Çabuk acıkmalar, açlığa tahammülsüzlük, tatlıya düşkünlük, sık sık tatlı krizine girme, göbek çevresinde artış ve giderek kilo alma gibi şikayetleriniz var mı?
Yemekten sonra ağırlık basıyor, kanepenin üzerine yığılıp kalıyor musunuz? Bu Ramazan’da da kilo aldım, daha önümüz bayram; o tatlılar, baklavalar da yenmez mi, peki ama bu kilolar nasıl verilecek diye düşünüyor musunuz?
Sizde “insülin direnci” ya da “reaktif hipoglisemi” olabilir. Halkımız buna güzel bir isim bulmuş: Gizli şeker!
PEKİ NEDİR BU GİZLİ ŞEKER?
Aslında her şey insülinle başlıyor. İnsülin öyle bir hormon ki, “yokluğu” da “çokluğu” da sorun teşkil ediyor. Yokken “tip 1 diyabet”, çokken “tip 2 diyabet” oluyoruz. Demek ki tam ayarında kalması gerekiyor.
İŞTAHI ARTIRAN HORMON
Peki, nasıl yapacağız bu işi? Önce insülin hormonunu tanıyalım. Vücudumuz ihtiyacı olan enerjinin çoğunu glikozdan, yani karbonhidratlardan elde eder. Ağız yoluyla alınan karbonhidratlar (ekmek, pilav, meyve, vb.) sindirim kanalında parçalanır, glikoza dönüşür. Glikoz, insülin hormonu sayesinde hücre içine girer, enerjiye dönüşür. İnsülin hormonu sayesinde kanda glikoz seviyesi, her 1 desilitre kan için 140 miligramın (140 mg/dl) altında tutulur. İnsülin hormonu, genetik ya da organizmadaki bazı sorunlardan dolayı hücresel düzeyde yeterince etki gösteremediğinde, hücre dışında birikmeye başlar. Glikozu hücre içine sokmakta başarısız kaldığı için glikoz da kanda birikir, yani kan şekerimiz yükselir. İnsülin, “anabolizan”, yani acıktıran, iştahı artıran özellikte olan bir hormon olduğu için, insülin direnci olan kişilerde sürekli bir açlık hali, özellikle de tatlı yeme ihtiyacında artış meydana gelir.
Vücudumuz öyle mükemmel bir şekilde yaratılmış ki, bunu insülin hormonunun salınım özelliğinde net olarak görmek mümkün. İki aşamalı bir salınım söz konusudur: İnsülin salınımının erken safhası, yemek yedikten 5-7 dakika sonrasına denk gelir. Bu safha tokluk kan şekerinin normal değer olan 140 mg/dl’nin altında tutulması için gereklidir. İnsülin salınımının ikinci safhası ise açlık kan şekerini kontrol etmek içindir. İnsülin direnci gelişen kişilerde, ilk olarak bu birinci safhadaki insülin salınımı bozulur. Tokluk kan şekeri 140’ın üzerinde seyretmeye başlar. Buna “glikoz intoleransı” ya da daha anlaşılır bir ifadeyle “gizli şeker” denir. Tokluk kan şekeri 140’ın üzerinde seyretmeye başlayınca, insülin salınımın ikinci safhası da bozulur, yani normalde gerektiğinden daha fazla insülin salgılanmaya başlar. Paradoksal bir durum olarak, yemek sonrası kan şekeri düşmeye başlar; 50-60 mg/dl seviyelerine inebilir –ki işte bu duruma “reaktif hipoglisemi” diyoruz.
KISIR DÖNGÜYÜ KIRIN
Yeme tarzı değişmez ve aynı devam ederse, tokluk kan şekerleri 200 mg/dl’nin üzerinde seyretmeye başlar. Bu aşamaya, diyabetin tipik belirtileri henüz ortaya çıkmadığı için, “preklinik diyabet” denir. Bir süre sonra, insülin salınımın ikinci safhası daha da bozulduğu için, açlık kan şekeri de yükselmeye ve 126 mg/dl’nin üzerine çıkmaya başlar ki, artık bu duruma “klinik diyabet”, yani “aşikâr diyabet” adı verilir.
Bu süreç, yıllar içinde yavaş gelişen, yani yaklaşık 10-15 yılda ortaya çıkan bir süreçtir ve bu kısır döngü için önlem alınmazsa tip 2 diyabet gelişimi kaçınılmazdır.
YAĞ DOKUSU İLE İNSÜLİN DİRENCİ ARTAR
Hipoglisemi atakları, dengeli bir diyet programı ile kontrol altına alınmazsa aşırı kilo alımı meydana gelir. Yağ dokusu arttıkça insülin direnci de artar. Tipik olarak, yağlanma karın bölgesinde daha belirgindir. “Elma tipi” yağlanma dediğimiz bu durumda kalp-damar hastalıkları riski oldukça yüksektir.
DİYABETİN HABERCİLERİ
Sağlıklı insanlarda normal öğün aralığı 4-5 saattir. İnsülin direnci olanlarda, kan şekerinin düşmesinden dolayı, 2-3 saat içinde acıkma hissi ortaya çıkar. Sinirlilik, tahammülsüzlük ve baş ağrısı ortaya çıkabilir. Öğle yemeği vakti geldiğinde, kişi aşırı acıktığından dolayı, hızlı ve kontrolsüz bir şekilde yemek yer. Aynı kısır döngü başlar, kan şekeri önce hızla yükselir, sonra tekrar düşer. Aşırı tatlı yeme isteği ortaya çıkar. İşte bu tatlı yeme krizleri diyabetin habercisidir.
Kaynak: yarinabakis.com