Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu Meclis zulmünü köşesine taşıdı.
Cumhuriyet yazarı Mumcu, meclisi eleştiri yağmuruna tutan bir yazı kaleme aldı. 'Nedir bu meclis Zulmü' sorusunu sorduğu yazısında önemli tepitlerde bulundu.
İşte Mumcu'nun o yazısı ;
Biz geçen sene başımıza bir reis, koca millet ailemize bir şef seçmedik mi? O seçilsin diye millet olarak büyük fedakârlıklar göstermedik mi? Muhalefet partileri bile bir araya gelip kimsenin tanımadığı bir aday göstererek reisimizin önünü açmadı mı?
Başbakanlık binası olarak başlayan inşaat, seçimden sonra Cumhurbaşkanlığı sarayı olarak tamamlanmadı mı? Yolsuzluk iddialarını elimizin tersiyle itip cumhurbaşkanımız nezdinde herkesin masumiyetini teslim etmedik mi?
Allah aşkına nedir bu Meclis zulmü?
Milli irade ciddi iştir. Çocuk oyuncağı hiç değildir. Milli irade sabah akşam sandık kurularak taciz edilemez. Birisine günde bir, bilemedin iki defa “Nasılsın” diye sorulur. On dakikada bir “Nasılsın, günün nasıl geçiyor” diye sorulursa bu zulümdür, tacizdir.
MİLLETVEKİLİ SAYILARIYLA BU MİLLETİ OYALAMAYIN
Milletimize sorulmuştur, milletimiz de reisini seçmiştir. Genel seçim sonuçlarını da genel olarak “AKP iyi ya” şeklinde değerlendirmek gerekir. Teknik ayrıntılarla, milletvekili sayılarıyla bu milleti oyalamayın.
Yani yüzde bir-iki oy eksik kaldı diye bir memleket bu kadar gerilmez. Üçün beşin hesabı olmaz. Birinci parti kimse, hükümet de o olmalıdır. Kaldı ki bir hükümete ihtiyaç da yok.
Aksaray, Meclis’ten büyük. Saraydaki salonlar, Bakanlar Kurulu’nun toplandığı odalardan geniş. Ezici bir seçim zaferi kazanmış cumhurbaşkanının atayacağı danışmanlar herhalde tuhaf koalisyonların pazarlıkla gelmiş bakanlarından daha iyi çalışacaktır.
Ayrıca Meclis nedir eninde sonunda? 550 kişi.
Yahu bu memlekette 36 bin köy, 17 bin mahalle muhtarı var. Toplam 53 bin muhtar eder. Hepsi seçilmiş. Büyük çoğunluğu seçim bölgelerinde rakipsiz. Mahallelerin, köylerin seçim sonuçlarına bakalım. Partilere mi daha çok seçmen oy vermiş muhtarlara mı?
Dün Ali Sirmen, Cumhuriyet’te gayet güzel anlatmış.
Başımıza reisimizi seçtik. Milli iradeyse milli irade.
En aşağıda ise muhtarlarımızı seçtik. Demokrasiyse en tabandan geleni, en katılımcısı bizde. Meclis eski Türkiye’nin, Batı taklitçisi, milli şuurumuza ters bir müessesesi.
Kanunları Meclis’in yapması Allah’ın emri midir? Yuvarlak hesap 55 bin muhtar var. Her gün aralarında 550 muhtar Aksaray’da toplansın, cumhurbaşkanı onlara istediği kanunları söylesin, onlar da onaylasın. Zor iş de değil, her muhtara yüz günde bir görev düşer. Toplanan muhtarlar sürekli değişeceği için çoğulculuk da demokrasi de hakiki işlevini bulur.
Hem herkes muhtarını tanır. Gider taleplerimizi muhtarlarımıza anlatırız. Onlar da yüz günde bir sıra geldikçe taleplerimizi Ak Saray’a anlatır.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ