Ahmet Hakan, Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever'in yankı uyandıran 'Abdullah Gül İle 12 Yıl' adlı kitabını sert bir dille eleştirdi
Ahmet Hakan, eski danışmanı Sever'in yazdığı kitap üzerinden Abdullah Gül'ün 'Türkiye'nin umudu benim' diye mesaj vermesini inandırıcı bulmadı.
Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever'in kitabı olay oldu. Gündeme oturan kitabın ardından Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dönemindeki siyasi duruşu ve performansı tartışılıyor.
Gül'e eleştiri okları yönelten isimlerden birisi de Ahmet Hakan oldu. "Abdullah Gül hiç kusura bakmasın ama" başlıklı yazısında yazar, önce kitabın özetini üç maddede verdi:
"BEN BAŞKAYIM BEN DAHA DEMOKRATIM"
- BİR: Demokrasiden uzaklaşıldı, cepheleşme tehlikeli boyutlara ulaştı, özgürlükler kısıtlandı. Abdullah Gül olarak ben hep "Bu gidiş iyi değil" dedim.
- İKİ: Elimden geleni yaptım. Düzeltmeye çalıştım. Uyarmak için çırpındım. Bazı konularda etkili oldum, bazı konularda etkili olamadım.
- ÜÇ: Ben Tayyip Erdoğan gibi değilim. Ben başkayım. Ben daha demokratım. Eğer fırsat verilirse... Bundan sonra Erdoğan'a karşı daha dişli olurum.
Kitapta 'Erdoğan kötü Gül iyi' profili çizilmesini yanlış bulan Ahmet Hakan, "Kusura bakmasın ama" dedikten sonra Abdullah Gül'e böyle seslendi:
"ARMUDUN PİŞMESİNİ BEKLEYECEKSİNİZ"
- "Türkiye'nin gidişi iyi değil" dediğiniz zamanlarda siz ülkenin bir numaralı koltuğunda oturuyordunuz.
- Eğer gerçekten de samimi olarak elinizden geleni yaptıysanız... Kusura bakmayın ama çok beceriksizsiniz. Çünkü her şey size rağmen oluverdi.
- Yedi yıl bir numaralı koltukta oturacaksınız ve Türkiye'nin geleceğini karartacak gelişmeler karşısında fark yaratmayı beceremeyeceksiniz. Bu mudur yani?
- Bu denli başarısız bir siyasetçinin, bugün doğan boşluktan yararlanarak "Türkiye'nin panzehiri benim" diye mektup yazmaya hakkı var mı?
- Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamı, Türkiye'nin geleceğinin karartıldığı günlerde en etkili şekilde kullanamamış bir siyasinin, bundan sonra geleceği makamları etkili bir şekilde kullanacağının garantisi var mı?
- Dört bakan Yüce Divan'dan kaçırılırken... Cumhurbaşkanı olarak "Bu olmaz" diye haykırdınız mı? Cumhurbaşkanı iken yapmadığınız şeyi, başbakanken yapacağınızın garantisi var mı?
- Hem Cumhurbaşkanlığı gibi mühim bir görev ifa edeceksiniz... Hem de gelişmelerin hiçbirinin önüne geçemeyeceksiniz. Hani nerede başarı?
- Hiçbir risk almayacaksınız... Armudun pişmesini bekleyeceksiniz... İdare-i maslahat yapacaksınız... Boşluğu görünce de "Türkiye'nin umudu o adam değil benim" diye topluma mesaj sarkıtacaksınız.
Ben kitabı böyle okudum.
Ve bu durum hiç hoşuma gitmedi.
Abdullah Gül, keşke Ahmet Sever'den...
"Yapamadım, beceremedim, başaramadım, risk alamadım, haykıramadım, durduramadım, etkili olamadım, çekindim, ürktüm" falan diye bir özeleştiri kitabı yazmasını talep etseydi.
Su gibi okur, öper, sarıp sarmalar, kütüphane rafının en üst katına koyardım."
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...