Gezi Parkı şehitleri Ali İsmail Korkmaz ve Mehmet Ayvalıtaş'ın adı kütüphanede yaşayacak.
Nazilli Fikir Kulüpleri Federasyonu öğrencileri, Eskişehir'de 2 Haziran gecesi Gezi Parkı direnişlerinde dövüldükten sonra 10 Temmuz'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz ve Ümraniye'de gerçekleşen yürüyüş sırasında bir aracın çarpması sonucu yaşama veda eden Mehmet Ayvalıtaş'ın adının verildiği kütüphane için kitap bağış kampanyası başlatarak yaklaşık bin 700 kitap topladı. Gamze Özdemir, arkadaşlarının davalarında sürecin nasıl ilerlediğini takip ettiklerini belirterek, "Arkadaşlarımız gerici AKP iktidarı tarafından katledildi. 11 yıllık iktidarın uygulamalarına karşı sokağa çıkan arkadaşlarımız gerici iktidarın taşeronları tarafından öldürüldü. Katillerin aleni bir şekilde korunduğunu mahkeme süreçlerinde görüyoruz. Halkımızın bu adaletsizliğe gereken cevabı vereceğine eminiz. Haziran direnişinde yitirdiklerimizin acısı bizim AKP diktatörlüğüne karşı daha fazla bilenmemizi sağladı. AKP, Haziran'da da sokağa çıkan milyonlarca insanı döverek, gazlayarak ve öldürerek korkutabileceğini düşündü. Ancak yanıldı. Bu ülkenin gençleri olarak AKP ve benzer iktidarlardan tamamen kurtulana kadar mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu.
'BİZİM SİLAHIMIZ, FİKİRLERİMİZ VE KİTAPLARIMIZ'
Daha özgür ve adaletli bir ülke kurmanın mücadelesini devam ettireceklerini belirten Özdemir, "Gericiler bilimden, bilgiden, kitaptan korkarlar. İşte bu yüzden bizim silahımız fikirlerimiz ve kitaplarımız olacak. Bu yüzden kütüphane oluşturuyoruz ve kütüphanemize kaybettiğimiz arkadaşlarımızın isimlerini veriyoruz" dedi.
Açılışta konuşan Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş ise gençlere emeklerinden dolayı teşekkür ederek, "Bu kütüphanenin oluşturulmasında emeği geçen herkes benim evladımdır, Mehmet'imdir. Biz Hacı Bektaş'tan beri Pir Sultan'dan beri insan olmaya geldik, onu da başarabilirsek bizden iyisi yok. Bizim yolumuz dürüstlük yoludur. Biz hiçbir zaman için kültürümüzden ödün vermedik. Çocuklar yaşayacak ve bu diktatör devrilecek, memleket daha da ileriye gidecekse ben de ölmeye hazırım. Ben önce oğlumu, peşinden de eşimi kaybettim. Tabii ki ölen Ali İsmail, Medeni, Ethem, Abdullah, Ahmet, Hasan ve Ali İsmail bu çocuklar iyi çocuklardı ve aileleri de öyle. Ancak Türkiye'de Alevi olmak suçmuş gibi Başbakan alay etti ve bir kere de telefon açıp bizi arayıp sormadı. Biz ayrım yapmadık, yüzde 99'u bizim kardeşimizdir, ayrım yapan da bizim kardeşimiz değildir" diye konuştu.