Türkiye, Ankara saldırısının ardındaki faili ararken çok fazla gündemde olmayan bir örgüt katliamı üstlendi: TAK. Peki kim bu TAK? PKK ile bağlantıları var mı? 2010 yılında Radikal'in gündeme getirdiği TAK'ın bilinmeyenlerini sizler için derledik.
TAK yani "Teyrbazen Azadiya Kürdistan" anlamı; Kürdistan Özgürlük Şahinleri. Ankara 'da katliam yaratan saldırıyı üstlenerek bir anda Türkiye'nin gündemine oturdular. Peki kim bu TAK? Türkiye'de meydana gelen pek çok bombalı saldırıyı üstlendikleri için aslında adlarına çok da yabancı değiliz.
Taksim, İnternet kafe ve Sabiha Gökçen Havaalanı saldırıları bunlar arasında basında en çok yer bulan eylemleri. Ama sizleri bundan 6 yıl öncesine götürerek 2010 yılında Ertuğrul Mavioğlu'nun Radikal için kaleme aldığı bir haberi hatırlatmak istiyoruz. TAK'ın kim olduğu ve bağlantıları hakkında önemli bilgiler içeren bu haberin ayrıntıları oldukça dikkat çekici. İşte 2010 yılında yayınlanan haberimizin tam metni;
CNN International'e de konuşan PKK'nın Kandil'deki sözcüsü 'Roj Kandil' Taksim'de canlı bomba saldırısını gerçekleştiren TAK'ın ne olup ne olmadığını anlattı. Adını zaman zaman İstanbul’da gerçekleştirdiği bombalı eylemlerle duyuran TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) adlı örgütün, Taksim’de gerçekleşen intihar saldırısını üstlendiği bildirideki sert üslubun hedefinde devletin yanı sıra BDP ve PKK da vardı. Taksim eylemini provokasyon olarak değerlendiren BDP’liler, TAK bildirisindeki “Hiç kimsenin kutsal şehitlerimiz üzerinden siyaset yapma hakkı yoktur” cümlesiyle eleştiriliyor, eylemcinin ‘farklı bir örgütün’ üyesi olduğunu söyleyen PKK sözcüleri de TAK’ın eleştiri oklarından paylarına düşeni alıyorlardı. Kimilerine göre PKK’nın şehirlerdeki taşeronu, kimilerine göre provokasyon örgütü olan TAK neydi? Yoksa Reel IRA gibi şimdi de Reel PKK vakasıyla mı karşı karşıyayız? TAK’ın ne olup ne olmadığını geçen günlerde CNN International’e de konuşan PKK’nın Kandil’deki sözcüsü ‘Roj Kandil’ yanıtladı.
Taksim’deki saldırıyı TAK üstlendi. Size göre kim bunlar?
TAK’ta yer alanların bazılarının geçmişte bizim içimizde olduğu doğrudur. Ancak politikalarımızı eleştiriyorlardı. Bizi çok pasif ve yumuşak görüyorlardı. Silahlı mücadelenin tırmandırılmasından yana olduklarını söylüyorlardı. Sonradan bizimle yollarını ayırdılar. Fakat onlar da Öcalan’ı önder olarak kabul ediyorlar. Öcalan’ın yakalanma sürecinin hemen ardından bizim içimizde ciddi sıkıntılar ve sorunlar yaşandı. Bazı arkadaşlar, “Önderlik ateşkes yaptı, ama devlet bundan anlamadığı gibi ona karşı komplolar geliştirdi” diyorlardı. Sonra içimizde eleştiri getiren bazı unsurlar giderek ekipleştiler. Bu ekip hızla uçlaştı, uçlaştı ve bizden koparak kendi örgütlenmesini kurdu.
TAK’ın PKK’nın şehir kolu olduğu iddiaları doğru mu?
TAK içindeki bazı unsurların bizden kopmuş olmaları nedeniyle bu tür değerlendirmeler yapılıyor. Aramızda hiçbir ilişki yok. Anladığım kadarıyla, Öcalan’a bağlı ve sadıklar.
Peki bu örgütün eylemlerinin PKK’nın geliştirdiği politikaları dinamitlediğini düşünüyor musunuz?
Önceki ateşkes dönemlerinde de bu örgütün bize yönelik çok ciddi ve sert eleştirileri oldu. Taksim olayı çok farklı bir şey. Bizim açımızdan da ilginç bir gelişmeydi. Tam Öcalan’dan gelen mektup doğrultusunda süreci tartışıyoruz. Ateşkesi uzatma tartışmaları içindeyiz ve bunu karara dönüştürme noktasına gelmişiz. Ansızın bu olay oldu. İlginç tabii ki. Biz de bir anlam veremedik.
Vedat Acar, Kandil’de eğitim gördü mü?
Hayır. O kişinin Kandil’e geldiği söylenen tarihten beri ben de Kandil’deyim. Hiç kimse görmemiş. Kandil’de kesinlikle kalmamış.
‘Bize tepkililer’
PKK bir yandan yumuşak açıklamalar yaparken, diğer taraftan zaman zaman böylesi bir örgütlenmeyi devreye sokarak pazarlık gücünü yükseltmeye çalışıyor gibi değerlendirmeler yapılıyor. TAK üzerinde fiziki ya da manevi açıdan herhangi bir denetiminiz yok mu?
Yok, herhangi bir denetimimiz yok. Manevi anlamda Öcalan’ı dinleyebilirler bana göre. Ama sadece Öcalan’ı. Bizim hareketimize, yönetimimize, stratejimize tepkileri olduğunu söylemiştim. TAK’ın varlığı PKK’nin pazarlık gücünü azaltmaz mı? Devlet şöyle dese haklı olmaz mı: ‘Sizinle anlaşsak bile TAK gibi denetimsiz örgütleri ne yapacağız?’ Onlar diyor ki, devlet bu koşullarda çözüme gelmez. Ama Türk tarafı güvenilir adımlar atsa, bu tür denetimsiz güçler de marjinalleşir ve giderek devre dışı kalabilirler. Ama çözüm olmayınca, bu tür düşünceler daha çok zemin buluyorlar.
TAK’ın Bahoz Erdal tarafından kurulduğu iddiaları var. Bu doğru mu?
Hayır öyle bir şey yok. Bu arkadaşlardan bazılarını tanırdık. Bir çoğu mücadele içinde epey kalmıştı. Her şeye rağmen karşı karşıya gelmek söz konusu olmadı. Dikkat edersiniz ki, arada bir çıkıyorlar.
Sabah gazetesinin manşetinde PKK’nın Türkiye topraklarından çekeceği haberi var. Doğru mu?
Bu tür haberler kesinlikle yalan. Böyle bir durum sözkonusu değil. Daha önce bunu yapmıştık, 300’e yakın arkadaşımız öldürülmüştü.
KCK: TAK eylemlerine son ver
TAK’ın Taksim eylemini üstlenmesinin ardından KCK’nın açıklaması PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’nda yer aldı. Saldırının kınandığı açıklama şöyle: “TAK örgütünü, halkımızın özgürlük mücadelesine hizmet etmeyen bu tür eylemlere derhal son vermeye çağırıyoruz. KCK sistemi içerisindeki tüm birimler ilan edilen eylemsizliğe harfiyen uyacaklardır. Bu eylemi sürecin dışında kalan ve olgulara sadece kendi dar penceresinden bakan, dar bir bakış açısına sahip TAK örgütünün gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.”
10 Şubat 2006, yani 10 yıl önce kayıtlara geçen bir haberle hatırlatma yapalım:
"Bayrampaşa'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün arkasındaki İksir İnternet Kafe'de dün 14.05'te A-4 bomba patladı. 1 kişi öldü, 7'si polis 15 kişi yaralandı. Patlamada parçalanan sağ bacağı ameliyatla kesilen internet kafenin sahibi Zafer Işık yaşamını yitirdi.
İnternet kafede çalışan ve patlamada yaralanan 18 yaşındaki Berat Yıldırım, bombayı, 3 gündür gelip internette sörf yapan, 1.70 boylarında esmer bir kişinin bıraktığını söyledi. Yıldırım, şunları söyledi: "Aynı kişi bugün de geldi. 16 numaralı bilgisayara oturdu. Çantasını da masanın altına koydu. İnternete girdiği sürece 3 çay içti. Bir ara tuvalet olup olmadığını sordu. "Yok" deyince, dışarı çıktı. Çantası masanın altındaydı. O çıktıktan bir süre sonra patlama meydana geldi."
Çevre sakinleri, Çevik Kuvvet'te görevli izinli polislerin bu kafeye gelip internete girdiklerini, bu yüzden hedef olabileceklerini söylediler. Yaralıların adları şöyle: Polis memurları Sinan Uygur, Serkan Sevindik (25), Volkan Canışık (25), Mustafa Kemal Kenar (23), Hakan Tülay (27), Bekir Polat (23), Ahmet Büyükekiz, kafe çevresinde bulunanlardan Cevat Küçük (15), Sercan Öztürk (15), Kemal Kajan (30), Nihat Kajan (53), Coşkun Küçük (13), Doğan Ay (12), Berat Yıldırım (18), Gökhan Erbaşlı (17). Yaralılardan Gökhan Erbaşlı’nın babası Ekrem Erbaşlı hastane önünde sinir krizleri geçirdi.
Dün İstanbul’da düzenlenen bombalı saldırının sorumluluğunu PKK’nın uzantısı olan Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) diye adlandırılan radikal bir grup üstlendi." (Hürriyet)
7 Ağustos 2014 tarihli bir başka haber farklı bir detayı gözler önüne seriyor:
"IŞİD’in eline geçen Ezidi Kürtlerinin yaşadığı Şengal İlçesi’ne PKK, aşırı Kürt milliyetçilerinden oluşan özel kuvveti Teyrêbazên Azadiya Kurdistan (TAK-Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ni gönderdi. PKK, bu kuvvetlerin başına da savaş ve taktik konusunda uzman olan Dr. Bahoz Erdal kod isimli Suriyeuyruklu Fehman Hüseyin’i getirildi. Musul'a bağlı Şengal İlçesi'ni kurtarmak için IŞİD’e yönelik önceki gece Peşmerge ve YPG’nin ortak operasyonları sonrası, Feyman Hüseyin komutasındaki PKK’nın özel birliği TAK’ın da müdahalesiyle Şengal ve Zumar ilçelerinin kısa süre içinde IŞİD’in kontrolünden geri alındığı öğrenildi. Operasyonlarda çok sayıda IŞİD militanının öldürüldüğü bildirildi.
Kaynak: Haberler