​CHP'nin Cemevi teklifine AKP'den ret

CHP'nin İBB Meclisi'ne getirdiği Cemevi teklifi AKP'li üyelerin oyuyla kabul edilmedi.
CHP İBB Meclis Grubunun “Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması” teklifini AKP İBB Meclis Grubu reddetti!

CHP İBB Meclis Grubu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisinin 09 Şubat 2015 Pazartesi günkü 1’nci birleşiminde İBB Meclis toplantısında CHP Grup Sözcüsü Çoşkun Tanış CHP Grubu adına “Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması” konusunu gündeme ek teklif alınmasını için Meclis Kürsüsünde okudu.

CHP Grubunun ek teklifi; “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 2 Aralık 2014 tarihli kararı, 5393 sayılı Belediye Kanunun 147b ve 15’nci maddesinin 5’nci fıkrasının son cümlesi uyarınca Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması gerekmektedir. Bu sebeple, Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi hususu ilan edilen gündemimize eklenmelidir” sözlerine yere vererek ilan edilen gündeme alınmasını Grup adına arz ve teklif etti.

AKP’li Taşyürek “CHP’nin teklifini AKP Grubu olarak red edeceğimizi beyan ediyorum”

CHP Grubunun,“Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması” teklifini ret edeceklerini beyan eden AKP Grup Başkanvekili Abubekir Taşyürek neden ret ettiklerini, “Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devletidir. Yasal düzenlemeler TBMM’de yapılır, Yerel Parlamento olarak İBB Meclisinin böyle bir yetkisi yoktur” Sözlerine yer vererek açıkladı.

(AKP’li Taşyürek’in bu açıklamalarına karşı birçok CHP’li Üye ve MHP’li Üye söz almak ve görüş bildirmek istedi ama Meclisi yöneten Meclis Başkan Vekili Ahmet Selamet “kifayeti müzakere” diyerek söz vermedi)

CHP’li Kösedağı “Vatandaşlarımızın gönlü bu kararı kabul etmiştir”

AKP’li Taşyürek’in bu açıklamalarına karşı görüş belirtmek için söz isteyen CHP’li Üye Mesut Kösedağı şunları söyledi; “AKP 14 yıldır iktidardadır, isteselerdi 1 saatte bu yasayı çıkarırlardı. CHP Grubumuzun bu teklifi Türkiyemizin birlik ve beraberliğini daha da pekiştirecek açık ve somut bir karardır; “Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması” kararı vatandaşın gönlünden alınan bir karardır, AKP Grubu da bu kararı yeniden değerlendirmeli ve kabul etmelidir” temennisinde bulundu.

CHP’li Tanış “AKP Grubu bu teklifi reddederek hem AİHM ham de ANAYASA MAHKEMESİNİN Kararlarını hiçe saymış ve kararı çiğnemiştir”

CHP Grup Sözcüsü Çoşkun Tanış da AKP Grubunun ret oyu vermesini beyan etmesinden sonra söz alarak, “İç hukuk tükenince üst hukuka başvurulur. AKP Grubu bu teklifi reddederek üst hukuk olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararını çiğnedi. AKP Grubu bu teklifi reddederek ANAYASA MAHKEMESİNİN Kararlarını da hiçe saymış ve kararı çiğnemiştir”

CHP’li Gülsever “CHP Grubunun teklifi ve önerisi açık, net ve somuttur, AKP Hükümeti niyetini artık yasal hale getirsin”

CHP İBB Meclis Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever de söz alarak; “AKP Hükümeti çalıştaylar düzenliyor, açılımlar yapıyor ama söz de kalıyor, artık sözde kalmasın. AKP Hükümeti niyetlerinin çözüm olduğunu her seferinde beyan ediyor, bizler de diyoruz ve diliyoruz ki varsa AKP’nin niyeti oy çoğunluğu kendilerinde artık yasal hale getirilsin. CHP Grubunun teklifi ve önerisi açık, net ve somuttur”

CHP Grubunun teklifi için gerçekleşen el kaldırma şeklindeki oylamada CHP Grubu ve MHP’li 2 üyenin kabul oyuna karşı AKP Grubu bu teklifi reddetti, böylece teklif AKP’nin oy çoğunluğu ile red edilmiş oldu. Teklifin red edilmesi sonucu CHP Grubu bu kez teklifi yazılı önerge olarak meclise sundu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisinin 2015 yılı Şubat ayı toplantılarının 09 Şubat 2015 Pazartesi günkü birleşiminde 125 Üyeli CHP İBB Meclis Grubu yazılı önergesini İBB Meclis Başkanlığına sundu, oy birliği ile Başkanlık Makamına havale edilen yazılı önerge şöyle:

İBB MECLİS BAŞKANLIĞINA

Laik, demokratik hukuk devletinde en temel kural devletin bütün inançlara eşit uzaklıkta olması; inançlar arasında ayrımcılık yapmamasıdır. Ancak ülkemizde bütün vatandaşlardan toplanan kamu kaynakları, ayrımcılık yapılarak sadece belirli bir mezhebe mensup vatandaşlarımız için kullanılmakta, diğerleri AİHM kararına rağmen yok sayılmaktadır. Oysa ülkemizde birlik ve beraberliğin, dinler mezhepler arasında kardeşliğin sağlanması; devletin kendini vergilerle finanse eden bütün dinlere mensup vatandaşlarına aynı uzaklıkta olması ayrımcılık yapılmaksızın eşit hizmet sunmasına bağlıdır.

Laik ve demokratik bir devlette nerenin ibadethane olduğuna siyasal iktidar sahipleri karar veremez. İnanç merkezleri ibadethaneleri inananları var eder yaşatır. Buna ancak o inanç kimliğine sahip insanlar karar verebilir. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı da 2013 yılında hükümete sunduğu raporda “İbadethane tanımını ne devlet ne de Diyanet yapabilir. Hangi inançtan olursa olsun kişiler ibadetlerini nerede yapıyorsa oraya ibadethane denilebilir. Aleviler Cemevlerini ibadethane olarak tanımlıyorsa karşı çıkmanın gereği yok” şeklinde çok olumlu bir yaklaşım sergilemiştir.

3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ‘Arazi ve arsa düzenlemesi’ başlıklı 18. maddesinin birinci fıkrasında, belediyelere imar hududu içinde bulunan arsa ve arazileri malik veya diğer hak sahiplerinin rızası aranmaksızın düzenleme yetkisi verilmiş; aynı maddenin 3.12.2003 tarihli ve 5006 sayılı Kanun’un 1. Maddesiyle değişik üçüncü fıkrasında ise düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ibadet yeri gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunun ‘Belediye görev ve sorumlulukları’ başlıklı 14. Maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, belediyelerin mabetlerin yapımı, bakımı ve onarımını yapabilecekler belirtilmiş; ‘Belediyenin yetkileri ve imtiyazları’ başlıklı 15. Maddesinin 5. Fıkrasına 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunun 18. Maddesiyle eklenen “Belediye ve bağlı idareler, meclis kararıyla mabetlere indirimli bedelle ya da ücretsiz olarak içme kullanma suyu verebilir” hükmü ile belediyelere ibadet yerlerine indirimli veya ücretsiz su verilmesi yetkisi tanınmıştır.

Bu yasal düzenlemelere göre “Arsa ve arazi düzenlemesi” sonucunda ortaya çıkan düzenleme ortaklık payları “ibadet yeri” olarak tahsis edebilecek; belediyeler mabetlerin yapımı, bakımı ve onarımını yapabilecek belediye ve bağlı idareleri belediye meclisi kararıyla mabetlere içme ve kullanma suyunu ücretsiz veya düşük ücretlerle verebileceklerdir.

Ancak; Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı (Cem Vakfı), Yenibosna’daki Cemevenin elektrik tüketiminden cami, kilise sinagoglar gibi muaf tutulması talebiyle 2006 yılında açtığı davada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cemevlerinin ibadethane olmadığı yönündeki görünüşüne dayanarak yerel mahkeme davayı reddetmiş; Yargıtay da verilen ret kararını onamıştır. İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Cem Vakfı, davayı AİHM’ye taşımıştır.

AİHM, 2 Aralık 2014 tarihinde oybirliği ile verdiği kararla, Türk hukukunun sadece tanınmış dinlerin ibadethanelerinin elektrik faturasını üstlenip Cemevlerini bu statüden yoksun bırakmasının “din temelinde farklı uygulama” anlamı taşıdığını not ederek, inananları tarafından Cemevlerinin ibadethane kabul edildiğini belirttiği ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılığı yasaklayan 14. Maddesi ve “inanç özgürlüğünü” güvence altına alan 9. Maddesinin ihlal ettiğine karar verdi. Anayasamızın 90. Maddesine göre, aykırılık iddiasıyla. Anayasa Mahkemesinin İptal davası açılamadığı gibi AİHM kararları da Türkiye açısından bağlayıcıdır.

Bu bağlamda, Cemevlerinin İbadethane/mabet olduğu AİHM kararıyla tescillendiğinden, Belediyelerin Cemevleri için arsa tahsis etmesi yapım ve onarımını üstlenmesi ve bedelsiz veya düşük bedelle içme veya kullanma suyu vermelerinde hukuksal herhangi bir engel bulunmadığı gibi bunları yerine getirmek belediyelerin yasal görevidir. Maalesef Hükümet AİHM’nin kararına rağmen iç hukukumuzda gerekli düzenlemeyi yaparak sorunu tamamen ortadan kaldırmaktan kaçınmaktadır.

Buna rağmen yukarıda açıklanan yasal dayanaklar esas olarak bazı belediyelerimizden Cemevlerinin ibadethane sayılması; cami, kilise ve sinogolar gibi belediye hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli yararlanması yönünde meclis kararları almaya başlamıştır. Ancak bu tür girişimlerin sınırlı kalması bazı bölgelerde Alevi vatandaşlarımızın inanç özgürlüğü ve gerekli belediye hizmetlerinden yararlanırken başka yerlerde yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin de Alevi vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünün önündeki engellerinin kaldırılması, ibadet yeri olarak kabul edilen Cemevlerine de diğer ibadet yerlerine sağlanan imkanların sağlanarak evrensel olan inanç özgürlüğü konusunda yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin de “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2 Aralık 2014 tarihli Kararı, 5393 sayılı Belediye Kanunun 14/b ve 15. Maddesinin 5. Fıkrasının son cümlesi uyarınca Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerinin tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılmasına karar verilmiştir.” şeklinde gerekçe ile belediye meclisinden gerekli kararı alabilme yetkisi bulunmaktadır.

Bütün bu nedenlerle İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Meclis Üyelerinin hakkaniyet ölçüsü içerisinde Hak ve Adalet duygusuyla hareket edeceklerini ve yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle, sizlere sunduğumuz konuya ilişkin önergemizin Başkanlık makamını havalesini arz ederiz.

    :

    :

    :

    :

    "​CHP'nin Cemevi teklifine AKP'den ret" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete