Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkileri konusunda,
“Aramıza birinin girmesi mümkün değildir. Biz kader arkadaşıyız”? dedi, yolsuzluğa asla taviz vermeyeceklerini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Atina dönüşü uçakta geziyi izleyen gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘aramızı açmak istiyorlar’ sözleri için “Beklenmedik bir durum değil. Cumhurbaşkanımızla yeni tanışmadık, aramızda on yıllara varan tanışıklık var. Kader arkadaşıyız. Çok zor süreçleri birlikte geçtik. Aramıza kimse giremez. Bu konuda kimseye buradan ekmek çıkmaz” dedi. Davutoğlu’na yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
- Cumhurbaşkanı’nın bazı açıklamaları oldu. Bunlardan birisi sizinle sayın Cumhurbaşkanı’nın arasının açılmaya çalışıldığı yönünde haberler yapıldığı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Bir kere bu (yayınlar) beklenmedik bir gelişme değil açıkça söylemek gerekirse. Bir zamandır, Gezi’den bu yana, önce Gezi’yle acaba parti içinde ve Türkiye’de bir hükümet sıkıntısı çıkartılabilir mi diye bir çaba oldu.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında, iki makam arasında çatışma, ihtilaf bir farklı görüş çıkabilir mi diye uzun zamandır beklendiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanımız da biliyor ben de biliyorum. Şunu herkesin bilmesi lazım ki, böyle gazete haberleriyle, yorumlarla Cumhurbaşkanımızla benim aramıza birinin girmesi mümkün değildir. Biz kader arkadaşıyız. Çok zor süreçleri birlikte aştık. Bu konularda da bağışıklıyız.
Aşılıyız tabiri caizse. Bizim aramızdaki dostluk siyasetle başlamış değil. Bulunduğumuz makamlarla irtibatlı değil. Kalıcı ve dünya ahiret dostluğuna dayanan bir birlikteliktir. Bir de buna devlet geleneğinin getirdiği sorumluluklar eklendi. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanımızla bizim ilişkimiz hem devlet geleneğinde cumhurbaşkanı-başbakan ilişkisidir; yetkilerimizi kullanırken bu geleneğe sadık olarak kullanırız... Ama şahsi ilişki bağlamında da öyle kolay sarsılacak bir ilişki biçimi değildir.”
"YOLSUZLUĞA TAVİZ VERMEYİZ İRADEMİZ BÖYLE"
- Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında odaklar deniyor. Parti içinden birileri mi medyadan mı birileri kast ediliyor? Başdanışmanınız Etyen Mahçupyan’ın yolsuzluk algısına dair bir yorumu vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Türkiye’de 2013 Mayıs’ından bu yana kriz çıkmasını bekleyen odakların hepsi. Türkiye’de kriz çıkar mı diye bekleyen dışarıda odaklar var. İçeride var. Ak Parti’nin kendini yenileyerek iktidarda kalmasından ve geçiş sürecinin suhuletle gerçekleşmiş olmasından, buna bağlı olarak Türkiye’nin yükselişinin devam edeceğine olan inancın güçlenmesinden kimler rahatsız oluyorsa, bunların hepsi bu odağın bir parçasıdır. Yolsuzluk konusunda da mücadelede taviz vermeyiz.
Cumhurbaşkanımızın iradesi de böyleydi benim iradem de böyledir. Burada bir farklılık var, ‘Cumhurbaşkanımız şöyle düşünüyor, Başbakan böyle düşünüyor’ diye bir durum yok. (Cumhurbaşkanı ile) Daha geçen gün beraberdik, akşam yemeğinde ailecek bir araya geldik, uzun bir süre sohbet ettik. Ta belediye başkanlığı döneminde bitmiş bir belediyeyi alıp kasası dolu bir belediye devretmek bunlar yolsuzlukla olacak şeyler değil.”
- Ne sıklıkla kişisel temas gerçekleşiyor aranızda.
Haftalık olağan görüşmemiz devlet geleneği içinde olan bir görüşmedir. Onun dışında ise her zaman arayıp görüşebiliriz. Nitekim geçen akşam da hatta bahçeden geçerek yemek yedik. Ama bir haftalık görüşmedeydi, ben “Ya böyle olmuyor. Özlüyoruz” dedim. Şimdi sürekli olmuyor, o doğaldır. Biz her gün görüşsek, bir kriz mi var denir. Bir sürü şey söylenir.”
KIBRIS GAZINA ORTAK FORMÜL
- Atina ziyareti nasıl geçti?
“Çok verimli geçti. Oturup, iki ülke sanki bir coğrafyaymış gibi konuşuldu. Mesela Çanakkale köprüsü yapıyoruz. Midilli’den Yunanistan ana kıtasına Çanakkale köprüsü yapılınca en kısa yol Balıkesir tarafını geçip Çanakkale köprüsünden Yunanistan’a girmek olacak.
Kıbrıs konusunda bir formül üzerinde çalışma kararı aldık. Kıbrıs müzakerelerinin tekrar başlaması ama Kıbrıs’ın doğal kaynaklarının her iki tarafın doğal kaynağı olduğu gerçeğinden hareketle bir formül, çalışma yapalım konusunda da mutabık kaldık. Bir müzakere süreci imkanı doğdu ve bunda da Türkiye ile Yunanistan’ın birlikte çalışma iradesi var. Sonuca yakın bir şey var ama onu ben şimdi zikretmeyeyim. Önümüzdeki günlerde toplanılacak.”
"TAZİYEYE GİDECEKTİM"
- Eşiniz Selvi Kılıçdaroğlu’na taziye ziyaretinde bulundu, fikir kime aitti?
“Vefat olduğunda Erzincan’daydım. Tunceli’ye geçerken arkadaşlara sordum, Kılıçdaroğlu geliyorsa, cenaze Tunceli’den kalkacaksa ben eşimle birlikte ziyaret edip taziyede bulunmak istiyorum dedim. Fakat onlar daha sonra gelecekti. Olmadı. Daha cenaze kalkarken çok ağır hakarette bulundu. Mecburen ben de cevap vermek durumunda kaldım. O olmamış olsaydı, muhtemelen bu ziyaret beraber de gerçekleşebilirdi. Ama Sayın hanımefendi Selvi Hanım’ın burada bir dahil yok. Vefat eden de onun annesi. Eşim ne yapalım deyince, sizin gitmeniz iyi olur dedim.”
Cemaatler mercek altında mı?
- MGK’nın paralel yapıyla ilgili aldığı tavsiye kararı Bakanlar Kurulu’nun kabul ettiği belirtiliyor. Bundan sonda mekanizma nasıl işleyecek?
“Tavsiye kararı Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü. Gerekli adımlar için bütün bakanlıklar talimatlandırıldı. Yeri gelmişken, bir gazetede sanki bütün cemaatler mercek altına alınmış gibi bir gerçekten alçakça bir iftira var. Bir kere biz bu paralel yapıyı cemaat olarak kabul etmiyoruz, kimse de kabul etmemelidir.”
"KOMİSYONA MÜDAHALE YOK"
“Yolsuzluğa gelince... Bu konudaki tutuma bakıldığında, ki Meclis’te soruşturma komisyonu Başbakanımızın yani Cumhurbaşkanımızın talimatıyla kuruldu. Eğer bir şey saklama arzusu olsaydı bu kurulmazdı. Şu anda da hiçbir müdahale olmadan yürüyor.
Ama bir taraftan da biliyoruz ki bütün o dosyaların bir dinamit etkisi yapması için yan yana getirilip uzun süre bekletildikten sonra gündeme getirilmesi, sonra da 25 Aralık’ta doğrudan Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, orada siyasete bir müdahale ve darbe yöntemi olduğu da aşikâr. Bütün bunlar yaşandıktan sonra soruşturma komisyonu kurulmuş, ifadeler yapılmış... Bizim olağanüstü kongrede, ben emaneti devralırken yaptığımız konuşmalara bakın.
Sayın Cumhurbaşkanımız da yolsuzluklara karşı hiçbir tolerans olmayacağını vurguladı, ben de yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu koparırım dedim. İnsanoğludur, ola ki bir takım nefsi şeylere düşer... Bizler melekler dünyasında yaşıyor değiliz. Buna ne Cumhurbaşkanımız tolerans gösterir ne ben gösteririm. Dolayısıyla üç şeyle dikkat çekiyorum. Bizim ilişkimize kimsenin müdahale etmesine izin vermem. Kimsenin herhangi bir şekilde bir fitne bir şüphe uyandıracak şekilde, ister dışarıdan ister içeriden girmesine izin vermeyiz. İki, geçmişte yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı en kararlı mücadeleyi birlikte yürüttük. Bundan sonra da delillendirilmiş bir yolsuzluk olduğunda buna ne Cumhurbaşkanı müsamaha eder ne de ben ederim... Üç, ilişkimiz hem dostluk ilişkisidir hem de kadim bir ilişkidir. Kader arkadaşlığıdır.”