Bugün 29 Ekim. Bundan tam 92 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyetimizi kurdu. Paşa, lise çağlarından beri kafasında olan ve ilk kez 1905 yılında dillendirdiği Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 yılında kurdu.
Bugün ben, Cumhuriyetimizi sahaflardan gezerken bulduğun eski bir kitaptan alıntı yaparak kutlayacağım. Alıntı kısa. O nedenle alıntıyı, dilini de güncellemeden aktarıyorum. Belki günümüz Türkçesi ile anlatamadığımız Atatürk ve onun eseri olan Cumhuriyeti o zamanın diliyle anlatabilirim ümidiyle...
Kitabın ismi, "Atatürk Büyük Şefin; Hususi-Askeri-Siyasi Hayatı" yazarının ismi, Ziya Şakir. İşte, İstanbul Ülkü Basımevi'nde 1938 yılının basılan II. Basım kitapta yazanlar:
"Sulh, memlekete huzur ve sükûnet getirdi. Senelerden beri Çekilen mihnet mahrumiyetler, çabuk unutuluverdi. Şimdi sıra Mühim bir işe gelmişti. Yarım tedbirlerden hoşlanmayan Büyük Şef, artık Hükümet'in Şekli meselesini de halletmek istemişti.
Büyük Millet Meclisi, büyük bir içtima akdetti. Yine Büyük Şeften ilham alan hatipler, ehemmiyetli nutuklar söylemişlerdi. 1923 senesi Teşrinievvel ayının 29 uncu günü günü başlayan bu müzakere, o gece geç vakte kadar devam ettikten sonra, tam saat (20) buçukta (Büyük Millet Meclisi Hükümeti) ismi tarihin sinei tekrimine yerleştirildi... Hükümete, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ismi verildi. Bu tarihi hadiseden tam (14 dakka sonra) da (Gazi Mustafa Kemal Paşa) ilk defa olarak(Cumhur riyasetine) geçirildi.
(...)
Büyük Şefin inkılâbı, üç prensip takip ediyordu:
1- Demokrasi
2- Lâik devlet
3- En kısa bir zamanda. cihan medeniyetlerinin son merhalesine erişmek."
***
Görüldüğü gibi, 1938 yılındaki aydınlar, Atatürk'ün Demokrasi özlemini anlamıştı. Bugün 2015 yılında, her türlü baskıcı yöntemi "ileri demokrasi" yalanıyla yutturmaya çalışanların Atatürk'ümüzü "diktatör" olarak göstermelerine kapak olsun!
Okuyun, okuyun, okuyun...