AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, MHP Grup Başkanvekili Halaçoğlu'nun "AK Parti'nin tabiriyle dinsizlikle suçlarlar" ifadesini kınadı.
Ünal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Halaçoğlu'nun, "Biz eğer Sayın Baykal'ı desteklemiş olsaydık, kamuoyuna şunlar yansıtılacaktı: AKP'nin tabiriyle 'Siz Baykal'ı seçtiniz, muhalif adı altında dinsiz, inançsız bir partinin adamını seçtirdiniz' diye yine bize yükleneceklerdi" dediğini anımsattı.
Halaçoğlu'nun partilerine dönük kullandığı ifadeyi kınayan Ünal, şöyle devam etti:
"AK Partinin tabiriyle dinsizlikle suçlarlar ifadesi, her şeyden önce siyasi ahlak açısından ve bir diğer siyasi partinin ne diyeceğini tahmin üzerinden hoş değil. Siyasi partiler dini kimlikleri olan partiler değildir, siyasi kimlikleri olan partilerdir. Biz de AK Parti olarak Türkiye'de 13 yıldan beri insanların etnik bir kimlik ya da inanç üzerinden ötekileştirilmemesinin, ayrımcılığa uğramamasının mücadelesini veren bir partiyiz. Kaldı ki böyle bir şeyle suçlanmış olmamız ve Halaçoğlu'nun böyle bir ifade kullanmış olması da bizi ziyadesiyle üzmüştür."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saraydan çıkıp Çankaya fanusunun içine girmelidir" sözlerinin hatırlatılması üzerine koalisyon görüşmelerinin henüz başlamadığını, 7 Haziran'dan bugüne kadar da siyasi partilerin kendi pozisyonlarına göre koalisyona dönük bazı açıklamalar yaptıklarını söyledi.
Ünal, şunları kaydetti:
"Her siyasi partinin bu seçimin sonuçlarını sorumluluk anlayışı içerisinde değerlendirmesi, dilini, siyasetini, yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerekir. MHP ilk günden itibaren yaptığı açıklamalarıyla kendi siyasi pozisyonunu, CHP'de kendi siyasi pozisyonunu ortaya koymakta. Biz de bugüne kadar yaptığımız açıklamalarla kendi siyasi pozisyonumuzu ortaya koymaktayız. Cumhurbaşkanlığı makamının koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi doğru değildir. Bunu ilk günden itibaren söylüyoruz. '10 Ağustos 2014'te yüzde 52 oyla halk tarafından ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Cumhurbaşkanımızın koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi her şeyden önce koalisyon görüşmelerine, müzakereye ve karşılıklı olarak asıl görüşülmesi gereken meselenin kendisine hiçbir katkı sunmaz' dedik. Bunun da doğru olmayacağını ve doğru olmadığını ifade ettik."