Soruşturma dosyasına göre, polis, tanınmış işadamı Bülent Sungur’un oğlu Bektaş Batuhan Sungur’un (19) kullandığı lüks otomobili modifiye edildiği gerekçesiyle 5 Ağustos’ta bir ay süreyle trafikten men etti. Otomobilini kullanmaya devam eden Sungur, 12 Eylül’de İncek yolunda aşırı hız nedeniyle kaza yaptı.

Yoldan çıkan otomobil karşı şeride geçti. Normal güzergâhında seyreden 4 otomobilin hasar gördüğü kazada biri ağır 5 kişi yaralandı. Sungur’un aracında yolcu koltuğunda oturan arkadaşı Alp Ali Özdemir (20) de sıkıştığı otomobilde yanarak hayatını kaybetti. Adli Tıp Kurumu’na kaldırılan ceset tanınmaz halde olduğu için kimlik tespiti yapılamadı. DNA testi sonucunda cenaze, 5 gün sonra aileye teslim edildi.

HÂKİMDEN ‘ARKADAŞ’LI KARAR

Kazada tek asli kusurlu olduğu tespit edilen sürücü Bektaş Batuhan Sungur, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi, “Ölen kişi şüphelinin arkadaşı olup, kendi isteği ile araçta bulunuyor olması, suç vasfının şüpheli lehine değişme ihtimali bulunması dikkate alındığından, tutuklanmasına gerek yoktur” dedi.

Hâkim, haftada iki kez karakola giderek imza atması şartı ile ‘adli kontrol’ uygulanmasına karar vererek Sungur’u serbest bıraktı.Savcı ve Özdemir’in yakınları karara itiraz etti. 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi, 18 Eylül’de itirazı reddetti.

OKULU LONDRA’DA

Şüpheli Sungur, 7 Ekim’de, “Londra’da hazırlık eğitimi gördüğünü, ocakta Londra’ya gitmesi gerektiğini” belirterek, adli kontrol kararının kaldırılması için üst mahkemeye başvuruda bulundu. 4’üncü Sulh Ceza Mahkemesi, 12 Ekim tarihli kararında, “Şüphelinin eğitim, sosyal, ekonomik ve iş durumu göz önüne alındığında haftada iki gün karakola giderek imza altına alınmasına ilişkin karara yapılan itirazın yerinde olduğuna” hükmetti. Böylece olaydan bir ay sonra Sungur hakkındaki adli kontrol uygulaması da kaldırıldı.

AİLENİN ‘YA KAÇARSA’ ENDİŞESİ

Kazada hayatını kaybeden Alp Ali’nin avukat ağabeyi Emrah Özdemir, yargı sürecinde yaşadıklarının kendilerini isyan noktasına getirdiğini söyledi:

“Sürücü Batuhan’ın, kaza tespit tutanağında tek ve asli kusurlu olduğu ortaya çıktı. Kamera görüntüleri de 50 kilometre hız sınırı olan yolda aracın 200 kilometre civarında bir hızla gittiğini gösteriyor. Kazayı yapan Batuhan son model otomobil yerine, eski model bir araba kullansaydı, zengin değil de fakir olsaydı, mahkeme yine aynı kararı verecek miydi? Bu mudur adalet! Aşırı hız nedeniyle kardeşimin ölümüne neden olan bu varlıklı kişi yurtdışına kaçarsa bana bunun hesabını kim verecek?”

Kaynak: Nurettin Kurt | Hürriyet