Radikal yazarı Suat Kınıklıoğlu yaklaşan seçim öncesi sandığın nasıl korunacağı ile ilgili tüyolar verdi.
İşte Radikal yazarı Suat Kınıklıoğlu'nun 'Sandık'ın nasıl korunacağı ile ilgili önerilerinin bulunduğu çok çarpıcı analizi...
Sandık başında her ne olursa olsun tutanak tutup ta bir zapta bağlanmayan hiç bir itirazın dikkate alınma ihtimali yok. Herşeyi tutanakla belgelemeniz şart. Seçimde hilenin çok azı oy verme esnasında olur. Vatandaş genellikle oraya odaklanır ama asıl mesele sonrasıdır.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Seçim kampanyaları tam gaz devam ediyor. Kamuoyu yoklamaları seçimdeki ana meselenin HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği olacağına işaret ediyor. HDP’nin durumu parlamento dağılımını doğrudan etkileyeceğinden sandık güvenliğine yönelik endişeler de artmaya başladı. Kamuoyu özellikle Ankara Büyükşehir Belediye seçiminde olanlardan sonra seçim güvenliği ve seçmenin iradesinin sandığa yansıması hususunda oldukça hassaslaştı.
Bunda şaşılacak bir şey yok. Cumhurbaşkanı’nın ettiği tarafsızlık yeminine sadık kalmayıp anayasayı hergün çiğnediği, HDP’nin seçim bürolarının bombalandığı, devletin ajans ve televizyonlarının parti aygıtları gibi yayın yaptığı, muhalif basın üzerindeki baskıların artarak devam ettiği bir kampanyada insanlar seçim gecesi olabilecekleri konuşurlar. Konuşuyorlar da...
HAZIRLIKLI VE EĞİTİMLİ
Öncelikli olarak muhalefet partilerinde o gece olabileceklerin seçim sonuçlarını etkileyebileceğini anlamaları ve buna göre bir yapılanmaya girmeleri lazım. Sandık müşahitlerinin, sandık güvenliğini koordine eden birimlerin, seçim sonuçlarını data sistemine girenlerin, YSK’daki verilere ulaşımı olan birimlerde çalışanların oldukça hazırlıklı, eğitimli ve zinde olmaları gereken bir gecedir seçim gecesi. Yerel seçimde görüldü ki oy verme işleminden tutun anayasa mahkemesine itiraz sürecine kadar iktidar partisi sürecin her aşamasına müdahale ediyor.
Seçim sonuçlarını en sağlıklı almanın yolu 151.000 sandığın başında en az birer tane müşahidinizin olmasıdır. Anahtar mesele müşahitlerin sayım sonuçlandıktan sonra ıslak imzalı sandık tutanaklarını alıp hemen kendi partilerinin ilçe yönetimine teslim etmeleri, onların da uygun bir silsile ile bu tutanakları genel merkezlerine bildirmeleridir.
PARTİ GENEL MERKEZLERİ KENDİ SİSTEMLERİNİ KURMALI
Bence parti genel merkezleri SEÇSİS’ten bağımsız olarak kendi veri sistemlerini kurmalı ve YSK ne derse desin gerçek sonuçları kendi veri sistemi üzerinden de denetleyebilmeli. Söylemeye hacet yok. Siber saldırıya karşı koyabilecek teknik hazırlığınız olmalı. 30 Mart’ta Cihan Haber Ajansı’nın başına gelenler halen hafızlarda.
Anadolu Ajansı ve TRT ne derse desin, ne yazarsa yazsın, ne yayınlarsa yayınlasın sizin öncelikle kendi müşahitlerinizin bildirdiği sonuçları hızlıca bir sisteme yükleyip gerçek sonuçları kendinizin görmesi lazım. Bunun için akıllı telefonlar üzerinden bir uygulama düşünmek akıllıca olur. Sandık müşahitlerinizin – ne olursa olsun – sandık başlarından ayrılmamalarını sağlamalısınız.
ANADOLU AJANS VE TRT'YE DİKKAT
Yani morallerini yüksek tutacak, sandevici, kumanyası vs zamanında ulaştıracak lojistik bir organizasyon içerisinde olmanız lazım. Yerel seçimde görüldüğü üzere Anadolu Ajansı ve TRT’nin bilerek algı şekillendirmesi yapacağını hesap edip müşahitlerinizi bu ihtimale karşı uyaracaksınız. Aksi takdirde insanların sandıkları terketmesini önleyemezsiniz. Bu oyuna bir daha düşülmemeli.
Sandık başında her ne olursa olsun tutanak tutup ta bir zapta bağlanmayan hiç bir itirazın dikkate alınma ihtimali yok. Herşeyi tutanakla belgelemeniz şart. Seçimde hilenin çok azı oy verme esnasında olur. Vatandaş genellikle oraya odaklanır ama asıl mesele sonrasıdır.
“Kedisel” işlerin çoğu gece 11’den sonra olur. Ankara’da gördüğümüz üzere seçim sonuçlarına müdahale etmenin en etkin yolu sandık tutanaklarını değiştirmektir. Oy hırsızlığı tutanaklar üzerinden yapılır. Bu yüzden ıslak imzalı tutanakların mutlaka partilerin il başkanlıklarında toplanması, gözden geçirilmesi ve olası itirazlar için hazır hale getirilmesi gerekiyor.
İlçe ve il seçim kurullarına, YSK’ya yapılacak olan itirazlar için süre oldukça kısıtlıdır. O yüzden kampanya, oylama ve seçim gecesi sonrasında fiziken pili bitmiş kadroların hızlıca itiraz dilekçeleri hazırlayabilecek ek ekiplere ve deneyimli avukatlara ihtiyacı olacak. Data girişlerinde çok sık olarak küçük partilerin oyları büyük partilere yazılır çünkü bu partilerin bunu takip edecek kapasiteleri yoktur. Bunlar az gibi gözükür ama organize yapıldığında yekün tutar.
Data girişlerinde sık sık sıralar “kayar” ve bunların tabii ki “sehven” olduğu iddia edilir. Dikkat! YSK’nın partilere sunduğu tutanak görüntüleri ile elinizdeki tutanakları karşılaştırmanız gerekmektedir. YSK partilere verdiği verileri “scrambled” yani karmakarışık olarak verdi Ankara seçiminde. İllere ve ilçelere göre düzenli olarak sıralanmış olarak değil de tamamı ile karıştırılmış olarak.
Örneğin Keçiören’deki 1311 nolu sandığın bir altındaki veri Çankaya ilçesinin 2122 nolu sandığı idi. Sırf bu verilerin tasnif edilmesi, anlaşılması ve hataların tespit edilmesi dahi çok uzun zaman almaktadır. Esasında utanç verici bir durum ama Şark kurnazlığının zirve yaptığı bu devirde artık hiçbir şeye şaşırmamak lazım.
SANDIK TOPLAMA MERKEZLERİ
Okullarda okul müdürleri ve onların yakınları sayım ve data girişini yönetir. Bu kişilerin hangi sendikalardan seçildiği ise herkesce malumdur. Seçim gecesi sandık toplama merkezlerine bakanların müdahalesi olur. Bu tabii ki normal bir demokraside kabul edilecek bir şey değildir ama bizde olur. O yüzden sandık toplama merkezlerine yapılan müdahaleler yakından izlenmelidir. Bu mekanlarda fiziken var olmak çok önemlidir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ