İşte Arınç'ın konuşmasından satırbaşları...
"Biliyorsunuz bugün Çankaya'da ilk kez toplantı yapıldı. Seçim çalışmaları hakkında bilgi alma ve verme oldu.
"BEN HÜKÜMETİN ÜYESİYİM ELBETTE SAVUNURUM"
Cumartesi ve pazar günü yaptığım açıklamalar kamuoyunun malumudur. Bu açıklamalardan bazı basın kuruluşları bunu bir çekişme olduğunu belirten yazılar yazdı. Arınç fevri çıktı, şimdi birbirlerine düştüler gibi sığ yazılar yazıldı. Ben yeni bir siyasetçi değilim. Devlet meselelerine biz duygularımızı karıştırmayız.
Biz Cumhurbaşkanımızla duygusal tartışmalara girecek tiynette değiliz. Sayın Cumhurbaşkanımızla ateş çemberlerinden geçerek bugünlere geldik. Hukumuz kardeşlik hukukudur, dava arkadaşlığıdır. Bilmeyenler için tekrar söyleyelim. Kendisi bizim yıllarca önedrliğimizi yapmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız bazı konularda düşüncelerini ifade ediyor. Bu ifadeler birilerinin hoşuna gidiyorsa bize düşen onu bilgilendirmek, olayın üzerimize düşenini yapmaktır.
Ben hükümetin üyesiyim, hükümetimi elbette savunurum, eksik bilgileri tamamlamak da görevimdir. Ben yaptığım açıklamaların saygı ile karşılandığını düşünüyor, bugün geldiğmiz noktanın da faydalı olduğunu düşünüyorum.
Kusuru elbette kendimizde ararız. Benim adım Bülent Arınç, ben kimsenin adamı değilim, ben 2 ay sonra başım dik, alnım açık gezeceğim. Hiç bir akçeli işte benim adım geçmez.
Her sözümün arkasından kimse birşey aramasın. Başkaları için arayabilirsiniz. Bu adam dürüst bir adamdı, doğru söylerdi o yüzden de 9 köyden kovulmuştur denilecek.
Partimize gelmesi arzu edilen bir kişi olmuştu onun sonuçlarını aktarmak için gitmiştim. Sayın Davutoğlu bu polemiğe dahil dahi olmadı.
"TERBİYESİZCE BİR AÇIKLAMADIR"
Gökçek bazı tweetler atmış sonunda da biz seni istemiyoruz demiş. Değerli arkadaşlar bu terbiyesizce bir açıklamadır. Evet içerde bunu sordum, muhatap almayın denildi. Kendisin bana bunu söyleyebilecek haysiyetli biri değildir. Ben birileri gibi koltuk sevdası için bu işleri yapmıyorum. Gökçek'e değil ama eşine büyük bir saygım var. Belki de eşinin başarısında en çok katkısı olan kadındır. İkincisi yeni bir tartışma açarak tekrar yeni bir tartışma açmak istemem. 8 Haziran'dan sonra Gökçek ile ilgili yüz şey söylerim. Ben hakkımda konuşacakları isim isim biliyorum. Biz kimin nerede havlayacağını biliriz. Biz gözü açık biriyiz. Kimlerin cumartesi, pazar konuşmalarını bizi mahkum etmek için elele nasıl çalışacağını biliriz. Herşeye davamız için katılıyoruz. Gökçek bakın sayın demiyorum, bir bir yerlere yaranmak istiyor, iki oğluna vekilliğini garantilemek istiyor.
"GÖKÇEK PARALEL YAPININ KUCAĞINDA OTURMUŞTUR"
Ahmet Hakan denilen kişi benim hakkımda bir yazı yazmış o da tutmuş bunu delil sayıyor. Biliyorum ki Ahmet Hakan, Gökçek'ten çok daha haysiyetlidir, dürüsttür. Benim cemaate olan sevgimi herkes bilir. Ama 17-18 Aralık soruşturmalarından sonra paralel devlet yapılanmasına karşı elimenden geleni yaptım. Gökçek belediye başkanlığı yarışında bu yapının kucağına oturmuştur. 30 Mart seçimlerine kadar da bu yapı ile ilgili bir tek kötü laf çıkmamıştır. Çok zor eçimi kazandıktan sonra mücadele etmektedir. Gökçek Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Paralel yapıya verdiği arsaları geri almak için çaba sarf etmektedir. Ben adaylığına itiraz ettim. Artık yeter dedim. Ankaraya yakışmıyor dedim, yapabileceği birşey yok dedim. O günlerden kalan acısını çıkarmak istiyor. Ama birileri onu kullanmak istenmişse onları da teşhir ederim. Bana bunu saldırtan kişi veya kişileri 8 Haziran'dan sonra tek tek ortaya çıkarırım.
ÖCALAN'IN MESAJI
Cumhurbaşkanı ve Başbakan cumartesi akşamı bir görüşme yaptılar. Bu görüşmeden haberdar değilim. Öcalan'ın nevruz mesajı analiz ediliyor. Bizim beklentilerimiz farklıydı.
"İZLEME HEYETİ 5-6 KİŞİ OLACAK"
İzleme heyeti bizmi kabulümüzdür. İzleme heyetinde bulunacak kişilerin Akil İnsanlar içinden olacağını rahatlılıkla söyleyebilirim. 15-16 kişiden bahsedildi ama sonradan yalanlandı. Bunun sayısının 5-6 civarında olacağını düşünüyorum. Ama bizim düşüncemiz yetmiyor. Onların da onayını almamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız süreci başlatan insan olarak bilgilendirilmelidir.
"DİYALOG BAŞKA MÜZAKERE BAŞKA"
Bizim kabul edemeyeceğimiz noktalar tabii ki vardır. Eşme'den bahsedilmiş olması gibi. Bir şey yapılacaksa örgütün terminolojisiyle yapılamaz. Diyalog başka bir şey müzakere başka bir şey. Biz müzakere sözünü kabul etmiyoruz. Henüz o noktada değiliz. Biz anayasa ile bağlıyız, kanunlarla bağlıyız."