ülkücülerin duruşu demektir diye değerlendirmeleri vardır. Burada MHP tabanının, ülkücülerin en çok hassas oldukları konu terör konusudur. Sayın Bahçeli’nin de uzun zamandan beri Türkiye’ye bir proje, umut vaat etmiyor. Konuşmalarının yüzde 80’i negatif ve hepsi de daha çok terörle ilgili konuşmalardır. Dolayısıyla koalisyon bölümündeki çelişkileri bir tarafa bırakalım, terörle ilgili böyle bir hassasiyet olduğu zaman mantık Sayın Bahçeli’nin bir adım daha önde olmasını gerektirir. Fakat bunun yerine hiç de hoş olmayan şekilde tekrar ‘hayır’ üslubunu yürütmesi ortaya şunu çıkarıyor: Sayın Bahçeli 7 Haziran’dan beri kişisel olarak ülkücü ve milliyetçi siyasete ipotek koymuş gözüküyor. Yani geleneksel milliyetçi ve geleneksel ülkücü siyasetle Sayın Bahçeli’nin bir kavgası var gibi gözüküyor. Çünkü MHP gibi bir partinin terör konusunda hükümetle, devletle dayanışma içinde olmaması, Sayın Bahçeli’nin böyle bir daveti reddetmesi bizim siyasi tarihimizde ilk rastlanan bir durum, MHP ve önceki partilerin tarihinde de ilk rastlanan bir durum. Böyle bir güvenlik krizi olduğu, Türkiye böyle bir saldırıya uğradığı zaman herkesten önce hükümete destek veren parti MHP olurdu, bu sefer ise en geride olan bir parti. Hâlbuki MHP’nin tabanı, Türkiye’nin güvenliği konusunda, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik bir saldırı konusunda en hassas tabandır, onların arzusuyla Sayın Bahçeli’nin tutumu arasında açık bir çelişki görüyorum doğru bulmuyoruz.”

-SEDAT PEKER’İN MİTİNGİ-

Sedat Peker’in Rize mitingi ve orada kullandığı “oluk oluk kan akacak” sözleri ve Peker’in AKP ile ilişkisi konusunu nasıl değerlendirdiği sorusuna Çelik, “Bizim genel prensibimiz var. Kamuoyu duysun. Kişilerin isimlerini zikretmeye gerek yok bu kişiler kim olursa olsun, hatta bazı kurumlar, organizasyonlar var. Başına ak kelimesini koyarak kendisine ocak diyen, dernek diyen organizasyonlar var. Bunlarla AK Parti’nin hiçbir ilgisi yoktur, organik, kurumsal bir ilgisi yoktur, dolayısıyla bizi bağlayan bir konu değildir bu” dedi. Dışarıda bir sivil toplum örgütü yapmışsa da ancak kendilerinin “destek veriyoruz” demeleri durumunda bir bağlayıcılığı olacağını kaydeden Çelik, şiddet ifadeleri kullanmadıklarını bildirdi.

-TERÖRİST CESEDİ SÜRÜKLENMESİNİN YAYILMASI KASITLI-

Terörist cesedinin sürüklenmesi olayıyla ilgili iki güvenlik görevlisinin görevinden uzaklaştırıldığının hatırlatılması üzerine Ömer Çelik, hiçbir ölüye eziyet edilmemesi gerektiğine inandıklarını belirterek, bu görüntüleri hiçbir şekilde tasvip etmediklerini bildirdi. Söz konusu şahsın roketatarla polise saldırırken resimleri olan bir şahıs olduğunu daha sonra güvenlik güçleri tarafından bertaraf edildiğini anlatan Ömer Çelik, “Bunun insanlık dışı bir tutum olduğunu düşünüyoruz. Bunu yapan kişilerin iyi niyetli olmadığını da düşünüyoruz, parti olarak gerekli cezayı almalarını isteriz, takip ediyoruz” dedi.

Görüntünün kasıtlı yayın yapan şahıslara malzeme verdiğini kaydeden, güvenlik güçlerinin hukuk dışına çıkmadığını bildiren Ömer Çelik, “Dolayısıyla güvenlik güçlerimizin hukuk devleti içindeki mücadelesine leke sürmüş şahıslardır. Dolayısıyla güvenlik güçlerimizle aynı başlık altında anılmamaları gerekir” dedi.

-DEVİR DEVLET ADAMLIĞININ TEST EDİLDİĞİ DEVİR-

AKP'li Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısında tali konuları gündeme getirmesini bir hassasiyet kaybı olarak gördüklerini belirtirken, “Nitekim Sayın Bahçeli ülkede önemli bir siyasi hareketi temsil eden bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşuyor. Ama hiçbir meselede elini taşın altına sokmayıp hiçbir meselede sorumluluk almıyor. Bugün devlet adamlığının ve siyaset adamlığının test edildiği gündür. Bugün bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bu ülkenin insanlarının sahipsiz olmadığını, ülkemiz içerisinde birlik, dirlik ve kardeşlik içinde olduğumuzu, duygudaşlık ve kaderdaşlık içinde olduğumuzu ve bu ülkenin hepimizin ortak vatanı olduğunu yeniden hatırlama günüdür. O sebeple hepimizin kim olursa olsun dayanışması gerekir. Biz burada kategorik olarak hiçbir partiyi, hiç kimseyi dışlamıyoruz, ama birisi teröre pas atan, terörle yan yana duran bir açıklama yaparsa, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız hakkında o şekilde o çirkin ve yakışıksız ifadeleri kullanırsa tabii ki onunla yan yana gelmemiz söz konusu olamaz. Bu çerçevede biz bir ulusal dayanışma çağrısı yapıyoruz. Genel Başkanımız diğer genel başkanlara bunu yaptı. Bu ulusal yasın sadece üç gün içerisinde tabii ki bu acıyı unutmayacağız, üç gün sonrasında da birkaç günün bir birlik, dirlik, kardeşlik ruhuna gönderme yapan, ülkedeki milli dayanışmayı vatandaşlarımız arasındaki kardeşlik ruhunu yeniden altını çizmeye çalışan bir düzeyde yapılmasını söylüyoruz. Tabii ki müzikli ve coşkulu olmayacak, Bursa’da rahmetli olanlar için Kur’an okunacak ondan sonrasında miting organizasyonu yapılacak. Buradaki kastımız şu: Biz hepimiz biriz, kardeşiz. O Sıhhiye meydanında, Ankara Garı’nda vurulanlar sadece o isimlerden ibaret değil, hepimiz can evimizden vurulduk. Bu çerçevede de bunu yapanlara karşı da dimdik ayakta olduğumuzu göstermemiz gerekir” dedi.

Terörün hayatı akamete uğratmaya çalıştığını ifade eden Ömer Çelik, sözlerini “Devlet siyaset toplum hayatının terör tarafından akamete uğratmasına müsaade etmeyeceğiz. Acımızı başımızın tacı olarak taşıyacağız, kalbimizde, gönlümüzde taşıyacağız. Ama dirayetle, basiretle ve kararlılıkla da yolumuzu yürüyeceğiz” diye bitirdi.