Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, ”
Biz sadece camileri, medreseleri değil aynı zamanda havraları, sinagogları ve kiliseleri de imar ediyoruz. Bütün bunlar bizim için geçmişten bu yana bir kişi bile kalsa büyük bir hatıradır” dedi.
Edirne Valisi
Dursun Ali Şahin açılışı yapılan Sinanog ile ilgili geçtiğimiz günlerde “tehditkar” açıklamalarda bulunmuş, İsrail’in Mescid’i Aksa’ya düzenlediği baskına kızıp sinagogu müzeye çevirebileceklerini açıklamıştı.
Bülent Arınç, Edirne Belediyesini ziyaretinde, Belediye Başkanı Recep Gürkan tarafından karşılandı. Kendisini bekleyen belediye bandosunu selamlayan Arınç, tarihi belediye binasını gezerek, Gürkan’dan bilgi aldı.
Arınç, ziyaretteki açıklamasında, Türkiye’de Edirne denince büyük bir tarih, kültür ve hatıranın akla geldiğini söyledi. Her yönüyle Edirne’nin destansı bir şehir olduğunu ve burayı böyle bir vesileyle ziyaret etmekten mutluluk duyduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:
“Sayın Gürkan parlamentodan bildiğiniz gibi arkadaşımızdı. Daha sonra son seçimlerde belediye başkanı adaylığını tercih etti ve Edirne’deki halkımızın tercih ve takdirleriyle belediye başkanı seçildi.
O günden bu yana belki ilk karşılaşmamız, ziyaretimiz. Dolaysıyla başkanlığını candan tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Başaracağından da eminim.”
Arınç, Edirne’nin, Selimiye ve diğer camileriyle 1300′lü yıllardaki fethi ve İstanbul’un fethine giderken taşıdığı rolle her karışında ayrı bir tarih, ayrı bir kahramanlık yattığını söyledi.
Dünyanın ihtiyaç duyduğu, teröre, ırkçılığa ve İslamofobiye karşı, farklı inançları, kültürleri ve farklı ibadet yerleri de olsa bir arada, huzur ve güven içinde yaşayabileceğini göstermek gerektiğini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: “Avrupa Birliği karşıtlarında biz de şöyle mukavemet ederdik eskiden.
Osmanlı dönemi ve cumhuriyet dönemi Türkiye’de farklılıkların bir arada özgürce yaşadığı dönemlerdir. Herkesin dili farklı olabilir, inancı farklı olabilir ama birbirleriyle komşuluk dostluk yapmaları asıldır.
Türkiye’de öyle şehirlerimiz var. Mesela bunlardan birini Hatay olarak gösterebiliriz, birisini Mardin olarak gösterebiliriz. Ezan, çan, hazan dedikleri belki aynı günde farklı zamanlarda sesler davetler yankılanıyorsa bunlar birbirlerine komşu ve dost olmuşlardır. Birbirlerinin ibadetlerine saygı duyarlar.
Edirne bunun en güzel örneklerinden birisidir. Yani 3 mukaddes dinin de ibadethanelerinin bulunduğu ve tabii işgal dönemleri, savaşlar hariç bir arada herkesin huzur içerisinde yaşadığı bir yer.”
Arınç, İber Yarım Adası’da, İspanya’da Yahudilerin sürgüne uğratıldığını ve Osmanlı’nın onlara kucak açtığını anımsattı. Oradaki Yahudilerin bir kısmının Edirne’ye, bir kısmının da başka yerlere geldiğini belirten Arınç,
“Yani büyük bir cemaatin, sayısının 20 bini bulduğunu Edirne’de ifade ediyorlar. Bütün bunlar bizim için geçmişten bu yana bir kişi bile kalsa büyük bir hatıradır” diye konuştu.
"SADECE CAMİ, MEDRESE İNŞA ETMİYORUZ"
Arınç, Türkiye’deki Musevi cemaatinin Büyük Sinagog’un restorasyonu için istediği izni tereddütsüz kabul ettiklerini söyledi. Sadece camilere değil diğer dinlerin ibadethanelerinin restorasyonuna da önem verdiklerini vurgulayan Arınç, şunları anlattı:
“Biz sadece camileri, medreseleri değil aynı zamanda havraları, sinagogları ve kiliseleri de imar ediyoruz. Yeter ki vakıflarda kaydı bulunsun, yeter ki vakıf eseri olsun.
O yüzden 5 milyon lira kadar harcadık. Takriben 5 yıl kadar sürdü. Bugün de onun açılışını yapacağız. Bugün bence Edirne için çok mükemmel bir gün, çünkü bin civarında davetli var. Bunların 200′e yakını tamamen yurtdışından geldi. Hepsi önemli noktalarda görev yapan insanlar.
Hatta bir tanesi Edirneli Yahudi ailelerden, yurtdışına gitmiş, sadece bugün için buraya gelmiş insan. İsmini hatırlayamıyorum, bir yerde kendisiyle röportaj yapılacak, güzel duygularını ifade ediyorlar.”
Kaynak: AA