Soruşturma Komisyonu kararı hakkında konuşan Başbakan Davutoğlu,
“Genel başkan olarak herkesle konuşurum ama ne konuştuğum sadece beni ve konuştuğum kişileri ilgilendirir. Soruşturma komisyonuna müdahale etmedim” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Paris’teki “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne katılımından dolayı birçok liderin kendisine teşekkür ettiğini belirterek, “Herkesin burada olması önemli ama en anlamlı olan sizin bulunmanız” dediklerini aktardı. Davutoğlu, “Bu Türkiye’nin ağırlığını gösteriyor” dedi.
Davutoğlu, Almanya’nın başkenti Berlin’e resmi ziyaretinin ardından Türkiye’ye dönüşte, uçakta, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu, Başbakanlık görevine geldikten sonra ortaya koyduğu tempolu çalışma performansıyla ilgili soru üzerine, dünyanın kritik süreçten geçtiğine, Türkiye’de de son 1 yılda çok önemli gelişmeler yaşandığına işaret etti.
“Herhalde Cumhuriyet tarihinde, 1 yıl içinde ilk kez birkaç makamın bu şekilde el değiştirdiği olmamıştır. Yani hem Cumhurbaşkanlığı hem Başbakanlık hem de iktidar partisi, AKP Genel Başkanı değişti. Bunun benzer şekilde olduğu bir dönem yok” diye konuşan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Bir başka örnek neredeyse yok ve geçişin suhuletle yapılabilmesi için bu temponun sürmesi gerekiyor. Dışişleri çevreleri bilir, Dışişlerinde çalışmış arkadaşlar bilir, orada da tempolu çalışmaktan açıkçası tempo içinde koşturursanız yorulduğunuzu hissetmezsiniz. Bir de Türkiye çok vakit kaybetti. O arayı kapatabilmek için daha fazla çalışmaya, koşmaya ihtiyaç var. Başbakanlık da çok daha geniş bir alana yayıldı, Türkiye içinde ve dışında. Dolayısıyla bu tempo, Türkiye’de her şeyin normal bir seyir içinde olması için zaruret. Şimdi mesela sizin için yorucu olabilir ama hafta sonu kongrelere gitmezsem, AKP tabanı, kadrolar, oradaki teşkilat mensupları, o heyecanı hissedemeyebilirler.”
Bir taraftan seçime hazırlandıklarını, bir taraftan AKP kongrelerini yaptıklarını dile getiren Davutoğlu, “Yine normalde iktidardaki parti, seçim öncesi bu kapsamda bir kongre takvimi uygulamaya gerek duymayabilir. Ama biz özellikle bunu arzu ettik ki bu siyasetin heyecanı, şevki, kongreler üzerinde AKP tabanında teşkilata yansısın. Ondan fedakarlık etmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde, haftalarda yine haftada 4, en az 3 kongre, şubat ortasına kadar sürecek. Diğer taraftan tabii hükümet çalışmaları… O geçiş dönemlerinde makam değişikliklerinde her şeyin normal seyrinde olduğunu göstermek ve düzen içinde siyasi faaliyet büyük önem taşır. Şu anda yapılabilecek en ufak ihmal, çok daha fazla sıkıntı doğuruyor” dedi.
"BİR REFORM MANTIĞIYLA"
Başbakan Davutoğlu, 62. Hükümet’in 8 ay görev yapacağını belirterek, ancak açıkladıkları hiçbir program ve projenin 8 aylık havasında olmadığına işaret etti.
“Bir reform mantığıyla, ister uyuşturucuyla mücadele olsun ister iç güvenlik paketi ve İçişleri Bakanlığında devrim mahiyetindeki değişiklikler olsun, bunlar 8 aylık hükümet için yapılan şeyler değil” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Bir reform mahiyetinde, kapsamlı reform mahiyetinde çalışmalar. Bunların hiçbirisinden fedakarlık, feragat edemezsiniz. Milli Eğitim Bakanlığında birçok önemli projeye adım attık, karar verdik, öğretmen atamalarından, meslek liselerindeki reform çalışmasına kadar birçok alanda. Şimdi mesela geçen hafta takip edemediniz ama Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısı birçok önemli kararların alındığı toplantıydı. Zamanla onların sonuçları görülecektir. 5-6 saat sürdü. Ama ilgili tüm kurumlar, kişiler oradaydı. Tek tek sorarak, nerede teknoloji aktarımında sıkıntı var, çıkartıyorsunuz. Sonra ertesi gün Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı vardı ve şimdiye kadar hiç toplanmamış olan 1985′te kanunu çıkmış olmasına rağmen Savunma Sanayii Koordinasyon Kurulunu toplantıya çağırdık. Çünkü nihayetinde bu alanda bütün projeleri ilgili bütün kurumlara yaymak lazım.”
PARİS'TEKİ CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ
Gelecek günlerde reformları açıklamaya devam edeceklerini, bugünkü TBMM grup toplantısında bu kapsamda da bazı şeyleri konuşacağını anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir taraftan da yurt dışı takvimi ve trafik. Cumartesi günü, (Paris’teki Cumhuriyet Yürüyüşü için) davet geldiği zaman ben çok rahatsızdım ve evde istirahat ediyordum. Biz de katıldık. Çünkü resimde bizim olmamızın, hem dünya için önemi var hem Avrupa’daki Müslümanlar ve Türkler için hem de Fransa-Türkiye ilişkileri için. Şimdi Ahmet Davutoğlu olarak söylemiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın o resimde olmamış olmasının ikame edebileceği herhangi bir şey yok. Bunlar tarihi anlamda tarihe belli kayıt düşme alanıdır. Beyaz Saray, özür yayınlamış. Bu sıradan bir dayanışma değil. Fransa İslam Konseyi üyeleri büyükelçilikte beni ziyaret ettiler, onun Cezayirli, Faslı yönetim kurulu üyeleri geldi. Dediler ki, ‘Biz sizin katılma kararınızı duyduğumuz anda katılma kararı verdik. Çünkü orada bulunduğunuz anda orada bulunan bütün Müslümanlara o meşruiyeti kazandırmış oluyorsunuz’. Bu aslında Türkiye’nin taşıdığı önemi gösteriyor.”
"AVRUPA'DA BELLİ KESİMLER, MÜSLÜMANLARA KOLEKTİF BİR SUÇ ATFETMEK İSTİYORLAR"
Fransa’daki Türk sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıda da kendisine, “Gelmeniz bizi Fransa nezdinde, Fransız toplumu nezdinde çok güçlendirdi” denildiğine dikkati çeken Davutoğlu, “Doğru, ben onun hesabını yaptım. Belli kesimler, Avrupa’da Müslümanlara, Türklere, kolektif bir suç atfetmek istiyorlar. Yani birisi hata yapınca bütün Müslümanlar, bütün Türkler hatadan sanki hissesi varmış gibi, Murdoch’un açıklamasındaki gibi benzeri böyle bir durum var: Yarın siz işe gittiğinizde Fransızlar, Müslüman olduğunuz için size yan gözle baktığınızda, ‘Benim başbakanım da törendeydi’ diyebilmeniz için buraya geldim, dedim. Başınızın dik olması lazım. Siz suçlu değilisiniz.”
"İSLAM ALMANYA'NIN ASLİ UNSURUDUR" MANŞETİ
Herhangi bir Müslüman’ın yaptığı suçtan kolektif olarak bütün Müslümanların suçlanamayacağının altını çizen Davutoğlu, “Bu algıyı yıkmak için orada olmamız zaruriydi ve bence aldığım tepkiler, hem de birçok lider gelip ‘Herkesin burada olması önemli ama en anlamlı olan sizin bulunmanız’ dediler. Birçok lider geldi, söyledi. İsim olarak zikretmeyeyim ama birçok lider geldi, teşekkür ettiler. Bu Türkiye’nin ağırlığını gösteriyor. Bir Türk başbakanının olmasının, o törene kazandırdığı meşruiyeti ve bütün dünyada yaptığı etkiyi gösteriyor. Bu bakımdan o gayet açık mesajdı, bütün dünyaya” şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, bugün Almanya’da çıkacak bir gazetenin manşetinin “İslam Almanya’nın asli unsurudur” şeklinde olduğuna işaret ederek, “Şimdi bu açıklamaların yapılması lazım ki Müslümanlar özelde de vatandaşlarımız, bu toplumda kendilerini yabancı hissetmesinler. Bu bakımdan, Fransa ziyaretimiz epey yer aldı, yankı yaptı” ifadesini kullandı.
Davutoğlu, Almanya ile iki yılda bir başbakanların eş başkanlığında toplanması kararlaştırılan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmasını kurma kararı aldıklarını da belirterek, “Türk-Alman ilişkilerinde dönüm noktası” dedi.
"ARTIK İSLAM AVRUPA'DA DA KALICI"
Merkel ile görüştünüz, bir gün önce de Fransa’da bazı görüşmeleriniz oldu. ‘Tehdit var, korkuyorum’ dediniz. Avrupalı liderler, bu tehdidin ne kadar farkında” şeklindeki soru üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Liderler düzeyinde bakıldığında ben samimi kaygı hissediyorum. Nihayet Avrupa kıtası, tarihte en büyük acıların, dinler savaşından çıktığını biliyor. Protestan-Katolik savaşı, Otuz Yıl Savaşları, Yüz Yıl Savaşları, hep dini farklılıkların ortaya çıkardığı mezhep savaşlarıdır. Şöyle bir kanaat vardır, Avrupa tarihinde sanki bu tür çatışmalar yaşanmamış gibi. En kanlı mezhep çatışmaları, Avrupa’da yaşanmıştır. Dolayısıyla zihinlerde çok güçlü bir iç tedirginlik var, bunun yol açabileceği şeylerle ilgili. Artık İslam Avrupa’da da kalıcı. Herkes onu görüyor. Yani Müslümanları, Avrupa’dan geçici göçmen gibi göndermek mümkün değil artık. Almanya’da dördüncü nesil. 52 yıldır Almanya’da Türkler var. Artık Türklere eskiden olduğu gibi, bazılarının düşündüğü gibi ‘Türkiye’ye geri gönderelim’ gibi bir kanaat hem insani değil hem uygulanabilir değil.”
"YANAN CAMİİ ZİYARETİMLE, BİR MESAJ VERMEK İSTEDİM"
“İslam’ın bir Avrupa gerçekliği olduğunu kabul ederek, çözüm bulunabileceği konusunda artık yerleşik kanaat var” ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Bugün Sayın Merkel’in açıklamasında da bu son derece açıktı. Ama liderler düzeyinde olan bu kanaat, bazı kesimlere özellikle ön yargılı kesimlere sirayet ediyor mu ondan şüpheliyim. 2008 krizi olduktan sonra, Avrupa’da birçok liderle yaptığım görüşmede, hep şunu vurguladım, dışişleri bakanlarıyla; aman tarih tekerrür etmemeli, 1929 ekonomik krizinden sonra Avrupa’da müthiş ırkçı yükselişler oldu. Çünkü o ekonomik düşüşten Yahudileri suçladılar, Avrupalı görmedikleri yabancıları suçladılar. Şimdi ise yine Avrupa’da bir kriz var. 2008 küresel kriz sonrasında, Avrupa krizi yaşanıyor, durgunluk var, işsizlik var. Bunun bedelini yabancılara ödetmek isteyen ya da bunun sorumlusu olarak yabancıları göstermek isteyen bir zihniyet var. İşte Dresden’de PEGİDA’nın verdiği mesajlar son derece ürkütücü. Onun için onlar da dediğiniz tarzda bir duyarlılığı yaygınlaştırma ihtiyacı var. Bunu daha iyi fark ediyorlar. Tam da bu konuları konuşmanın zamanı. Bir müddet sonra çok geç olur. Onun için yanan camii ziyaretimle, bir mesaj vermek istedim. Sayın Merkel’e de söyledim; bu tür ziyaretler sizin tarafınızdan da yapılırsa çok olumlu etki yapar. Zaten bu teröre karşı gösteri yapılacak. Oraya da bizim vatandaşlarımız, Diyanet teşkilatımız ve Türk derneklerimiz katılacaklar.”