KARŞI GAZETE | ANKARA
"IŞİD MİLİTANLARI DAHA LİBERAL BİR EĞİTİM TOPLANTISI YAPARDI"
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında 19. Milli Eğitim Şûrası'nı değerlendirdi.
Şûrada ne milli ne de eğitime dair hiçbir karar alınmadığını savunan Aygün, "Rakka'dan IŞİD militanlarını getirseniz, daha liberal bir eğitim toplantısı yaparlardı. Bu şura, eğitimi katleden, ileride yargılanacak Nabi Avcı'nın deyişiyle karma eğitime son verilmesini defacto olarak kabul etmiş bir şuradır" diye konuştu.
"IŞİD'İN SAPIKÇA PROGRAMI, BAKAN AVCI'NIN ELİNDE"
Aygün sözlerine şöyle devam etti:
"IŞİD'in Rakka ve Halep'te ilan ettiği İslam devleti denilen, terörist organizasyonun müminlerin ellerinden cehaleti ortadan kaldırma, şeriat ilmini yayma müjdesi diye sapıkça bir program var. Bu program, şu anda Nabi Avcı'nın elindeki programdır. Avcı da karma eğitime son vermeyi, doğar doğmaz bütün çocukları din ekseninde yeni bir kalıba sokmayı hedefliyor.
"ANCAK LEMAN'A KAPAK OLURSUN!"
Bu eğitim bakanı düzeyinde ancak Leman'a kapak olursun. IŞİD ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki önemli bir benzerlik şu: IŞİD'in müfredat programı, Diyanet'in fetvalarıyla birebir aynı. IŞİD'in kuralları daha liberal. Raporumuz özetle, bu şûrada yapılanların Türkiye halkına karşı bir düşmanlık suçu olduğunu söylüyor. Bu kararları alanların yargılanacağını söylüyor. Bu şûranın ne milli ne de eğitim şûrası olmadığını iddia ediyor.
Milli değildir çünkü Türkçe tartışılmamış, Arapça, Osmanlıca tartışılmıştır. Eğitim amaçlı değildir, din tartışılmıştır. Eğitim şûrası diye izlediğimiz din şûrası biter bitmez, bugün hakiki din şûrası başladı, Erdoğan, 'İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğrenecek' dedi. Çocuğuma kesinlikle Osmanlıca ve Arapça öğrettirmem, gitsin sınıfta kalsın. O okulu da verecek hocaya dar ederim. Zorunlu olarak bir şey dayatılıyor, bunu kabul etmek mümkün değil".
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MI, IŞİD İRFAN DİVANI MI?
Aygün "Milli Eğitim Bakanlığı mı, IŞİD irfan divanı mı?" adıyla bir rapor da hazırladı. Raporda şûra kararlarının, "eğitimde laik, demokratik ve sosyal bir devlete ait son kırıntıları da ortadan kaldıracağı" savunularak, "Şûra'ya damgasını vuran Eğitim Bir-Sen adlı dinci-faşist sendikanın Türkiye'deki eğitime dönük tüm önerileri IŞİD'in Suriye ve Irak'ta 'otorite' kurduğu kimi şehirlerdeki İslam devleti kurallarıyla birebir aynıdır. IŞİD, 'devlet' ilan ettiği şehirlerde 'İrfan Divanı' (Eğitim Bakanlığı) kurduğunu resmen açıklamıştır. 'Müminlerin Emiri'nden Cehaleti Ortadan Kaldırma ve Şeriat İlmini Yayma Müjdesi' adlı bu eğitim programı, Şûra'nın da esin kaynağıdır. IŞİD'in 'İrfan Divanı' ile AKP'nin 'şûrası' karşılaştırıldığında ortak pek çok özellik hemen göze çarpmaktadır" iddiasına yer verildi.
MEB, KADIN DÜŞMANI
MEB'de kadın yönetici sayısının az olması eleştirilen raporda yer alan diğer iddialar şöyle:
"Rakamlar kesin bir şekilde ortaya koymaktadır ki; AKP'li Milli Eğitim Bakanlığı kadın düşmanı bir bakanlıktır.
IŞİD kadınların evden dışarı çıkmalarına dahi yasaklar getirirken, kadın öğrencilerin erkeklerle bir arada eğitim görmesine son vermiştir.
Eğitim Bir-Sen'in Türkiye'de kısa ve orta vadedeki en önemli hedefi, tıpkı IŞİD gibi, 'kadın ve erkek öğrencilerin bir arada okumasının' son bulmasıdır.
Eğitim Bir-Sen'in öneri ve talepleri, 19. Milli Eğitim Şûra Toplantısı'nda kabul görmüş ve karma eğitimin kaldırılması henüz resmen onaylanmasa da, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 'kız ve erkek okulu açmaya engel yok' diyerek durumu defacto olarak onaylamıştır.
IŞİD ile AKP'li Milli Eğitim Bakanlığı gericilik ve dinsel eğitimin kökleştirilmesi konusunda adeta yarış içerisindedir.
OSMANLICA TAKİYESİ...
Şûra'da, 'dedelerimizin mezar taşlarını bile okuyamıyoruz' savıyla, Osmanlıca'yı zorunlu ders olarak okutulmasını dayatanlar, aslında her zamanki gibi takiye yapmaktadırlar. Zira amaçları mezar taşı okumak değil, Osmanlı'yı yeniden hortlatmaktır. IŞİD ile stratejik işbirliği yapan AKP, bırakalım 'dede mezar taşlarını' okumayı, yakında bir Fatiha veya dua okuyacak mezar dahi bulamayacaktır. Şûra ne milli, ne de eğitim amaçlı yapılmıştır. Türkçe'nin değil Arapça'nın, eğitimin değil siyasallaşmış dinin çıkarlarının savunulması Şûra'nın temel kaygısıdır. Eğitimin Kürtçe ve Zazaca gibi anadillerde yapılması gündeme dahi gelmemiştir. Oysa şûra, Arapça ve Osmanlıca üzerinden uzun mesailer yapmıştır. Şûra bu haliyle, Türk ulusunun veya Türkiye'de yaşayan Kürt, Zaza, Alevi gibi toplulukların değil, IŞİD'in şûrasıdır.
DİNDAR NESİL PROJESİ İŞLİYOR...
Anaokula, ilkokul 1. sınıfa zorunlu din dersi koymak, Türkiye'de yeni doğan nesilleri dinci-faşist bir kalıba dökme stratejisinin bir parçasıdır. Bu aynı zamanda toplumu din elbisesi içine hapsetmeyi amaçlayan dindar nesiller projesinin bir uzantısıdır. Eğitimde ve okulda dinin, hurafenin, inancın yeri yoktur. İnanç kişilerin vicdanındaki yerine geri dönmelidir. İnanç, sadece bir ahlak ilkesi olarak kalmalıdır.
DİYANET KAPATILSIN
IŞİD hayranı ve taklitçisi Diyanet İşleri Başkanlığı bir an evvel lağvedilmelidir. Bu kurum reforme edilemez, düzeltilemez. Kadının, 'kaşını almasına' bile burnunu sokan bir örgüt, kadın düşmanı olarak anılmayı hak etmektedir. IŞİD İrfan Divanı'nın Suriye ve Irak'ta uyguladığı eğitim müfredatını Türkiye'ye kopya edenler, sadece 77 milyonun barış içinde bir arada yaşama ve ortak geleceğini dinamitlememektedirler. Aynı zamanda, ileride kendilerinin mutlaka yargılanmalarına ve cezalandırılmalarına yol açacak ağır bir suç işlemektedir".
KARSIGAZETE.COM