İlhan Cihaner: "Görmez siyasetin ve kendisinin etrafına koyduğu kırmızı çizgilerden arınmalı."
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in yaptığı açıklamaları eleştirerek, "Daha birkaç hafta önce 'Cemevleri'nin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir' açıklaması yapan Görmez, bu açıklamasında 'siyasi taleplerle dini taleplerin zaman zaman birbirine karıştığını' öne sürmüştü. Bu 'kırmızı çizgi' açıklamasıyla, yerel mahkemelerin ve AİHM'nin kesinleşmiş kararları nedeniyle hukuka, "Cemevleri'ne hukuki statü vereceğini" taahhüt eden iktidara ve en önemlisi de Alevi yurttaşların inançlarına bölücü bir şekilde saldırmış, meydan okumuştu. IŞİD'i 1960-70'li yılların sol hareketlerine benzetmesi vakıf olmadığını göstermektedir. Görmez siyasetin ve kendisinin etrafına koyduğu kırmızı çizgilerden arınmalı" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in açıklamalarına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı.
Cihaner açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Daha birkaç hafta önce "Cemevleri'nin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir" açıklaması yapan Diyanet İşleri'nin Profesör Başkanı Mehmet Görmez, bu açıklamasında "siyasi taleplerle dini taleplerin zaman zaman birbirine karıştığını" öne sürmüştü. Bu "kırmızı çizgi" açıklamasıyla, yerel mahkemelerin ve AİHM'nin kesinleşmiş kararları nedeniyle hukuka, "Cemevleri'ne hukuki statü vereceğini" taahhüt eden iktidara ve en önemlisi de Alevi yurttaşların inançlarına bölücü bir şekilde saldırmış, meydan okumuştu. Doğrudur ve ne yazık ki, Türkiye'de siyasal alan ile dini alan uzunca bir süredir birbirine ilkesiz ve kuralsız biçimde iç içe geçmiş bulunuyor. Bunu yapanların başında da bugünkü AKP iktidarı geliyor. Yakınıyor gibi görünse de; ne yazık ki Diyanet İşleri Başkanı Görmez de başı çekenlerden. Diyanet İşleri Başkanı'nın son dönemde yaptığı buna benzer açıklamalar giderek kendisinin bir din adamı, bilgini olmaktan çıkıp, siyasete soyunduğunu gösteriyor.
IŞİD'İ 1960-70'Lİ YILLARIN SOL HAREKETLERİNE BENZETMESİ
Son olarak IŞİD'i 1960-70'li yılların sol hareketlerine benzetmesi vakıf olmadığı siyasal dünyada kaybolduğunu göstermektedir. Bunun için o dönemin sol hareketlerinin geride bıraktığı mirasa şöyle bir bakmak yeterli. Che Guaveralar, Denizler, Hüseyinler, Mahirler bugün sadece solcuların değil, muhafazakar sayılan kesimlerin bile saygısını kazanmış isimlerdir. Onların temsil ettiği değerler evrenseldi. Ölümü değil yaşamı, sömürüyü değil eşitliği savunmuşlardı. Cinsiyetçiliğin her türlüsünün karşısında durmuşlardı. Bütün bu insani değerleri ayaklar altına alan IŞİD'le bu değerlerin savunucusu sol hareketler arasında benzerlikler bulan Prof. Görmez etrafına öyle kırmızı çizgiler koymuş ki, bir çok şeyi ya görmüyor, ya da yanlış görüyor; IŞİD'i 1960'ların solculuğuyla karıştırması da ya aynı görmezliğin ya da yanlış görüyor olmasının sonucudur.
DAVUTOĞLU'NUN IŞİD'İ "ÖFKELİ SÜNNİ GENÇLER" OLARAK GÖREN YAKLAŞIMI
Prof. Görmez'in eşitsizlikler, sömürü ve haksızlıklar karşısındaki mücadeleyi, öfke ve tepkiye indirgemesi, bunun üzerinden 1960-70'li yıllardaki sol ideoloji ve hareketlerle IŞİD arasında benzerlik kurması, Davutoğlu'nun IŞİD'i "öfkeli Sünni gençler" olarak gören yaklaşımının kökenini de açık etmiştir. Bugün eşitsizlik, sömürü ve dışlanmadan doğan tepkilerin bir bölümünün IŞİD gibi dini hareketlerce sömürüldüğünü görüyoruz; biz bunun maliyetinin bir medeniyet kaybı olduğunun da farkındayız. Ancak bunun temel gerekçesi solun zayıflamasıdır. Açıklamasından anlaşılıyor ki Diyanet İşleri Başkanı da bir şey görüyor ama gördüğünü anlamlandıramıyor.
GÖRMEZ KIRMIZI ÇİZGİLERDEN ARINMALI
Aynı durum Prof. Görmez'in, Huntington'un Uygarlıklar Çatışması tezini değerlendirmesinde de mevcuttur. Görmez, "bu medeniyetler çatışması değil, çünkü IŞİD medeniyetin ne olduğunu bilmiyor" değerlendirmesi yaparken, aslında Huntington'un bu çatışmanın üstün tarafının batı olduğu tezini de, bilerek ya da bilmeyerek desteklemiş oluyor. Dikkatli incelenirse, Huntington'un alttan alta söz ettiği çatışmayı Batılı medenilerle onun dışındaki "medeni olmayanlar" arasında gördüğü anlaşılacaktır. Esasen 1970'li yıllarda solun yaptığını bugün dinci hareketlerin üstlendiğini söylerken de kendisi Huntington gibi batılı bir gericinin tezinin Türkiye mümessilliğini yapma rolünü üstlenmiş bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez'e bir an önce siyasetle olan ilişkisini sağlıklı bir noktaya çekmesini, siyasetin ve kendisinin etrafına koyduğu kırmızı çizgilerden arınmasını, siyasi iktidarın hatalarını meşru göstermek için dinsel gerekçe bulmak gibi bir görevinin olmadığını hatırlatıyoruz."
Kaynak: DHA