KARŞI GAZETE | ANALİZ

Türkiye, dünyayla birlikte canlı yayında bir holdingin ve yayın grubunun nasıl gasp edildiğini izliyor.

Hukukçular hep bir ağızdan yapılan müdahalenin Anayasaya aykırı olduğunun altını çizdi.

İşte o açıklamalardan bazıları…

AVUKAT CELAL ÜLGEN

“Bir şirkete kayyum atanması şirket yönetimi ile ilgilidir. Bu yayının durdurulmasını ya da politikasını değiştirmesini gerektirmez.

Yayını durdurmak ya da politikasını değiştirmeye çalışmak kayyum atamanın amaç ve niyetini gözler önüne serecektir.
Kim olursa olsun, demokratik bir ülkede yayın durdurmak ve bunu kanunun etrafını dolanarak yapmak anayasal düzeni yıkmaya çalışmaktır.”

CHP'Lİ VEKİL HUKUKÇU MAHMUT TANAL

“Anayasamızın 30. Maddesi uyarınca anayasal bir suçtur. Hukuk fakültelerinde okutulan Ceza Muhakeme Hukuku’nun ders kitabı ile huzurunuzdayım. O ders kitabında öğrencilere Ceza Muhakeme Kanunu’nun 133. Maddesi nasıl öğretiliyor, yargıçlar ve savcılar nasıl uyguluyor?”

TBB BAŞKANI METİN FEYZİOĞLU

“Kimse kimseyi kandırmasın. Olan biten, Saray'ın muhalif medyaya el koyduğudur.”

Hukukçuların ‘Yapılan uygulama Anayasa’ya aykırıdır’ açıklamaları ise akıllara Erdoğan’ın Rize'de yaptığı “Türkiye'nin yönetim sistemi fiilen değişmiştir." açıklamasını getirdi.

GASP GÖRÜNÜMLÜ DARBE

Erdoğan'ın Rize'de Anayasayı hedef alan açıklaması ile hukukçuların açıklamaları bir araya getirildiğinde ortaya çıkan tablo; 'Medyaya gasp' adı altında Türkiye'de bir darbe olduğunu gösteriyor.

Çünkü Anayasa, ancak darbe dönemlerinde askıya alınmıştır.

Çok uzatmadan sözü bütün darbe dönemlerini yaşamış duayen gazeteci Altan Öymen’e bırakalım:

“65 yıldır gazeteciyim, böyle bir şey görmedim.”

Peki, ülkenin bu değişim sonrası içine düştüğü korkunç 'fiili' sistemin adı dikatatörlük değilse(!) başka ne olabilir?

KARSIGAZETE.COM.TR