CHP heyetinin
Kilis raporunda, ziyaret ettikleri
Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın sarf ettiği belirtilen,
“Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor, tabii ki düşecek havada mı kalacak yerçekimi var” şeklindeki ifadeler dikkat çekti.
Raporda, “Vali, tedbirler almaya katkı sunduklarını, halkı anonslarla bilgilendirdiklerini, kendilerinden kaynaklı bir sıkıntı olmadığını ancak kendisinin ‘süpermen’ olmadığını, roketleri havada yakalayamayacağını aktarmıştır” denildi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok Başkanlığındaki, milletvekilleri
Gamze Akkuş İlgezdi, Dursun Çiçek, Murat Bakan ve
Ahmet Akın’dan oluşan CHP heyeti, Kilis’te yaptıkları incelemeler sonucunda bir rapor yayımladı.
Raporda, Kilis Valiliği ziyareti sırasında, Vali Süleyman Tapsız’ın heyetle yaptığı görüşmede söylediği belirtilen, bazı dikkat çekici açıklamalar da yer aldı. Raporda, şu ifadeler yer aldı:
“Sınırda ÖSO, İŞID ve YPG hakimiyetinin günlük olarak değiştiğini, yüz ölçümü en küçük bölgede süren çatışmalarda her gün köy bazında ele geçirmelerin yaşandığı bilgisi verilmiştir. Orada yaşanan patlamaların burada gibi hissedildiği, düşen roketlerden yöre halkının tedirgin olduğu bilgilerini aktaran Tapsız, konunun bir Milli Güvenlik meselesi olduğunu, kendisini ve ailesinin de can güvenliği bulunmadığını, kendisinin bölgede yürütülen hükümet politikalarını uygulamakla ve verilen talimatları yerine getirmekle yükümlü olduğunu, çözümün kendisinde olmadığını birkaç kez vurgulamıştır. Açık sınır kapısına ‘hayır’ diyemeyeceğini ifade etmiştir. Heyetimizin ziyaretinden bir gün önce bölgeye ziyaret gerçekleştiren Genel Kurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a da aynı bilgileri, bize aktardığı gibi aktardığını dile getirmiştir. ‘Konu savaşın bitmesi. Hepimiz bunu isteriz. Politika bizim işimiz değil’ diyerek halkın gazete okumadığını, yerel TV olmadığını bu nedenle de STK ve partileri özellikle ağırladıklarını ve gocunmadan aynı bilgileri aktardıklarını dile getirmiştir. Tüm bu bilgileri bizimle paylaşan Vali, değerlendirmelerinin arasında ‘Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor tabii ki düşecek havada mı kalacak yerçekimi var’ gibi bir espri yaparak ölümlerin ve yaralanmaların olduğu gün bile olayın ciddiyetinin farkında olmayan kanıksamış bir tavır içine girmiştir.”
“SÜPERMAN DEĞİLİM”
“Sınırdaki son durumu bir harita çıktısı üzerinden anlatan Vali’nin aktardıklarına göre, Türkiye’de İŞID ile sınırı olan iki il, Kilis ve Gaziantep’tir fakat Kilis kent merkezinin sınıra çok yakın olması sebebi ile füzeler Kilis’e atılmaktadır. Gaziantep kent merkezi ise sınıra çok yakın olmadığı için füzeler açık alana düşeceğinden buraya füze atılmamaktadır. Çobanbey Köyü, ÖSO’dan geri alındıktan sonra Halep’e yardım yolu tamamen kapalı olduğundan İŞID’e karşı Türkiye’nin muhalif güçlere desteğinin İŞID tarafından cezalandırma amaçlı bilinçli olarak füze ve roket atılıyor ve özellikle kent merkezleri hedef alınıyor. Bu anlamda 18 Ocak’tan bugüne kadar ilki bir okula isabet eden 48 roket atıldı. Hayati tehlikesi olmayan 22 kişi yaralandı. 4 ve 12 yaşlarında 2’si çocuk olmak üzere 6 kişi vefat etti.
Bu bilgileri Milli Savunma Bakanı’na da aktardığını belirten Vali, tedbirler almaya katkı sunduklarını, halkı anonslarla bilgilendirdiklerini, kendilerinden kaynaklı bir sıkıntı olmadığını ancak kendisinin ‘süpermen’ olmadığını roketleri havada yakalayamayacağını aktarmıştır.”
“KURŞUN ADRES SORMAZ Kİ’ ŞARKISINI HATIRLATTI”
"Çözümün o tarafta bir güvenli bölge olduğunu, ABD’nin Türkiye’nin çözümüne yanaşmadığını, 24 Kasım’da düşen Rus uçağı nedeni ile Rus S 300 ve S 400’lerinin varlığından dolayı Suriye hava sahasına bizim uçaklarımızın giremediğini, buna bağlı olarak koalisyon uçaklarının bombalamaya devam edişine karşı yapılabileceklerin yapıldığını söyleyerek ‘Kurşun adres sormaz ki’ şarkısını hatırlatan Vali Tapsız, önlem almada Ankara’dan ileride çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek, AFAD’ın yeni kuracağı alarm sistemi için öncü fikri verdiklerini aktarmıştır. Haber kaynaklarından alınan bilgiye göre kırmızı, sarı alarm tanımları yapılacağını ve bunun halk tarafından anlaşılabilir ve benimsenir olması için eğitimler verilmesini önerdiklerini belirtmiştir.”