AKP hükümeti, PKK için hazırladığı ‘Yeni Açılım Yasası’nı dün Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin ‘Engel olmayacağız’ sözü vermesiyle zorlanmadan Meclis’ten geçirdi. HDP, CHP’ye teşekkür etti.
YENİ PKK YASASI TBMM'DE KABUL EDİLDİ
Aydınlık'ın haberine göre, AKP hükümetinin, PKK yönetimiyle yürüttüğü müzakerelerde limitsiz yetki kullanmak ve müzakere masasının her iki tarafına da dokunulmazlık zırhı kazandırmak üzere Meclis gündemine getirdiği 6 maddelik “Yeni PKK Yasası” TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Üç gün süren görüşmelere paketten çok, CHP yönetiminin tasarıya ilişkin aldığı “engel olmama” kararı damgasını vurdu. Kürsüye çıkan birçok CHP’li vekil, bir maddesi hariç, paketin tümünü ilkesel olarak destekledi, Meclis’in müzakere sürecinde bu şekilde de olsa devreye girmesini olumlu bulduklarını dile getirdi.
"İRADEMİZİ ORTAYA KOYUYORUZ"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, tasarının önemine dikkat çekerek “Umuyorum ki bu yasa tasarısı Türkiye’de Türkiye’nin Kürt meselesinin kalıcı bir toplumsal barışla sonuçlanmasına neden olur” ifadelerini kullandı. Tanrıkulu, konuşmasının bir başka bölümünde de şunları söyledi: “İki yıldır ısrarla tarif ettiğimiz yer de burasıdır. Ama iki yıldan sonra TBMM’nin bizim tarif ettiğimiz noktaya gelmiş olması da önemlidir. Biz her şeye rağmen yasanın 4. maddesindeki eksiklik dışında, bu yasanın geçmesi konusunda irademizi ortaya koyuyoruz. Çözüm konusunda, barış konusunda adaletle özgürlükle, eşitlikle, demokrasiyle Kürt meselesinin çözümü konusunda biz varız, hodri meydan.”
GÖK: PEDALI ÇEVİRİRİZ
6. maddenin görüşmeleri sırasında konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise paketin Meclis’e sevk edildiği gün PM toplantısı yapıldığını ve “pakete kredi açma ve öneriler yapma” kararı çıktığını dile getirdi. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de düzenlemenin 4. maddesinde yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Bizim isteğimiz bisiklete bineceksek ortaklaşa, herkes elini taşın altına koyarak, bir sorumluluk duygusu içerisinde binmelidir. Ama böylesi önemli bir konuda eğer ortak bir mutabakat kurarsak CHP olarak biz de o pedalı çeviririz.”
HDP’DEN CHP’YE TEŞEKKÜR
CHP’nin pakete verdiği destek hükümetten çok HDP kanadını mutlu etti. Ertuğrul Kürkçü, “CHP’nin de süregelen tutumunu değiştirerek bu yasanın gerçekleşmesine engel olmama yolunu seçmiş olmasını da önemli görüyoruz” derken, Sırrı Süreyya Önder de “Ana muhalefet partisi de dahil olmak üzere Türkiye’deki birçok siyasi özne çözüm sürecinin şeffaflaşması konusundaki taleplerini dile getirmişledir. Olumlu katkı sunan herkese bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ÇERÇEVE’ YALANI
Hükümet de, HDP kanadı da düzenlemenin, sürece yasal çerçeve oluştururken, sınırları da çizdiğini savunuyor. Oysa düzenleme, yetki ve “sorumsuzluk” konusunda bir sınır çizmiyor, yürütülecek çalışmalar “ucu açık” bir şekilde ifade ediliyor. Düzenlemede, hükümete verilen diğer yetkiler şöyle sıralanıyor:
- Terörün sona erdirilmesine yönelik atılabilecek adımları belirlemek.
- Gerekli görülmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar vermek.
- Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri almak.
PKK’YA ‘SİLAHLI MUHALEFET’ SIFATI
PKK’nın, silah bırakıp Türkiye dışına çıkmasının gündeme gelmesinin hemen ardından, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, TBMM’nin bu konuda karar alması gerektiğini söylemiş, Öcalan’ın bu talebi, İmralı’da BDP’li milletvekilleriyle yaptığı görüşmenin tutanaklarına yansımıştı.
O dönemde, Meclis bir karar almadı ama AKP hükümeti, PKK’nın uluslararası alanda meşruiyet kazanabilmesinin önünü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arifesinde açtı. Hükümetin PKK paketiyle, terör örgütü 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 3. maddesindeki “taraf” konumuna gelecek. Söz konusu maddenin girişinde, “Yüksek Akid taraflardan birinin toprağında çıkacak fakat beynelmilel bir mahiyet arz etmeyecek olan silâhlı bir ihtilâf takdirinde, ihtilâf halinde bulunacak taraflardan her biri hiç değilse aşağıdaki hükümleri tatbik etmekle mükellef bulunacaktır” denilerek, ilgili ülkenin yapması gerekenler sıralanıyor.
Buna göre ilgili maddede şöyle bir düzenleme söz konusu:
“Silâhlarını teslim eden silâhlı kuvvetler mensuplarıyla hastalık, mecruhiyet, mevkufiyet dolayısıyla veya diğer herhangi bir sebeple harb dışı olan kimseler de dâhil olmak üzere, muhasamata doğrudan doğruya iştirak etmeyen şahıslara, bilcümle ahvalde, ırk, renk, din veya itikat, cinsiyet, doğum, servet veya bunlara mümasil diğer herhangi bir kıstasa dayanan gayri müsait fark gözetilmeksizin, insani muamele yapılacaktır. Bu bapta, yukarıda zikredilen şahıslara karşı her ne zaman, her nerede olursa olsun, şu muamelelerde bulunmak memnudur:
a) Hayata, beden bütünlüğüne kasıtla bilhassa her şekilde katil yani uzvun parçalanması, zulüm azat ve işkenceler ve eziyet,
b) Rehine almak...”
PKK’nın da bu yasayla işte bu madde çerçevesine girmesinin önü açılmış olacak. (EDE)