Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin seçim sonrası belirsizlik ortamından yararlanarak Suriye’ye yönelik savaş anlamı taşıyacak bir askeri müdahaleye yönelik çıkışına karşı muhalefet, “Faturası ağır olur, TBMM’den yetki ve onay almamış bir hükümetin müdahale kararı alması suç niteliği taşır, adalet önünde hesap sorulur” uyarısında bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaya aktif biçimde taraf olmasının doğru olmadığını belirterek, böyle bir adım atılmasının Türkiye bakımından faturasının çok ağır olacağını söyledi.

Tanrıkulu, Erdoğan’ın öteden beri Suriye konusunda çatışmadan yana bir tutum sergilediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Suriye’deki tablonun daha kötü bir noktaya gelmesinde Türkiye’nin izlediği politikanın etkisi olmuştur. Aslında 7 Haziran genel seçimlerinde ortaya çıkan sonuç dikkate alındığında yeni bir hükümet oluşuncaya kadar göreve devam edecek olan AKP hükümetinin böyle önemli bir konuda kritik bir karar alması düşünülemez.

Aslında mevcut hükümet de yeni oluşacak hükümet de Türkiye’yi savaşa sokmak anlamına gelecek silahlı kuvvetlerin müdahalesine yönelik bir karar alamaz, almamalı.”

"MEŞRU ZEMİNİ YOK"

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de 7 Haziran itibariyle halkın AKP’ye iç politika ve dış politikada yetki ve onay vermediğini ve henüz yeni bir hükümetin oluşmadığını belirterek, “Yeni hükümet bir yana TBMM Başkanı seçilmemiştir, komisyonlar oluşturulmamıştır. Böyle bir tabloda savaş anlamına gelebilecek çok önemli kararların alınması düşünülemez” dedi.

Baluken, şöyle devam etti:

“Halkın 7 Haziran’da verdiği mesaj hem içeride hem dışarıda çatışmaya dair bir mesaj değil. Ülkenin ve bölgenin demokratik geleceğiyle ilgili adımlar atılması gerekir. Kurulacak hükümetin bu mesaj doğrultusunda hareket etmesi gerekir.

Suriye bütün küresel ve bölgesel güçlerin denklem içinde yer aldığı ve her geçen gün kaosun arttığı bir ülke. Böyle bir ortamda Türkiye, ‘Ben savaş istiyorum’ diyerek Suriye topraklarına operasyon yapma imkânına sahip değil.”

Baluken, yasal olmayan, topluma dayanmayan bir savaş kararını hayata geçirmeye çalışmanın hem Erdoğan hem de şu anda yetki ve onay almadan geçici bir süreyle görevde bulunan AKP hükümeti için tarihi bir hata olacağını söyledi.

Baluken, “Suç niteliğinde olan böyle bir adım atılırsa bunun hesabı mutlaka adalet önünde verilir” dedi.

"TUTUMUNDAN VAZGEÇSİN" 

HDP Hakkari milletvekili Selma Irmak şu ifadeleri kullundı: Erdoğan ülkeyi korku ikliminde tutma, tehdit etme politikasını bu süreçte de izliyor. Koalisyonla savaşı birarada değerlendirmek tehlikeli, siyaset dışı, etik dışı bir tutum.

Her zaman ki gibi kişisel hırslarına endeksli bir politika izliyor. Bu tutum koalisyo oluşumuna katkı sağlamamacağı gibi engelleyi de olacaktır. Bu tehlikeli tutumdan vazgeçmesini umut ediyurz.

Buna müsaade etmeyeceğimizi belirtmek isteriz. Türkiye’nin güneyinde bir Kürt koridoru oluşması, Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmez. Tam tersi DAİŞ’le komşuluk Türkiye için tehdit unsurudur. PYD ve YPG/J’iyi DAİŞ’ten tehlikeli görmek ancak Kürt düşmanlığıyla açıklanabilir.

Kaynak: Sebahat Karakoyun / BirGün