AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, partisinin Diyarbakır İl Koordinasyon Toplantısında konuştu.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, partisinin Diyarbakır İl Koordinasyon Toplantısında yaptığı konuşmada, HDP ve Selahattin Demirtaş'ı sert bir dille eleştirerek, "Peki seçimler bitti, Sellahattin Demirtaş iki gün konuştu. Üçüncü gün vasileri devreye girdiler mi? Nasıl konuşması gerektiği konusunda onu uyardılar mı? Uyardılar ve o uyarıdan sonra 5 gün Selahattin Demirtaş'ı gören olmadı" dedi.
Liluz Otel'de düzenlenen toplantıda İl Başkanı Muhammed Akar'ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Ünal, bir partinin tek başına demokratik sistemi inşa edemeyeceğini söyledi. Ünral, "Demokratik sistemi, bir parti tek başına inşa edemez. Çünkü demokratik sistemin paydaşları diğer siyasal partilerdir. Diğer siyasal partilerin demokratik sistem inşasına katkı sunması gerekir" dedi.
Türkiye'de bugünkü durumda siyasal partilerin demokratik bir sistem inşaasına destek vermediklerini, 13 yıldır tek hedef olarak Ak Parti'yi iktidar yapmamak olarak seçtiklerini ileri süren Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir lobi oluşturdular, aynen kurdukları cümle şu; Her ne pahasına olursa olsun, AKP'den kurtulmalılıyz. Yani Türkiye'nin ekonomisi çükmüş, Türkiye'nin kazanımları kaybolmuş, onların umurunda değil. AKP'den kurtulalım. 2015 seçimlerinde AKP'den kurtulamadınız ama, hedeflediğiniz, yan yana gelerek, koalisyonlar, ittifaklar kurarak, dışarda ve içerde işbirliği yaparak AK Parti'nin iktidar olmasını engellediniz. Tamam da toplumun önüne koyacak bir planınız, projeniz, vizyonunuz var mı? Yok. E biz bütün enerjimizi, bütün projemizi AK Parti'yi iktidar olmaması için kurmuştuk. diyorlar. Böyle siyaset olmaz. Bu tür siyasetçilerden de, demokratik sistem inşa etmelerini bekleyemeyiz. Ve bunun adı da siyaset değildir."
"EY HDP, HANGİ DEĞİŞİKLİĞE GİTTİNİZ?"
Kürt sorunun çözümü konusunda geçmişte devletin güvenlikçi bir anlayışla ve sadece askeri yöntemlerle sorunu çözmeye çalıştığını hatırlatan Ünal, şunları söyledi:
"Peki birileri de bu sorunun çözümü için bir yöntem bulmuşlardı, buldukları yöntem neydi? Silahlı mücadele, değil mi? Buradan soruyorum ey HDP ve devamı olan partiler; siz bu sorunun çözümüyle ilgili hangi değişikliğe gittiniz? Siz hala silahın vesayetini kabul ediyor musunuz? Evet ediyorsunuz. Siz hala demokratik siyasetin güçlü olması için bir irade ortaya koyuyor musunuz? Hayır koymuyorsunuz. Ve sizle terörle, şiddetle, ölümle aranıza kesin bir çizgi koyuyor musunuz? Koymuyorsunuz. Biz bu ülkede bu milletin sandıkta teceli eden iradesinin üzerindeki her türlü vesayeti tasfiye ettik. İşte bu kadrolar yaptı bunu. Bu ülkede askeri yargı, bürokratik vesayetleri tasfiye ettik. Her şey gözünüzün önünde cereyan etti. Biz millet iradesi üzerinde hiç bir güç tanımıyoruz diyerek, sadece ve sadece milletin sandıkta verdiği kararı kıldık mı? Kıldık."
"UYARIDAN SONRA DEMİRTAŞ'I 5 GÜN GÖREN OLMADI"
Seçimlerde halkın AKP'ye tek başına iktidar olması için yetki vermediğini ifade eden Ünal, "Bakın 2015 seçimlerinde millet bize dedi ki; sana yüzde 41 oy veriyorum ama tek başına iktidar olma yetkisi vermiyorum dedi. Biz ne dedik? Başımız gözümüz üstüne dedik. Çünkü aslolan milletin iradesidir, söz de karar da milletindir" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı da eleştiren Mahir Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçimler bitti, Sellahattin Demirtaş iki gün konuştu. Emanet oylardan filan bahsetti. Üçüncü gün vasileri devreye girdiler mi? Nasıl konuşması gerektiği konusunda onu uyardılar mı? Uyardılar. Hatta HDP'yi yumuşak siyaset gütmekle suçladılar. Ve o uyarıdan sonra beş gün Selahattin Demirtaş'ı gören olmadı. Böyle siyaset yapılmaz. Bunun adı siyaset değildir. Silahların gölgesinde siyaset olmaz. Siyaset irade işidir. İradenize sahip çıkarsınız, iradenizi hiç kimseye kiralamazsınız."
"BİZİ IŞİD'Çİ YAPTILAR"
IŞİD'i Bakanlar Kurulu Kararı ile terör örgütü ilan etmelerine ve ÖSO ile Peşmerge'nin Kobani'ye geçişine izin vermelerine rağmen IŞİD'çi olmakla suçlandıklarını kaydeden Mahiri Ünal, "Suriye'de Esed döneminde, Kürt kardeşlerimizin vatandaşlık hakkı var mıydı? Yoktu. Biz Esed ile görüşmemizde Kürt kardeşlerimizin haklarını masada Esed ile görüşüyorduk. Ve Cumhurbaşkanımız, o günkü Başbakanımız diyordu ki; Kürtler'in hakkını ver. O gün biz, o coğrafyanın mazlumu olan Kürt kardeşlerimizin hakkını o gün savunurken, bugün mü savunmayacağız? Bugün de savunuyoruz, savunacağız. Kobani saldırıya uğradığında, 200 bin Kürt kardeşimize kucağımızı açtık. Kobani düşmesin diye ÖSO ve Peşmerge'yi kendi toprağımızdan biz göndermedik mi? Ama ne yaptılar? Bizi IŞİD'çi yaptılar. Biz ki Bakanlar Kurulu Kararı ile IŞİD'i terör örgütü ilan ettik. Ve bölgede IŞİD'le gerçek anlamda mücadele eden ve geçişleri engelleyen tek ülkeyiz" ifadelerini kullandı.
"IŞİD'E KATILMAK İSTEYEN 1300 KİŞİYİ GERİ GÖNDERDİK"
Her olumsuzluğa rağmen IŞİD'e katılmak isteyen 1300 kişiyi geldikleri ülkelerine geri gönderdiklerini IŞİD ile ilgili 15 bin kişinin yakalandığını belirten Ünal, şöyle konuştu:
"1300 kişiyi kaynak ülke dediğimiz geldikleri ülkelere göndermişiz, 15 bin kişiyi yakalamışız. Ama gönderdiğimiz kaynak ülkeler, tekrardan kendi ülkelerinden IŞİD'e katılmak için bizim gönderdiğimiz kişilerin tekrar çıkmasına göz yummuşlar. Biz Suriye'de Kürt, Arap, Türkmen ayırımı yapmazken bunlar ayırım yapıyorlar. Kürt olunca kıyamet koparıyorlar, Arap ve Türkmen olunca ses çıkarmıyorlar. Olmaz işte bu. Bunun adı mazlumun yanında olmak değil, bunun adı ırkçılıktır. Biz Suriye'de PYD'nin inisiyatif kaybetmesine dönük ne yaptık? Salih Müslim Türkiye'ye geldiğinde biz ona, Esed'e pozisyon almasını ve muhalif Ulusal Suriye Konseyi dediğimiz 114 ülkenin desteklediği Suriye Ulusal Konseyi ile birlikte hareket etmesini istediğimizde soruyorum size PYD, neden Esed ile birlikte hareket etmeyi tercih etti? Buna rağmen biz, Kobani'de mazlumların yanındaydık. Kürt oldukları için değil, insan oldukları için yanındaydık."
"2009'DA DA YÜZDE 38'E DÜŞTÜK AMA 2 YIL SONRA YÜZDE 50'YE ÇIKTIK"
7 Haziran seçimlerinde Diyarbakır'da alınan kötü sonucu hatırlatan AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, "Özellikle Diyarbakır'da aldığımız sonuçtan dolayı gönlünüzün buruk olduğunu biliyorum. Ama kardeşlerim şundan emin olun siyaset böyledir. Biz 2009 yılında yüzde 38 oy oranına düştük mü? Düştük. Ama ne yaptık? Oturup muhasebemizi yaptık, gerekli özeleştirimizi yaptık. 2 yıl sonra yüzde 50'ye çıktık. Allah'ın izniyle biz gerekli muhasebelerimizi yaparız. Diyarbakır'da yeniden yüzde 45'lere, yüzde 50'lere döneriz, buna inanın, kendinize güvenin, kendinize inanın ve asla burada biz yalnız bırakıldık psikolojisine asla inanmayın" dedi.
Kaynak: DHA