Sinem Kobal ve Hazar Ergüçlü, Analar ve Anneler'i anlattı.
Yeni dizisi Analar ve Anneler'de iki acılı anneyi oynayan Sinem Kobal ile Hazar Ergüçlü; Ağlama sahnelerinde şişen gözlerimizle barışmaya çalışıyoruz. Normal hayata dönmek biraz zor oluyor.
İki güzel oyuncu Sinem Kobal il Hazar Ergüçlü, ATV'nin iddialı dizisi “Analar ve Anneler”de aynı çocuk için savaşan iki acılı anneyi canlandırıyor. Kobal dizide, eşi ölen ve tek umudu bebeği olan üniversite öğrencisi Zeliha'ya, Ergüçlü ise sevdiği adamın babası tarafından tecavüze uğrayıp yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan Kader karakterine hayat veriyor. Dizide ikilinin yolu, doğum yaptıkları hastanede kesişiyor. Bebeği ölen Kader, Zeliha'nın oğluna annelik yapmaya başlıyor. İlk kez anne rolünde izleyici karşısına çıkan Kobal ve Ergüçlü, Sabah Günaydın'a konuştu...
Sinem Kobal (Zeliha)
-Analar ve Anneler'de 70'li yıllara gitmek nasıl bir his?
Dönem işleri her zaman beni heyecanlandırmıştır. Başka bir zamana yolculuk yapmak, o dünyayı keşfetmek heyecan verici. Zor bir dönemi konu alsak da aslında her zaman herkesin başına gelebilecek olayları anlatıyoruz. Tüm bunları dönemin dekoru, kostümü ve büyüsü içinde deneyimlemek benim için keyifli.
-İlk kez bir anne rolünde izleyici karşısındasınız. Acılı bir anneyi canlandırmak size ne hissettirdi?
Evet, ilk kez bir anne rolünü canlandırıyorum. Annelik duygusu gerçekten anlatılamayan, sadece hissedilebilen nadir duygulardan bence. Zeliha'yı canlandırırken bunu olabildiğince hissetmeye çalışıyorum.
-İlk bölümde bebeğinizi kaybediyorsunuz ve üst üste çok acı şeyler yaşanıyor...
Zeliha çok ağır şeyler yaşıyor, çok acı çekiyor. Annesi öldükten sonra, babasının üvey annesini tercih etmesi Zeliha’yı evlenerek o evden çıkmaya sürüklüyor. Kocası da aslında o dönemin hiçbir siyasi akımına ait olmayan Zeliha’yı dönemin gerginliğinin içine atıyor. Okulda yaşanan olaylar karşısındaki şaşkınlığının sebebi de bu...Murat’ın birini öldürmesiyle de evliliğini sorgulamaya başlıyor. Kayınvalidesi hatta kendi babası bile Murat’ın seçtiği yolda başına gelenlerden ve bu yolu seçmesinden onu sorumlu tutuyor. Zeliha baba evinden başlayan savruluşuna darbeler alarak devam ediyor. Son olarak da bebeğinin ölümüyle iyice yıkılıyor. Genç, tecrübesiz, oradan oraya savrulan bir kız, bir de içine bebeğinin yaşadığına dair bir şüphe düşünce bambaşka bir yolculuğa sürükleniyor. Zeliha’nın hikayesi gerçekten çok üzücü ve kalbime dokundu. Hiç kimse böyle şeyler yaşamayı hak etmiyor.
-Bebeğinin Zeliha’nın elinden alındığı sahneyi oynarken neler yaşadınız?
Gerçekten kabullenmesi zor bir durum; büyük bir acı. Hayatı boyunca ne baba evinde ne koca evinde hiçbir yere kendini ait hissetmemiş ve sevilmemiş olan Zeliha hamileliği boyunca polisten kaçarak yaşamak zorunda kalmış. Tek umudu ve tek bağ kurduğu bebeğiydi. Belki de ona sahip çıkılmadığı kadar sahip çıkmak istediği şey bebeği… Yeni bir hayat kurmasına bir gün kalmışken, bebeği elinden alınıyor. Gerçekten zor sahnelerdi.
-Sete gittiğinizde Zeliha’nın o hüzünlü hali sizi başka bir dünyaya mı götürüyor?
Bir süredir her anım Zeliha ile geçiyor ve tabii ki ondan etkilenmemek mümkün değil. Tüm gün sette ağır sahneler çekip, ağlamak zorunda kaldıktan sonra normal hayata karışmak biraz zor oluyor. Ağlama sahnelerinden sonra şişen gözlerimle barışmaya çalışıyorum! (gülüyor)
Hazar Ergüçlü (Kader)
-Dizide 70'li yıllarda yaşanan bir hikaye anlatılıyor. O dönemi araştırdınız mı?
-Tabii araştırma yaptım. Ama bizim hikayemizin zamanla ilgisi pek yok. Anlatılan hikayeyi günümüzde de insanlar yaşayabiliyor. Dönem ve dönemin olaylarıyla pek sınırlı değil.
-Yaşamadığınız bir dönemde olmak size ne hissettiriyor?
Çok iyi hissediyorum; 70’li yılları her zaman merak etmişimdir. Çok acı çeken bir kadını oynuyorum ama yine de dönem işlerinde olmayı hep istemişimdir. Bunun da çok farklı bir keyfi var.
-Kader, sevgilisinden ayrılmak zorunda kalıyor. Bu yaşananlara rağmen hala birlikte olma şansları var mı sizce?
Ben şans olduğunu düşünüyorum. Gerçek sevgi emek ister. Ben de şu an tekrar birlikte olup olmayacaklarını bilmiyorum. Hep birlikte göreceğiz ilerleyen bölümlerde.
-Kader tecavüze uğruyor ve hamile kalıyor. Bebeği doğumda ölmeseydi Kader ona nasıl yaklaşırdı sizce?
Bir tecavüz çocuğu olsa da doğacak çocuk neticede Kader’in çocuğu olacaktı.
-Kader ile Zeliha'nın yolları hastanede kesişiyor. Zeliha'nın kayınvalidesi ona sahip çıkmıyor ama başka bir kadına yani Kader'e evini açıyor. Bunu nasıl açıklarsınız?
Tam anlamıyla çaresizlikten diyebiliriz.