Eski AKP yöneticisi, HDP Milletvekili Aday Adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi.
Eski AKP yöneticisi, HDP Milletvekili Aday Adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzleme Heyeti’ne ilişkin eleştirilerini doğru bulmadığını söyleyerek, “Kendisi az konuşmalı, bulunduğu mevki itibariyle siyasi parti lideri gibi konuşmamalı. Mutabık olmadığını hükümete iletişim imkanlarıyla telefon ile veya toplantılar ile iletebilecektir” dedi.
Amerika’nın Sesi’nin yansıttığı habere göre, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Nevruz mesajı ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dün yaptığı açıklamaları HDP Mersin Milletvekili Aday Adayı Dengir Mir Mehmet Fırat değerlendirdi.
“İZLEME HEYETİ’Nİ ELEŞTİRMESİ BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU”
AKP’de çeşitli yöneticilik kademelerinde bulunan ardından da partiden istifa eden Fırat, geçmişte eğer eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Başbakan olduğu dönemde Erdoğan’ın İzleme Heyeti’ne karşı olması gibi bir açıklaması olsaydı neler olabileceğini sordu. Erdoğan’ın Gül’e Başbakan’ın işine karışmaması yönünde çok sert bir cevap vermiş olacağını kaydeden Fırat, “Aynı partinin kurucu lideri olarak Cumhurbaşkanlığı’na gelmiş Sayın Erdoğan’ın, hükümeti basın aracılığıyla tenkit etmesi doğru değildir. Karakteri de eskiden bunu öngörüyordu, yani basın aracılığıyla değil doğrudan haberleşme tercihini öngörüyordu. Ama hükümet açısından İzleme Heyeti’ni eleştirmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Bunu iktidarda çatlak değil de, Cumhurbaşkanı’na uyarı gibi algılıyorum” dedi.
“ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI SÜRECE ZARAR VERİYOR”
Arınç’ın bu konuya ilişkin açıklamalarını da “hükümet adına” olarak değerlendiren Fırat, Erdoğan’ın 7 Haziran’daki genel seçimler için milliyetçi oyları hedeflediği yönündeki yorumlar için ise şunları söyledi:
“Ben de şahsen Cumhurbaşkanı’nın son zamandaki açıklamalarına anlam veremiyorum. MİT Müsteşarı’yla ilgili gelişme, Balıkesir’de ‘Kürt Sorunu yok’ demesi aynı gün Kars’ta ‘Kürt kardeşlerimizin sorunu var’ demesi sürece zarar veriyor. Kamuoyunda özellikle de Kürtler arasında soru işaretleri doğmasına sebep oluyor. Kendisi az konuşmalı, bulunduğu mevki itibariyle siyasi parti lideri gibi konuşmamalı. Mutabık olmadığını hükümete iletişim imkanlarıyla telefon ile veya toplantılar ile iletebilecektir. Ayaküstü konuşmaları mantıklı ve siyasi gibi göremiyorum. Milliyetçi oyları artık etkileme imkanına sahip değil. MHP’nin tabanını teşkil eden kesime farklı söylemlerde bulundu. Cumhurbaşkanı’nın inandırıcılığı kayboluyor. Konuştuğu coğrafyada ne konuştuğu değişiyor. Mesela ben Balıkesir’de konuştuğu gün Edirne’de konuşsa idi ‘Kürt yok’ diyecektir diye düşündüm. Artık iletişim gelişti ve seçmenler bunu takip ediyor. Bunun siyasi manevra olarak düşünüldüğünü zannetmiyorum. Eğer öyleyse bu konuda yanılıyorlar. Milliyetçi oyları kazanmaktan öte Kürtler’in de oyunu kaybedeceklerdir. Bence Erdoğan kamuoyu yoklamalarında gittikçe oy kaybına uğradığını görüyor ve apolitik söylemlere sahip çıkıyor. Bunun böyle devam etmesi mümkün olmayacaktır.”
Fırat Nevruz’da okunan Öcalan’ın mesajında sürpriz olmadığını kaydederek, “Barış, kardeşliğe vurgu vardı. Tabii mutabakata varılan 10 maddeye içerik kazandırılmasını silah bırakmasına eş zamanlı eylem olarak gördüğünü vurguluyor” diye konuştu.