Bir yandan radyodan Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Ekim Ayı Olağan Toplantısı’ndaki konuşmasını dinliyorum, bir yandan da sosyal medyadan görüşlerimi yazıyorum...
Aziz Yıldırım'ın konuşmasında medya mensuplarının yalan haber yapmasını eleştirdiği bölüme gelmişti. Yıldırım, "Medya ile problemimiz yok. Yalan haber yazanlarla problemimiz var. Eskiden bir gazeteci tekzip yediği zaman üzülürdü. Şimdi yalan haber övünç meselesi oluyor. Gazetecilik ayağa düşmüş" dedi. Paylaştım. Çünkü yüzde yüz doğruydu...
Sonra, Yıldırım, "Medya patronlara sesleniyorum. Eğitimli elemanlar alıp, iyi ücretler verip sahip çıkın" mealinde bir cümle kullandı. Bunu da paylaştım. Vay bunu söyleyen sen misin? Aziz Yıldırım düşmanları, hemen teyakkuza geçti. Bunlardan biri de -eskiden, ben Show TV Haber Müdürü iken, kameramanım olan- bir BJK'liydi. Bana cevaben: "fbtv çalışanlara kaç para veriyor bu zat ? Mayıs da türk futbolu kurtuluyor aziz bırakiyo mayısa ne kaldiki" diye yazdı. (Yazdıklarını bire bir kullanıyorum. İmla hataları yazana aittir) ben de ona "FBTV'deki ücret politikalarını bilmiyorum. Ama 25 yıl medya içinde çalışmış biri olarak medya içindeki durumu iyi biliyorum" diye yazdım.
Gerçekten de öyle. Medyaya çeyrek yüzyılını vermiş ve hemen hemen bütün TV kanallarında çalışmış biri olarak, medyanın dününü ve bugününü iyi biliyordum. Ancak hiç bir medya kuruluşunun spor bölümünde çalışmamıştım. Ayrıca Fenerbahçe Spor Kulübü ile ilişkim bir taraftar olmanın ötesine geçmemişti. Hatta iç dünyamda tarafsızlığı o kadar tabu haline getirmiştim ki geçmişte birçok kez üye olmam için davet almama rağmen -doktor kardeşimi üye yaptırmış ama kendim- üye olmamıştım. Üstelik ne dün ne de bugün FBTV ile bir ilişkim olmamıştı. Dahası Aziz Yıldırım ile bir kez bile oturup konuşmuşluğum, özel bir dostluğun olmamasına rağmen, bir Fenerbahçe taraftarı olarak koskoca Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Başkanı'na "aziz" diye hitap etmesini içime sindirmem mümkün değildi. Beni takip edenler bilir, günahım kadar bile sevmediğim siyasilere bile sırf işgal ettikleri makama olan saygım nedeniyle hiç ön isimleriyle hen de baş harfini küçük yazarak hitap etmedim. Saygıya davet ettim. Ancak eleman saygı sınırlarını çoktan aşmıştı.
NE ŞİKESİ? VATAN ELDEN GİDİYOR!
Neyse, sosyal medya üzerinden sürdürdüğümüz tartışmada konu dönüp dolaşıp "Şike" iddiasına geldi ve bana, "valla hiç bişi umrumda deil aziz yaptıkları yanına kar kaldı şike yapıldımı evet yapıldı" diye yazınca, -bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya fazlasıyla sinir olduğumdan- asfalyalarım attı. "(...) iddianameyi okudun mu? Hukuk bilgin var mı?" diye yazdım. Tahmin ettiğim gibi okumamıştı. Verdiği cevapta, şecaat arz ederken sirkatin söylüyordu: "(..,) sadece sivas maçını izledim yetti hukuk bilgimi bilmem ama selcuk suşehrinde vurdu korcan içeri aldı futbol bilgim üst seviyede iyi bilirsin"
Evet hukuk bilmiyordu. Bilse, topu içeri almakla suçladığı Sivas Kalecisi Korcan'ın olmayan kız kardeşine verildiği iddia edilen sözde arabayı da soruştururdu. Üstelik, futbolu da iyi bilmediği açıktı. Bilse aynı Selçuk'un aynı golü büyük bir takıma da attığını ve bu tür gollerin futbolda gayet mümkün olduğunu bilirdi. Ancak Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı o kadar Gözlerini kararmıştı ki, bütün bunlar önemli değildi...
Neyse "Şike" konusunda kendisine iki soru daha sordum: "3- bjk şike yaptı mı?
4- ts tapelerde varken neden yargılanmadı?" Ancak cevap gelmedi. Zaten "Fenerbahçe şike yaptı" iftirasını atan BJK ve TS'lilerin öncelikle bu sorulara samimiyetle cevap vermesi gerekir. Bu soruları cevaplayamayan BJK ve TS'lilerle bu konuyu tartışmam...
KİŞİLİK HAKLARI İÇİN KİŞİLİĞİNİZİN OLMASI GEREKMIYOR MU?
Gelelim Aziz Yıldırım'ın bazı gastecileri kulübe girmesini yasaklamasına. Öncelikle bu tür yasakları ilkesel olarak doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Gazeteciler, haberciler yanlış haber yapabilir. Yanlış haberler, tekzip ve dava edilir. Ama bunu alışkanlık hale getirenlere asparagasçı, yalan haberci denir ki ben bunlara gasteci diyorum. Günümüzde gazeteciler, gerçek haberciler, işsiz bırakıldığı için gasteciler çoğunluktadır. Aziz Yıldırım'ın da söylediği gibi "Gazetecilik ayağa düşmüş"
Neyse yine de bunun önlemi, gazetecilere yasak koymak değildir. Ancak dün, kişilik haklarını ayaklar altına alan Aziz Yıldırım emniyet fotoğrafını yayınlanlar, ve o iğrençliğe ödül verenler, bugün Yıldırım'ın yasağına veryansın edip, basın özgürlüğü nutukları atamazlar diye düşünüyorum. Her fırsatta Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı yaparken kişilik hakları ve etik aklınıza gelmeyecek sonra da birileri, yeter artık dediğinde, kişilik hakları ve özgürlük diye bağıracaksın. Yok öyle İstanbul!...
DELİKANLIYSANIZ İKTİDARIN AKREDİTASYONUNA LAF EDİN!
Tabi bir de akreditasyon uyguladığı için Fenerbahçe'yi eleştirenlerin. akreditasyonun ağababasını uygulayan bu da yetmezmiş gibi, fikirlerini beğenmediği TV kanallarını platformlardan atan, uydudan bile atmaya çalışan, gazeteleri dergileri ve kitapları basılmadan yasaklayan sansürcü iktidara bir çift laf etmemeleri ve/veya edememeleri de ucuz kahramanlıktır. Delikanlıysanız Fenerbahçe Yönetimi'ne söylediklerinizin yüzde birini iktidara söyleyin. Söyleyemezsiniz sıkar! O BJK'li arkadaşa "O zaman iktidarın gazetecilere yaptıklarına da bir şeyler söylersin artık" diye yazdım. Yine cevap yok!
"BİZ CUMHURİYETİ VE ATATÜRK'Ü BENİMSEDİK"
Sonuç olarak, yazılarında ve sosyal medyada her fırsatta söylediğim gibi,
1- Bu iktidarın, Fethullah Gülen Cemaati ile birlikte sahneye koyduğu, Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve Şike Kumpaslarını, herkesle ve her platformda tartışırım. Unutmayın ki, Fenerbahçelilerin Direnişi BJK'yi de şikeci yaftası yemekten kurtarmıştır. Kaldı ki bu Şanlı Direnişi TSK mensupları da kabul etmiştir.
2- Ancak benimle bu konuları tartışacak olanların, az da olsa hukuk bilmelerini, iddianamelerin en azından özetini okumalarını ve "saygı"yı unutmamalarını rica ederim.
3- Aziz Yıldırım'ı tanımam. Ancak Fenerbahçe için yaptıklarını da unutmam. Bırakınız bunca tesisi ve projeyi, Aziz Yıldırım'ı eleştirenler, değil bir yıl içerde yatmayı sadece 24 saat evinden çıkmamayı göze alabilmiş olmalıdır.
4- Aziz Yıldırım'ın Bu konuşmasında açıkladığı Alt Yapı ve 3Temmuz Spor Akademisi projelerini de canı gönülden destekliyorum. Umarım Aziz Yıldırım Mayıs ayında yönetimi bıraktıktan sonra yönetime gelenler bu projeleri devam ettirirler. Ve daha iyisini yaparlar.
Bir başka BJK'li arkadaşın sosyal medyada yazdığı gibi, "Aziz Başkan her zaman yürekli bir çılgın olarak kalacak aklımda... Kongrede ki sözleri yeter: Biz Cumhuriyeti ve Atatürk'ü benimsedik"
Herkesin Cumhuriyet ve Atatürk'ümüze -en azından- saygı duyması dileğiyle!