CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, “AKP iktidarı Nisan ayında erken seçime gitmek ve seçime kadar da toplumsal gerginlikler yaratmak suretiyle mağdur rolünü yürütmek istiyor” iddiasında bulundu.
Özkes yaptığı açıklamada, özellikle Anadolu yakasında insanların nefes alabileceği en büyük yer olarak Validebağ Korusu olduğunu belirterek şöyle dedi:
İstanbul 17 Ağustos 1999 depreminde hem büyük oranda bir can kaybına sebep oldu hem de insanlar o günlerde can havliyle sığınacakları alan aradılar. Ancak 1999’dan geldiğimiz 2014’e baktığınız zaman Allah korusun olası bir depremde insanların 1999’a göre sığınacakları alanlar daha da daraldı. Çünkü olası depremde toplanma yerleri olarak belirlenen alanların birçoğunda yüksek yüksek binalar yapıldı,imara açıldı, başka maksatlar için kullanıldı.
Özellikle Anadolu yakasında insanların nefes alabileceği en büyük yer olarak bildiğiniz gibi Validebağ Korusu var. Validebağ Korusu hem Üsküdarlıların hem de Kadıköylülerin hatta Anadolu yakasında bulunan İstanbulluların gezinti yapabileceği, bisiklet sürebileceği, çoluğuyla çocuğuyla yeşillik içerisinde rahat bir gün geçirebileceği nadir yerlerden birisidir. Zaten bir Karacaahmet mezarlığı var yeşillik olarak orada ölülerimiz (Allah rahmet eylesin) yatıyorlar. Bir de dirilerimiz için Validebağ Korusu var. Ancak maalesef Validebağ Korusu’na göz diktiler. Son birkaç yıldır illa orayı betonlaşma yapmaya çaba gösteriyorlar. Halk orada direniyor. Diyorlar ki ‘bırakın nefes alalım. Büyüdüğümüz, çocukluğumuzu geçirdiğimiz yerler aynen muhafaze edilsin korunsun’ diyorlar ama bir türlü iktidar laf anlamıyor. Maalesef dün sabaha karşı daha gecenin karanlığında 05.00 gibi Üsküdar Validebağ Korusu’na dozerler girdi.
Halka rağmen bir şeyler elde edemeyince bu gibi yerlerde cami kartını kullanıyorlar. Cami ‘birleştiren, biraraya getiren’ anlamındadır. Yeşili, koruyu korumak için direnenleri ‘camiye karşı direnenler’ gibi göstermek için şeytani bir hileye başvuruyorlar. Rahmanilik görüntüsü altında şeytanilik yapılıyor.
'DÖRT CAMİYİ SATTILAR'
Aslında bu tahrik Tayyip Erdoğan sonrası AKP’nin kan kaybını, olaylar çıkartılarak mağdur rolüyle kapatmak istiyorlar. Maliyeye borçları karşılığında camileri satan AKP’li belediyenin tarihi koruda cami yapma talebi samimiyetten uzaktır. Çünkü AKP Üsküdar Belediyesi Bulgurlu’daki Amine Hatun Camisini, yine Bulgurlu’daki Alvarlızade Camisini, Selamiali Mahallesindeki Bağlarbaşı Huzur Camisini ve Çengelköy Mahallesindeki Bahçelievler Camisini maliyeye olan borcu karşılığında satmıştır.
Gaziantep’te ‘Kobani düştü düşüyor’ açıklamasıyla Kobani protestolarının tahrik edilmesi gibi AKP iktidarı Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığındaki kan kaybını böyle olayların ortaya çıkması ile gidermek istiyor. Validebağ Korusu’nda iktidar gezi olayları benzeri hadiselerin olması için tahrikte bulunuyor. Gezi olaylarında da bildiğiniz gibi can havliyle camiye sığınanları karalamak için ‘camide içki içildi, başörtülü bacımıza saldırdılar’ gibi iftiralar yapılmıştı.
Görünen o ki AKP iktidarı Nisan ayında erken seçime gitmek ve seçime kadar da toplumsal gerginlikler yaratmak suretiyle mağdur rolünü yürütmek istiyor. Bir diğer konu bildiğiniz gibi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluklar dosyasına takipsizlik verildi. AKP iktidarında rüşvet ve yolsuzluk görüntülü AKP’lilere takipsizlik veriliyor, 77 milyon ise makul şüphe ile takip ediliyor. Mahkemede takipsizlik verildi. Ama şayet inanıyorlarsa; hakimler hakimi yüce Allah’ın takibinden kurtulamazlar. Kur’an-ı Kerim’de 95. Sure olan Tin Suresi’nin 8. Ayetinde cenabı Allah ‘Allah hakimlerin hakimleri değil mi?’ diyor. Yine 89. Sure Fecr suresinin 14’üncü ayetinde de cenabı Allah ‘Kesinlikle Rabbin her an takiptedir’ diyor. Yani Allah’ın takibinden kesinlikle kurtulamazlar.