Polis, El Kaide ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı grupların Türkiye üzerinden lojistik ve eleman desteği almaya çalışmasının, ülkemizi daha da zor duruma sokacağı uyarısı yapıldı.
Diyarbakır'da 2 polisin şehit olduğu, 7 teröristin ölü olarak ele geçirildiği IŞİD operasyonu ile ilgili polisin hazırladığı ve savcılığa gönderdiği fezlekede bilgilere yer verildi. 78 sayfalık fezlekede El Kaide ve bağlantılı örgütlerin eylemlerini açıklayan polis, İstanbul'da 2003 yılında düzenlenen Sinagog, HSBC ve İngiltere Konsolosluğu saldırılarının, örgüte 159 bin dolara mal olduğunu kaydetti.
"TÜRK VATANDAŞLARI İNTİHAR EYLEMLERİNDE AKTİF"
Son dönemde Türk vatandaşlarının bölgedeki çatışma ve intihar eylemlerinde daha aktif yer aldıkları belirtilen fezlekede, çatışmada ölenlerin yanı sıra intihar eylemi yapan Türk vatandaşlarının sayısında artış gözlendiği kaydedildi. Türkiye topraklarının terör örgütü için hedef konuma geldiğini vurgulayan terör uzmanları, son dönemde çatışma bölgelerindeki radikal kişilerin cihada giden kişilerden; Türkiye'de cephe açmalarını istediklerini belirtti.
"TÜRKİYE EN AZ BİR BATILI ÜLKE KADAR HEDEF"
Türkiye'nin El Kaide ve bağlantılı gruplar için en az batılı bir ülke kadar hedef konumda olduğu vurgulanan fezlekede, örgüt üyelerinin 'Tağut' bir başka ifade ile 'Kafir düzen' olarak gördükleri Türkiye'yi de Afganistan veya Suriye gibi çatışma bölgesine dönüştürmek için çaba gösterdiği belirtildi. El Kaide'nin 2011 yılından bu yana örgüt faaliyetlerini Suriye'ye yönlendirdiği belirtilen fezlekede, örgüt üyelerinin Suriye'ye gitmek için ülkemizden geçtiği ve geçmeye çalıştığı ifade edildi.
"EYLEM İHTİMALİ HİÇ BİR ZAMAN GÖZ ARDI EDİLMEMELİ"
Türkiye'de çatışma bölgeleri ile irtibatlı grupların legal ve illegal anlamda faaliyet yürüttüğü belirtilen fezlekede, El Kaide terör örgütü ve irtibatlı grupların ülkemizde eyleme yönelme ihtimalinin hiçbir zaman gözardı edilmemesi gerektiği vurgulandı. Suriye'deki grupların faaliyetlerinin doğrudan ülkemizi etkilediğini belirten polis fezlekede şu ifadelere yer verdi:
"Suriye'ye geçiş noktası olarak kullanılan ülkeler arasında maalesef ülkemiz de bulunmaktadır. Bu durum ülkemizi terör örgütüne destek veren ülke gibi gösterilmeye çalışılarak, uluslar arası arenade imajına zarar verdiği gibi zor duruma sokmaktadır. Örgüt mensupları ülkemizi yönetim tarzı ve hukuku islami olmayan bölge anlamı taşıyan, Dar-ül Harp olarak görmektedir."
"NUSRET CEPHESİ TÜRKİYE SINIR GEÇİŞ İMKANLARINDAN YARARLANDI"
Suriye'de faaliyet yürüten, Ebubekir El Bağdadi liderliğinde Irak, Şam İslam Devleti ile Ebu Muhammed El Cevlani liderliğinde Nusret cephesi isimli iki ana grup bulunduğu belirtilen fezlekede, "Nusret Cephesi, El Kaide terör örgütü liderlerinden kılavuzluk istemiş ve örgüt üyelerini saflarına kabul etmiştir. Nusret cephesi militanlarının patlayıcı ara maddelerini ve silahları nakletmek için Türkiye'de legal ve illegal sınır geçiş imkanlarından yararlandığı görülmüştür. IŞİD, ülkemize yönelik eylem yapılmasına karşı çıkan Nusret cephesini tekfir etmiştir" denildi.
"IŞİD TÜRKİYE'NİN SURİYE İLE SAVAŞMASI İÇİN İNTİHAR EYLEMİ DÜŞÜNÜYOR"
Türkiye'nin Suriye rejim güçleri ile çatışmaya girmesi için IŞİD'in intihar saldırısı düzenlemeyi anlatılan fezlekede, bu kapsamda Şanlıurfa'da bulunan Türk askeri, emniyet birimlerinin hedef alınabileceği, yabancı misyonların bulunması nedeniyle intihar eylemi için İstanbul'un da tercih edilebileceği bilgilerinin alındığı ifade edildi. Türkiye'nin sınır kapılarını kapatmasını gerekçe gösteren IŞİD'in, Ankara veya İstanbul'da eylem yapabileceği yönünde istihbari bilgiye ulaşıldığını vurgulayan polis,bu amaçla hazırlanan bomba yüklü 10 aracın sınır hattında bulunan tel örgülerin kesilmesi suretiyle Türkiye'ye sokulacağının haber alındığını kaydetti. Facebook aracılığı ile tanıştıkları kişilerin yönlendirmesi sonucu Türkiye'den çok sayıda kişinin çatışma bölgesine gittiği ifade edilen fezlekede, yurt dışından ülkemize gelen kişilerin 20-30 TL gibi cüzi bir miktar karşığında Suriye'ye geçirildiği kaydedildi. Suriye'den dönenlerin sınır illerindeki örgüte müzahir kişileri arayarak, çatışma bölgesindeki komutanın ismini verdiği belirtilen fezlekede, "Çatışma bölgesinde yaralanan yabancı ve Türk uyruklu şahısların genellikle sınır il ve ilçelerindeki hastanelere getirilerek, Suriye isim ve soyismi ile kayıt yaptırıp ilk tedavilerini yaptırdıkları anlaşılmıştır"ifadeleri kullanıldı.
TÜRKİYE SINIRINDA 14 BİN 780 KİŞİLİK 4 TERÖR KAMPI
Fezlekede, IŞİD, Nusret Cephesi ve Ketibet-ül Taliban gibi grupların Suriye-Türkiye sınır hattına yakın bölgelerde eğitim ve toplanma kampları oluşturduğu belirtildi. Türkiye sınır hattında 4 kamp bulunduğu belirtilen fezlekede, bu kamplarda yaklaşık 14 bin 700 kişinin bulunduğu ifade edildi. Türkiye sınırında Atmah, Aeqrobate, Anadan ve Harim-Tafar Takharim kamplarının olduğunu belirten uzmanlar, Atmah Kampı'nda Azerbaycan, Çeçenistan, Kazakistan, Doğu Türkistan, Kırgızistan, Türkiye, Tunus, Cezayir, Lübnan, Mısır, Fas vatandaşlarının kaldığını belirtti. Reyhanlı'nın Kuşaklı Köyü sınırına 800 metre mesafede bulunan Aeqrobate Kampı'nın liderliğini Ebu Hattab kod adlı İsmet Altın'ın yürüttüğünü belirten polis, çatışmaların yoğun olduğu bölgelere buradan gidildiğini kaydetti.Genelde Ağrı, Adıyaman, Ankara, Adana, Aksaray, Bursa, Bingöl, Diyarbakır, Gümüşhane, İstanbul, Kahramanmaraş, Kırıkkale ve Konya gibi illerden gelenlerin kaldığı kampta eğitimden Diyarbakırlı Ebu Selem, dini işlerden ise Yalovalı Ebu Meryem'in sorumlu olduğunu vurgulayan polis, 8-10 bin kişinin kaldığı en kalabalık toplanma yerinin ise Anadan kampı olduğunu belirtti.
"SURİYE'YE GEÇMEK İÇİN TÜRKİYE'Yİ KULLANIYORLAR"
IŞİD'in bağımsız yapı olarak müslüman devlet yönetimlerini yıkıp, yerine radikal, selefi görüşler doğrultusunda devlet kurmak istediği belirtilen fezlekede, bazı terör örgütü üyelerinin Suriye'ye geçmek için Türkiye'yi kullandıkları kaydedildi. Suriye'de yaşanan olaylardan en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye'nin bulunduğunu belirten polis, bunun ise Suriye'nin 900 kilometrelik en uzun kara sınır komşusu olmasından kaynaklandığını vurguladı.
TÜRKİYE DAR-ÜL HARP BÖLGESİ VE IŞİD'İN EN TEMEL HEDEFLERİNDEN BİRİ
IŞİD'in işgal ettiği bölgelerde sözde şeriat mahkemeleri kurduğu belirtilen fezlekede, örgütün kendilerinden olmayan müslüman grupları dahi kolaylıkla tekfir ettiği kaydedildi. IŞİD'e göre Türkiye gibi özellikle demokratik yönetim tarzına sahip devletlerin Dar-ül Harp, yani küfür devleti olduğu kaydedilen fezlekede, bu nedenle örgütte resmi imamların arkasında namaz kılınamayacağı görüşü benimsendiği vurgulandı. Müslümanların yaşadığı tüm ülkelerin IŞİD'in hedefi olduğunu belirten polis, örgütün kendi stratejisi doğrultusunda, hedef belirleyerek ilerlemesini sürdürdüğünü, otoritesini sağlamlaştırdıktan sonra çevredeki diğer ülkeleri hedef aldığını kaydetti. Fezlekede, "Laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin IŞİD'in bölgedeki en temel hedeflerinden birisi olduğu gerçektir" ifadesi kullanıldı.
TÜRKİYE BÜYÜK ZORLUKLARLA KARŞI KARŞIYA
Suriye sınırında kontrolü sağlamanın zorluğuna dikkat çekilen fezlekede, El Kaide gibi en büyük küresel tehditlerden birinin yanı başımızda kamplar kurması, militan yetiştirmesi, aynı zamanda çatışma bölgesine geçişin bir kısmının ülkemiz üzerinden olmasının, ülkemizi uluslar arası arenada büyük zorluklar ile karşı karşıya getirdiği kaydedildi. Gelişmelerin, Beşar Esad ve ona destek sağlayan Rusya, İran gibi ülkelerin, ülkemizi El Kaide terör örgütüne destek sağlayan ülke olarak gösterme çabalarına sebep olduğu vurgulandı.
Uluslararası terörizm kapsamında Türkiye'ye giren kişilerin sınır dışı edilmeye çalışıldığı kaydedilen fezlekede, bu şahısların geldikleri ülkelere iade edilmesinin ulusal çıkarlar adına bazen negatif sonuçlar doğurduğu vurgulandı. Bu kişilerin ülkemizde yakalanmasının baskılara yol açtığını belirten uzmanlar, Türkiye'nin, Suriye'de yaşanan olaylar nedeniyle başından bu yana büyük zorluklar ile karşı karşıya kaldığını vurguladı.
ÜLKEMİZİ DAHA DA ZORA SOKACAK
El Kaide ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı grupların Suriye'de devam eden çatışmalarda büyük bir etki alanına sahip olduğu belirtilen fezlekede, bunların Türkiye üzerinden lojistik ve eleman desteği almaya çalışmasının ülkemizi daha da zora sokacağı kaydedildi. Bu gruplara eleman ve para aktarımının oldukça yükseldiğinin gözlendiği belirtilen fezlekede, Suriyeli mültecilerin bir kısmının Türkiye'de kiraladıkları evlerde patlayıcı üretip, çatışma bölgelerine gönderdikleri kaydedildi. Polis, bazı derneklerin de çatışma bölgelerine giden kişilere maddi yardım yaptığına dikkat çekti.
DİYARBAKIR'DA RADİKAL TEKFİRCİ YAPILANMA
Operasyonlarda yakalanan kişilerin haklarında işlem yapıldıktan sonra tekrar çatışma bölgesine gittikleri yönünde bilgiler elde edildiği belirtilen fezlekede, Diyarbakır'da da El Kaide ve çatışma bölgeleri ile bağlantılı radikal, tekfirci fikirlere sahip bir yapılanma olduğu ifade edildi. Yapılanmanın medrese/mescit, Takva Eğitim ve Okuma Salonu, Tevhid Kitabevi, Dar-ul Erkam okuma salonu isimli 4 ayrı yerde faaliyet gösterdiğini belirten polis, bu yerlerde Suriye'ye adam göndermek için yönlendirici, dini sohbetlere önem verildiğini kaydetti.
Kaynak: Felat BOZARSLAN | DHA