Ankara'nın Altındağ ilçesinde oturan ve ortaokul 7'nci sınıfta okulu terk ederek günlük işlerde çalışan 14 yaşındaki Taylan Ö. Y., geçen mayıs ayında, işe gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. İddiaya göre, Taylan Ö. Y. sosyal medya hesaplarından bağlantı kurduğu biri Azeri 4 kişiyle beraber evvel Gaziantep, ardından Kilis'e geçti.
Taylan Ö. Y. ve yanındakiler Kilis'in Elbeyli ilçesinden, kaçakçıların yardımıyla sınırı geçti ve Suriye'nin Rakka kentine giderek Suriye'de El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti (Irak Şam Örgütü IŞİD) saflarına katıldı. Suriye'de meydana gelen patlamada bacağından yaralanınca Türkiye sınırına bırakılan ve Şanlıurfa'da tedaviye alınan Taylan Ö.Y. internette cihat ve Irak Şam Örgütü IŞİD'e ilişkin yapılan propagandaların etkisiyle ailesini terk ettiğini dedi.
Taylan Ö. Y., "Suriye'ye beraber gittiğimiz kişiler birkaç gün kaldıktan sonra pişman olup döndüler. Ben dönmemiştim fakat şimdi dönmediğim için fazla pişmanım" diye söyledi. Yaralı çocuğun babası Yaşar Y., aileleri çocuklarına sahip çıkmaları, internetteki çalışmaları konusunda duyarlı olmaya çağırdı.
IŞİD'E KATILANLAR ARASINDA ÇOCUKLARDA VAR
Milliyet’ten Ömür Ünver’in haberine göre; “Cihat bölgesi” ilan edilen Suriye’de çeşitli grupların saflarında çok sayıda Türk de savaşıyor. IŞİD’e katılanlar arasında çocuklar da var. Bunlardan biri de Ankara Altındağ’da yaşayan 14 yaşındaki Taylan. Ankara’da 4 ağabeyi ve emekli babası Yaşar Y. ile yaşayan Taylan, 8. sınıftan sonra okulu bırakıp ailesindeki birçok kişi gibi sarımsak satarak çalışma hayatına adım attı.
1 HAFTA SONRA ÇOCUĞA SİLAH VERİLDİ
Taylan, savaşın ilk döneminde Suriye’ye giderek IŞİD’e katılan ağabeyinden etkilenince tehlikeli bir yolculuğa adım attı. Taylan, Suriye’ye gitmek için 45 gün önce mahalleden 5 arkadaşıyla birlikte yola çıktı. Sabah evden çıkarken babasına işe gideceğini söyleyen küçük çocuk ve arkadaşları, karayoluyla sınırdaki Kilis’in Elbeyli ilçesinden kaçakçılara 20’şer lira vererek yasadışı yollarla Suriye’ye geçti. IŞİD’in kontrolündeki bölgede Rakka’ya kadar giden çocuklar, burada evlere yerleştirildi. Taylan’ın beş arkadaşı birkaç gün sonra Türkiye ’ye döndü, Taylan ise IŞİD militanlarınca eğitime alındı; bir hafta sonra çocuğa silah da verildi. Askeri eğitimler dışında gündüz evde Kuran okuyan Taylan, akşamları voleybol oynuyordu.
BABASI TELEFONLA ÖĞRENDİ
Oğlunun kaybolması üzerine polise haber veren baba Yaşar Y., en küçük oğlunun Suriye’de olduğunu 3 gün sonra gelen telefonla öğrendi. “Suriye’deyim” diyen oğluna geri dönmesi için yalvaran baba, oğlunu ikna edemedi. Küçük Taylan, her telefon konuşmasında babasına “Dönmeyeceğim, beni merak etme” diyerek babasına karşı çıktı. Baba Yaşar Y., oğlundan son telefonu 22 Haziran akşamı aldı; oğlu Türkiye’de hastanede olduğunu söylüyordu.
YARALANINCA SINIRDA NÖBET TUTAN ASKERLERE BIRAKILDI
Küçük çocuk çatışma bölgesine götürülmüş, burada burada kasıklarına isabet eden şarapnel parçasıyla ağır yaralanınca Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sınırda nöbet tutan Türk askerlerine bırakılmıştı. Çocuğu türk askerine teslim edenler, çocuğun 1998 Suriye doğumlu Mehmet el Ahmed olduğu söyleyip getirmişti.
İlçe hastanesinde ilk müdahalesi yapılan çocuk, daha sonra Şanlıurfa’daki M. Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada 8 saat süren ameliyata alınan Taylan, kendine geldikten sonra hastanede tanımadığı birinin telefonu ile babasını aramış, hastanede yattığını söylemişti.
Babası gelince konuştu.
Ankara’dan yola çıkan baba, 23 Haziran’da ulaştığı hastanenin kayıtlarında oğlunun ismini bulamayınca bütün servislerini dolaşarak oğlunu aradı. Baba Yaşar Y., Taylan’ın Suriyeli olduğunu düşündükleri için ifade almak üzere yanlarında Arapça bilen bir tercüman getiren polislerle karşılaşınca durum ortaya çıktı. Polislerin “Siz niye geziyorsunuz burada?” sorusuna “Oğlumu arıyorum” yanıtı veren babaya polisler Taylan’ı gösterdi. Böylece baba ile oğul 45 günün ardından kavuştu. Korkudan o ana kadar konuşmayan Taylan, babasını görünce konuşmaya başladı. 14 yaşındaki Taylan Ö.’nün hastanede tedavisi sürüyor. Doktorları, durumunun iyiye gittiğini belirtirken, ailesi ise bir an önce çocuklarını Ankara’ya götürerek tedavisine orada devam edilmesini istiyor.