Bürokratlara kamu şirketlerinde yönetim Kurulu üyeliği vermek, geçmiş dönemlerden kalma bir alışkanlık olsa da, AKP iktidarında suyu çıkartılan bir uygulama olarak artık kanıksanmış durumda.
Ancak aşağıda vereceğimiz örnek gerçekten pes dedirtecek ve
“bunlar kendilerini aşmış” nitelemesini hak edecek bir özellik taşıyor.
Bilindiği gibi, Türk Hava Yolları 2006 yılında özel bir firmadan aldığı ikram hizmetini sonlandırmış ve ikram konusunda büyük üne sahip Atilla Doğudan isimli işadamı ile anlaşarak TurkishDoco unvanlı bir havayolu ikram firması kurmuştu.
Tarafların yüzde 50’şer hisse ile ortak olduğu yeni şirket sayesinde THY uçakta yolcularına verdiği ikramı daha ucuza getirecek, ayrıca diğer havayollarına da ikram satarak gelir elde edecekti.
Geçen zaman böyle olmadığını gösterdi. Doco satışının yüzde 90’ını THY’ye yaparken diğer havayollarına satışlar sınırlı kaldı. Malzemelerinin hemen hemen tamamını Türkiye’den sağlayan ve ağırlıklı Türk personel çalıştıran Doco, THY’ye sattığı mal ve hizmetleri dolar üzerinden faturalamaya başladı.
HAMDİ HOLDİNG…
AKP iktidara gelmeden önce kendi halinde bir muhasebeci olarak küçük esnafın defterlerini tutan, babasının fırın ve bakkalına yardımdan başka ticari deneyimi olmayan Erdoğan’ın hemşehrisi Hamdi Topçu, AKP iktidarı ile birlikte THY Yönetim Kuruluna atandı.
Doco kurulduktan sonra önce bu şirketin Yönetim Kurulu üyesi sonra da Yönetim Kurulu Başkanı unvanı ile kontrolü ele geçirdi. Özellikle THY Yönetim Kurulu Başkanlığını aldıktan sonra THY’nin yan şirketlerinde Yönetim Kurulu Başkanlıklarını kimseye bırakmayan Topçu, daha önce Odatv'de yayınlandığı gibi yargı ve bürokrasi camiası ile dostluğu ilerletti. Hakimleri bedava gezilere götüren Topçu, THY’nin yan şirketlerine de kilit bürokratları getirmeye başladı.
RİZE NİRE, İSTANBUL NİRE ?
Topçu’nun TurkishDoco’ya davet ettiği isimlerden biri son derece çarpıcıydı. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu… İkram şirketi İstanbul’da idi ama farketmezdi. Vali beye uçak bileti gönderilir, toplantıya katılması sağlanırdı. Bir süre sonra Hacımüftüoğlu terfi edince ikram şirketi kendini daha bir güvende hissetmeye başladı. Şaka değil, Türkiye Cumhuriyetinin İçişleri Müsteşarı artık Doco’nun Yönetim Kurulunda idi..
DEVLET CİDDİYETİ Mİ? O DA NE?
2014 yılında işin rengi daha da değişti. Hacımüftüoğlu artık Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olmuştu. Yani imam bayıldı, cacık ve hamsili pilav MGK Genel sekreterinden sorulur hale gelmişti. Yazının başında boşuna demedik, işin suyu çıktı diye… Böylesi herhalde bugüne kadar hiç yaşanmamıştı. MGK gibi devletin en önemli ve krıtik kurumlarından birinin Genel Sekreteri bir ikram firmasında yönetim kurulu üyeliği yapıyordu. İşin garibi, Rize Valisi iken göze batmayabilirdi ama Hacımüftüoğlu’nun önce Müsteşar ve ardından MGK Genel Sekreteri olduktan sonra kendi kendine “bulunduğu makamın ağırlığı ve ciddiyeti ile, huzur hakkı aldığı firmayı” şöyle bir sorgulayıp istifa etmeyi düşünmemesiydi. Nereden mi biliyoruz? 22 Nisan 2015’de yani 1 ay önce yapılan Doco Genel Kurulunda yeniden Yönetim Kuruluna seçildi de ondan….
Peki Hacımüftüoğlu’nu oraya atayan kim?
Dün Hamdi Topçu idi, bugün THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı…
Yani devlete yön veren MGK’nın en önemli bürokratı THY’nin emrinde…
Yani iki patronu var: Biri MGK, diğeri THY….
PARASI DA FENA DEĞİL…
Devletin en tepe bürokratlarından olan, lojmanı ve makam arabası bulunan ve yaklaşık 8.500 TL maaş alan Hacımüftüoğlu’nun, Doco’yu bırakmamasının sebebi maddi olabilir mi diye soranlara söyleyelim. Genel Sekreter bey her ay 4000 TL huzur hakkı alıyor, ayrıca yılda 4 ikramiye de cabası..
Bu paralara karşılık doğan vergileri de Doco ödüyor. Yani Hacımüftüoğlu’nun eline ayda net 5.333 TL geçiyor. Doco Genel Kurul kararına bakılırsa, şirkette çalışanların sahip olduğu tüm mali ve sosyal haklardan da yararlanabiliyor…
EMNİYET MÜDÜRÜ DE VAR…
İkram firması deyip geçmeyin. Güvenlik en üst düzeyde düşünülmüş olmalı ki, Doco yönetimine İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok da alınmış. 17/25 Aralık 2013 operasyonundan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Altınok hemen 3 ay sonra, 3 Nisan 2014 tarihinde yapılan Doco Genel Kurulunda 5.333 TL huzur hakkı ile Yönetim Kuruluna dahil edilmiş. Böylece Doco gerçekten “devlet gibi” şirket haline gelmiş. Devlet ikram şirketinin arkasında değil doğrudan içine girmiş…
Anlayacağınız, THY yolcularının uçarken artık yemeklerini emniyet, güven ve huzur içinde yemeleri için tüm önlemler alınmış. Slogan da cuk oturur hani “ikram için emniyet,yolcu için hizmet”…
Gerçekten de, bu kadar güvenlikli şirket az bulunur. Haberi noktalarken, Altınok’un da uyması gereken Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliğinin ekinde bulunan Etik Sözleşmesinin sadece bir maddesini buraya almakla yetinelim:
“Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden hediye almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir çıkar sağlamadan, herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan yerine getirmeyi taahhüt ederim.”
İşte o yöneticiliğin belgesi:
Kaynak: Odatv