Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in haberine göre, İstanbul Boğazı’na 3. köprüyü ve 115 kilometrelik bağlantı yollarını yapan ICA Konsorsiyumu tarafından hazırlanan raporda, projenin, “içme suyunu kirletebileceği” tespiti yapıldı. Raporun 16. sayfasında, “İstanbul Çevre Planı Haritasına göre, proje sahası Alhibeykök, Ömerli ve Elmalı 2 barajlarının besleme havsalarından geçmektedir. Bu nedenle projenin inşaat veya işletme faaliyetlerinin bu rezervuar alanlarının su kalitesi üzerinde dolayısıyla da istanbul içme suyu kaynakları üzerinde etkileri olabilir” ifadesine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adını “Yavuz Sultan Selim” koyduğu 3. köprü ve bağlantılarını sağlayacak 115 kilometrelik yolun daha önce yayımlanan ÇED raporunda, bölgedeki arkeolojik yapıların yok olacağı tespiti yapılmıştı. İnşaatı yürüten konsorsiyumun hazırladığı ve Cumhuriyet’in ulaştığı çalışmada ise iki projenin su kaynaklarına etkileri araştırıldı. İnşaatı yürüten konsorsiyumun hazırladığı raporda, projelerin su kaynaklarına olumsuz etkilerine de yer verildi.
Rapora göre, Ömerli, Elmalı 2 barajları, Pirinççi Baraj Gölü, Gümüşdere Deresi, Riva Deresi ve Poyrazköy Deresi’nin de içinde bulunduğu toplam 18 baraj, göl, gölet ve akarsu projelerden etkilenecek. Yapılacak otoyol bazı bölgelerde akarsuların akış yönleri değişecek. Bu durumda bazı içme suyu havzalarında kuruma meydana gelebilecek.
'UZUN VADEDE KİRLENME'
Raporda, oluşabilecek kirliliğe de dikkat çekildi. Otoyol ve köprünün işletilmesi sırasında rezervuar alanların su kalitesi üzerine uzun vadeli etkileri olabileceği belirtilen raporda, şu tespitler yapıldı:“Kaplanmış yolların inşa edilmesi, geçirimsiz yüzey alanının artması ve dolayısıyla yüzey su akışı miktarlarının artması anlamına gelmektedir. Yüksek yağmur suyu debileri akış erozyonu ve sellere neden olabilmektedir. Yağmur suları yolun üzerindeki araçlardan salınan yağ ve gres yağları metaller (örneğin kurşun, çinko, bakır, kadmiyum, krom ve nikel), partikül maddeler ve diğer kirleticiler ile yol bakım tesislerinden salınan buz çözücü tuzlar (örneğin sodyum klorür ve magnesyum klorür) ile bunların eşdeğerleri (örneğin kalsiyum magnezyum asetat ve potasyum asetat) ile kirlenebilir.”
'BALIK GÖÇLERİ ETKİLENEBİLİR'
Raporda, otoyolların inşası sırasında yapılacak yetersiz menfezlerin balık göçlerine olumsuz etkileri ve erozyona neden olabileceğine dikkat çekildi. Raporda, şu değerlendirme yapıldı:
“Düya Bankası’nın 376 numaralı Teknik Belgesinin Su Kaynakları üzerindeki etkiler başlıklı bölümüne göre, su geçişlerinin planama ve inşaatlarında akış rejimleri, balık hareketleri ve insan kulanımı gibi yerel su şartlarının koordine edilmesi gerekmektedir. Planlama yapılmaması ciddi uzun vadeli etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin gereken boyutlara sahip olmayan bir köprü menfezi taşkınlara ve dolayısı ile balık göçlerinin kesintiye uğramasına, erozyona ve siltasyona (erozyonla taşınan kil, mil gibi ince materlayllerle barajların dolması) neden olabilir.”
Raporun sonuç bölümünde, projenin inşaat, işletme ve geliştirme faaliyetlerinin küçük etkilere sahip olduğu savunulurken, “Su kalitesi üzerinde en büyük riske sahip olan faaliyet, su kaynaklarından geçen proje kısımlarına ilişkin olarak gerçekleştirilecek kalıcı işlerdir” görüşü dile getirildi.