Ünlü Marksist akademisyen Harvey kentlerdeki çılgın büyümeye dikkat çekerken, evsizlerden daha fazla atıl konut bulunduğunu söyledi.
İngiliz coğrafyacı, antropolog, siyasal iktisatçı ve aktivist David Harvey, kentsel dönüşüm tartışmalarının odağındaki İstanbul ’da, ‘Kapitalist Kentleşmenin Çelişkileri’ni anlattı. Boğaziçi Üniversitesi’nde konuşan ünlü akademisyen, “Büyük ölçekli inşaat yapmak hoşa gidiyor. İş gökdelenleri, AVM’ler ve mega projeler yapılıyor ve bunun üzerinden borçlanılarak finansman sağlanıyor. Bu sayede büyük paralar kazanılıyor” derken bir yandan da atıl duran binalara ve evsiz sayısındaki artışa dikkat çekti.
Sayısız makaleye ve birçok dile çevrilen kitaplara imza atan Harvey, önceki gün Boğaziçi Üniversitesi’nde konferans verdi. Kentlerde yapılaşmanın sermaye birikiminin devamlılığı açısından kilit bir role sahip olduğunu vurgulayan Harvey şöyle devam etti: "Kentlerde yeni büyük binaların inşa edilerek sermayenin kârlılığını devamlı kılacak yeni bir ortamın oluşturulması sağlanmaya çalışılıyor. Sermaye sürekli hareket etme eğilimindedir, çünkü alım gücü yoksa değer yaratılamaz. Böylece kapitalist toplumlarda kentsel mekân sermaye için yeniden ve yeniden üretilen bir meta halini almıştır. Büyük ölçekli inşaat yapmak hoşa gidiyor. İş gökdelenleri, AVM'ler ve mega projeler yapılıyor ve bunun üzerinden borçlanılarak finansman sağlanıyor. Bu sektör üzerinden büyük paralar kazanılıyor."
Sermayenin kârlılığı için dikilen dev binaların ve üretilen kentsel mekânların sonunda kapitalist kentlerde atıl hale gelen mekânların çokluğuna da dikkat çeken Harvey, "Marksist kuramın daha birinci sayfasına dönecek olursak, kapitalist düzenin en büyük çelişkilerinden biriyle karşılaşıyoruz: Bir ürünün kullanım değerinin, değişim değerine dönüşmesi. Kentlerde ev ya da yaşam alanlarının artık kullanım değeri değil değişim değeri var. Bu nedenle yatırım amaçlı alınıp atıl bekletilen mekân sayısı büyük boyutlara ulaşmış durumda. O kadar ki kapitalist kentlerde artık kullanılmayan ev sayısı, evsiz insan sayısından daha fazla" diye konuştu.
KENTTE İNANILMAZ BÜYÜME
Sermayenin diretmesi doğrultusunda kentlerin inanılmaz bir hızla büyüdüğüne dikkat çeken David Harvey, doğru politikalar üretilerek bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Aksi takdirde büyük tehlikelerin ortaya çıkabileceği konusunda uyarıda bulunan Harvey, şöyle devam etti:
"70'lerin kentleri ile bugün karşılaştırıldığı zaman tehlike açıkça ortada. Aynı hızla devam edecek bir büyümeyle 50 yıl sonra nasıl bir tabloyla karşı karşıya kalacağımızı düşününce, bugün kapitalist kentleşme hızının önüne geçmemiz gerektiğini net bir şekilde görebiliriz. Bir an önce önlemler alınmalı. Birkaç yıl kullanılmayan evlerin devlet malı haline gelmesi bile düşünülebilir."
Kapitalist kentlerde gelir adaletsizliğinin de çarpıcı boyutlara ulaştığını ifade eden David Harvey, "Artık para fiziksel boyutunu yitirdi. Hem miktar hem mekân olarak sınırsız bir hal almış durumda. Üretmeden para kazanan sermaye sahipleri aynı zamanda kentlerin yapılanması hakkında kararları veriyor. New York'ta yüzde 1'lik bir kesimin yıllık geliri 3.5 milyar dolarken, halkın yüzde 50'si yıllık 30 bin dolar kazanıyor. Ve bu çoğunluk şehirle ilgili kararlara neredeyse hiç dahil olamıyor. Bu şekilde yaşanabilir kentler oluşturmak çok zor" dedi.
SOSYAL MEDYADA HALKIN İÇERİĞİYLE ZENGİNLEŞENLER
İşgücünün değerinin artık hiç denecek kadar az olduğunun da altını çizen David Harvey, yeni zenginler yaratan sosyal medya sitelerini buna örnek olarak gösterdi. Sosyal medyada içerik yaratanın da üretimi sağlayanın da halk olduğunun altını çizen Harvey, "Ve bizler bunu gönüllü olarak yani bir karşılık değeri olmadan yapıyoruz. Ortaya çıkan ürün ise yaratıcılarına milyar dolarlar kazandırıyor. Değeri yaratan biziz, sermaye başka bir yere akıyor" dedi.