Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisine kriz gelmeyeceğini öne sürerek, “Türkiye büyük, güçlü bir ülke. 'Vay şu olmazsa kriz gelir'. Gelmez arkadaşlar. Allah aşkına ben söylüyorum" dedi.
Zeybekci, Sarıyer'de 11 milyon dolarlık yalı almasını açıkladı ve işadamlarını Nazım Hikmet'in dizeleriyle siyasete çağırdı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ESBAŞ Genişleme ve Süre Uzatım Protokolü ile Aliağa Serbest Bölgesi Protokolü'nü imza törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Zeybekci, "İzmir'i bir serbest bölgeler şehri yapmamız lazım. İzmir çünkü 5 bin yıllık tarihte ticaret kapılarının başladığı ve bittiği nokta, Asya'ya ve Ortadoğu'ya baktığımızda Çin'e kadar dünyanın en önemli ticaret merkezleri için o bölge için ipek yolunun bittiği nokta. Bu taraftan baktığımızda da İpekyolu'nun başladığı nokta. Tarih coğrafya her şey bize güzergahı ortaya koyuyor. İzmir'de bunun en başında elmas taç gibi duruyor" dedi.
“SERBEST BÖLGELER KURALIM"
Ekonomi Bakanı Zeybekci, İzmir'in teşvikte 3. bölge olması nedeniyle rekabet edemediği yönündeki sitemleri haksız bulduğunu belirterek, “İzmir'e ilk geldiğimizde önemli şikayetlerden birisi İzmir'in teşvik bölgesinde 1. bölgede olmasıydı. Yakın bölgede başka şehirlerin 3. sırada olmasıydı. Bunun İzmirliler tarafından İzmir'e haksızlık olduğunu söylemiştim. Bunu dile getirmenin yanlış olduğunu ifade etmiştim. 'İzmir 1., başka şehirlerin 3. bölge olması nedeniyle onlarla rekabet edemiyoruz' demek İzmir'in zenginliğine birikimine haksızlık olur. Başka bölgelerle İzmir'in yarışması için 'böyle bir teşvikte ben ikinci, üçüncü bölge olamadığım için yapamıyorum' demek İzmir'in zenginliklerine gözü kapalı olmak demek. Rakamları gördüğünüz zaman inanın belki gözüne küçük gelebilir ama şu anda kapalı alan içinde şuradaki Ege Serbest Bölge içinde yapılan ihracat 1981 yılının Türkiye'nin ihracatına eşit. Ne iş olsa yaparım mantıkla değil uzmanlaşmış serbest bölgeler şehri olsun Ege Serbest Bölgesi, İzmir Serbest Bölgesi, Aliağa Serbest Bölgesi" dedi.
“ÇİN SERBEST BÖLGEDE ISRARLI"
Ekonomi Bakanı Zeybekci, geçen hafta Cumhurbaşkanı ile birlikte Çin'e gittiğini ve orada Çin özel serbest bölgesinin konuşulduğunu, bunun büyük iştahla istendiğini anlattı. Zeybekci, 5, 6 ve 7 Ekim'de Çin ekonomi ticaret bakanıyla İstanbul'da biraraya geleceğini ve bu konuyu konuşacağını anlattı. Zeybekci o devlet başkanın iki defa İzmir- Antalya hızlı tren ve Aydın- Antalya otoyolunu dile getirdiğini ve Çin'in bu iki işe talip olduğunu ne şekilde ve nasıl olursa olsun belirlenecek şartlara hazır olduklarını ifade etti. Zeybekci, Antalya İzmir arasında çok kısa bir sürede 20 milyon turisti hareket ettirebilir hale getirebilmeyi hedeflediklerini belirten Zeybekci, “Bu 20 milyon turist Antalya'dan çıktığında yaklaşık 2, 2.5 saatte İzmir'e gelebilecek imkanı yarattığınız zaman Efes'e, Denizli'ye, Pamukkale'ye gelebilecek imkanı yarattığınız zaman başka bir bölge ülke haline geliyorsunuz. Yine aynı güzergahta Afyon'daki mermeri İzmir Limanı'na tonunu 30 dolardan taşıyıp da İzmir'den Hamburg Limanı'na 9, 10, 11 dolara götürdüğünüzde arada Afyon'dan ödenen maliyeti bu ülkenin ekonominin üstüne yüklemek beceriksizliktir. Haksızlıktır" dedi.
“ÖZEL ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ KURULMALI"
Ekonomi Bakanı Zeybekci, 5, 10 dolar değil her ne alırsa 10 bin euro 50 bin euro ödemekten çekinmeyecek insanların serbest bölgedeki alışveriş merkezlerine getirilmesi gerektiğini belirterek, serbest bölgelerin nasıl çalışacağını şu sözlerle anlattı:
“Ege'de Balıkesir'den Antalya'nın batısına kadar olan coğrafyada Akdeniz çanağının en önemli turizm ticaret serbest bölgelerini kurmamız lazım. İlk başlangıç noktamız da burası olacak dedim. İzmir havzası olacak. Bunun dünyada bir örneği yok. Ama öyle bir ortam ortaya koymamız lazım. Dünyada örnekleri var. Sadece ticaret sadece çok ünlü markaların olduğu bir alışveriş bölgesi. Öyle bir şey hayal etmemiz lazım ki geceliği 100 dolar değil bin dolara gelmeli. Oraya gelen insan Türkiye'de üretilen ürünlere o güzel ürünlere benim insanımızın ürettiği ürünlere 5, 10 dolar değil her ne alırsa 10 bin euro 50 bin euro ödemeyi hiç çekinmeyecek insanları oraya getirmemiz lazım. Burayı koruma altına almak vergi muafiyetleri birçok mükellefiyetlerden de muafiyet getirmemiz lazım. Giriş ve çıkışların kontrol altına almak lazım."
“ÜÇ KURUŞLUK BEYNİNLE BUNA MI TAKILDIN"
Zeybekci, sıfır vergili turizm bölgelerine Türkler'in pasaportla gireceği yönündeki haberlerin bir gazete tarafından “Vatan haini" başlığı ile verilmesini eleştirerek, şunları söyledi:
“Bir gazetede çıkan haber ki yanlış haber değil. Verilen haberde diyor ki 'vatan hainisin' diyor. Bana söylüyor. Türkiye'de nasıl bir bölgeye Türkler pasaportla girermiş. Buna mı takıldın. 3 kuruşluk beyninle buna mı takıldın kaldın? Bu mu problem ki ağzımızdan pasaport diye bir şey çıkmadı. Çıktıysa çıkarsa bile bir kimliktir o. Maksat o dur. İçerde Türkiye'de haksız rekabete meydan vermemek İzmir'de öyle bir bölge kuruyorsunuz ki orada alışveriş yapan İzmir'deki diğer ekonomiye esnafa zarar verir hale geliyor. Bula bula çeke çeke cımbızla bunu mu buldun? Onun için değerli arkadaşlar. Özellikle Ege'nin lokomotifi olan İzmir nolur davanıza sahip çıkın. Meselenize sahip çıkın. Bu işi kurtarıcılardan kurtarın. Şöyle bir sesiniz çıksın. Şöyle bir 'höt' deyin, 'n'oluyor' deyin, 'haddini bil' deyin. Nerden gelirse gelsin. Mevzu bahis ülkeyse vatansa mevzu bahis İzmir'se Ege ise gerisi teferruattır. Senin boyun uzun senin gözün kara benimki mavi bunları geçelim nolur. Dün, Ekonomi Bakanı, Orman ve Su İşleri Bakanı, Maliye Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı 5 bakan sadece ve sadece bu konuyu konuşmak üzere toplandık. Turizm ticaret serbest bölgesini görüşmek üzere. Bir şey söylediğimiz zaman lafla ortada kalsın diye söyleyemeyiz. Dünyada örneği var mı? Yarım yamalak örnekler var. En güzel örneğini inşallah Türkiye kuracak. Bunun başlangıç noktası da İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Balıkesir olacak."
“KRİZ YOK İŞİNİZE BAKIN"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisine kriz gelmeyeceğini öne sürerek, şöyle konuştu:
“Türkiye büyük güçlü bir ülke. 'Vay şu olmazsa kriz gelir'. Gelmez arkadalar. Allah aşkına ben söylüyorum. Türkiye'nin toplam borcu 400 milyar dolar özel ve kamu. Özel sektörün kısa vadeli borcu 120 milyar dolar. Toplam kısa vadeli borç. Kamu özel. Çoğunluğu özel. Bankalarımızın sermaye yeterlilik oranı var. Dış ticaret açığı tarihi bir zirveye doğru gidiyor iyileşmede. Yıl sonunda 80'ler seviyesine gelecek. İhracattaki gerileme bütün hızıyla devam ederken ilk defa burada söylüyorum Ağustos ayında Türkiye olarak ihracatta o söylediğimiz iyileşme yani artı değeri bu ay bekliyoruz. Ben bunları söylüyorum. Türkiye'de kurun bu spekülatif zıplamaları ve hareketleri ve diğer tüm olumsuz yaratılan bu ortamın gerekçesi yoktur.
'Gerekçesi vardır' diyen bana biraz önce söylediğim rakamları aynısını söylemek zorundadır. 'Şu şu gerekçelerden dolayı şöyle bir olumsuzluk beklenmektedir' diye söylemek zorundadır. Ekonomi yorumcuları diye adı geçen ama finans yorumcuları borsa ve kur yorumcuları çıkıp da bu ülkede ne olur o spekülatörlere çanak tutmasınlar. Şu andaki normal midir durum değil midir. Ama dediğim gibi anormalliğin gerekçesi yoktur. Sadece ortam olarak son günlerde yaşadığımız hiçbirimizin istemediği gerek siyasi gerek terör gerekse toplumda yaratılmaya çalışılan olumsuzluktandır. Yani tabanı, gerekçesi yoktur.
Onun için işinize bakın. Ülkemizin geleceğine bakalım. Biz ülkemizi 20 bin dolar seviyesine taşımadığımız sürece milli gelirde şu andaki bu çakallara bu vatan hainlerine muhatap olmak zorunda kalırız. Yapmamız gereken şey bu ülkeyi biran önce kalkındırmak. Koşarak kalkındırmak. Türkiye'nin büyümesini kalkınmasını istihdamını ihracatını bütün herşeyimizi. Tam bir seferberlikle bunu yapmamız lazım. Bu milli bir dava. Türkiye'ye bakın 1950- 60 arası sonra kayıp 10 yıl. 80- 90 arası kayıp on yıl. Kayıp 10 yıllardan artık kurtulalım."
YALI'YA NAZIM HİKMETLİ YANIT
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 7 Ağustos'ta bir gazetenin “Bu memleketin yırtık donlu Nihat'ı, Sarıyer'de 11 milyon liraya yalı aldı" manşetiyle verdiği habere tepki göstererek, işadamlarına Nazım Hikmet'in şiiriyle seslendi ve siyasete girmelerini istedi.