Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan sert açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Zaman yazarları Ali Bulaç ve Mümtaz’er Türköne tarafından başlatılan, HDP’li Altan Tan’ın da destekler demeçleriyle süren, kendisinin yazarı AKP'li Mehmet Metiner’in genel yayın yönetmeni olduğu eski Yeni Zemin dergisi çevresine yönelik iddialara oldukça sert tepki gösterdi.
-DEVLET ADAMI VE DEVLETİN ADAMI OLMAK FARKLI...-
Yalçın Akdoğan, Twitter hesabı üzerinden yayınladığı bir dizi mesajla Tan ve yazarlara ağır eleştiriler yöneltti. Akdoğan şöyle dedi:
“Devlet Adamı olmakla devletin adamı ve ajanı olmak farklı şeydir. Devlet adamı olarak ülkeye ve millete hizmet etmek büyük bir şereftir. Ama içinde bulunduğu topluluğa ihanet etmek, muhbirlik ve münafıklık yapmak alçaklıktır, kahpeliktir. Bunu bir ajan müessesesi olarak ve başka ülkeler için kendi ülkesine karşı yapan paralel yapının iftiraları daha büyük alçaklıktır. Kendi ordusuna, istihbaratına, Hükümetine savaş açan Ajan Şebekesi oyunu bozulunca ruhunu şeytana satmış tipleri harekete geçirmiş Üç Kuruş için fikrin namusunu satan karaktersiz ve Müptezel tiplerin bu ajan şebekesinin tetikçisi olması hiç şaşırtıcı değil. İslami cemaatlere zarar verenleri ve darbecilere selam duranları milletimiz biliyor. Bu habis yapılar İslam'a da İslamcılığa da zarar veremez.”
-METİNER NE DEMİŞTİ-
Yeni Zemin dergisinde Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapan AKP Milletvekili Mehmet Metiner de Star gazetesindeki köşesinden “Ali Bulaç Zaman’daki yazısında ‘ajanlık’ bahsine de girmiş. Güya 1972’de gözaltına alındığında devlet adına birileri kendisine ‘ajanlık’ teklifinde bulunmuş da kendisi reddetmiş! O tarihte ben 12 yaşındayım ve henüz İslamcı değilim. Sadettin Tantan da kalkıp Bulaç’ın açtığı yoldan Bulaç’ın da bir dönem yol arkadaşlığı yaptığı İslamcıları ‘ajan’ diye suçlamış. Yeni Zemin’in Genel Yayın Yönetmeni’ydim. Çok değerli ve donanımlı kardeşlerimizle Türkiye’nin sorunlarına derinlikli bir bakış açısı getiriyor ve çözüm yolları arıyorduk. Yalçın Akdoğan, Osman Tunç ve Davut Dursun gibi arkadaşlarımızla beraber Bulaç da yayın kurulu üyelerimizden biriydi. Ben de göz altılar yaşadım. İşkenceler gördüm. Kısa süreli hapis hayatım oldu. Hamdolsun hiç kimse bana ‘ajanlık’ teklif edecek cüreti gösteremedi” şeklinde eleştirilerde bulunmuştu.