KARŞI GAZETE | ÖZEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; "Kim ne derse desin yapacağız." sözleriyle ısrarcı olduğunu bir kez daha vurguladığı "çılgın proje Kanal İstanbul" bu hafta TBMM gündeminde...

İSTANBUL'DA DEPREMİ TETİKLEYECEĞİ SÖYLENEN PROJE BU HAFTA TBMM'DE

Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na bu hafta gelmesi planlanan  torba yasa içindeki düzenlemelerden birçoğu, İstanbul'a yapılacağı açıklanan Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin...

Ancak projenin en büyük tehlikesinin, İstanbul depremini tetiklemesi olduğu belirtiliyor...

Karşı Gazete, Kanal İstanbul Projesi'ne karşı çıkan isimlerden CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi ile konuştu. Yedekçi, projenin başta  İstanbul'daki fay hatlarını harekete geçirme tehlikesi taşıdığını  vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

TORBA YASA TASARISININ İÇİNE 'KANAL İSTANBUL'U SAKLAMIŞLAR!

" 'Kanal İstanbul'u yaptırmayacağız' dediğim için Aktrollerin ve Melih Gökçek'in saldırısına uğrayan bir kişiyim ama bu mücadeleye devam edeceğim. Bu proje Marmara Denizi'ni sülfür gölüne çevirecek. 13 milyar dolarlık bir proje... Türkiye'nin başka bölgelerine harcansa, o bölgeler tamamen kalkınırdı... Ama bu parayı kalkıp çılgın projelerine harcıyorlar...

Bu hafta Meclis'e gelen torba yasa tasarısındaki 7 madde, doğrudan Kanal İstanbul'a ilişkin.

DOK ( düzenleme ortaklık payı) hakkında bir madde var tasarıda. İmar planlarında kamu yararı için ayrılan 'düzenleme  ortaklık payı' dediğimiz yani arazinin ve arsanın %40’na kadar olan yeri kamuya verme mantığı, Kanal İstanbul projesi için kullanılmak üzere değiştiriliyor.

İmar kanununa göre en çok yüzde 40 olan bu paya ilişkin maddeyi değiştirip, yol ve yeşil alan için alınacak bu pay kapsamına 'su yolunu' da eklediler. Su yolu olarak bahsettikleri aslında Kanal İstanbul!

TOKİ'YE PEŞKEŞ...

 Proje güzergahının bulunduğu yerdeki  küçük ve orta ölçekteki arazi sahipleri  mağdur edilecek ve oradaki araziler el değiştirilecek...  El değiştirdikten sonra da % 40 olan  DOP adı altındaki düzenleme ile  ortaklık payı altında toplanan alanlar TOKİ’ye, TOKİ eli ile de yandaş inşaat şirketlerine peşkeş çekilecek.

Görüşmeler sırasında Bakan Binali Yıldırım'a söyledim 'siz su yolu ile Kanal İstanbul'u kast ediyorsunuz." diye... Önce yok dedi, kendince başka su yolu örnekleri verdi ama "Kanal İstanbul'un  kamulaştırma maliyetini sıfıra düşürmek için yapıyorsunuz." dediğimde 'evet' yanıtı verdi.

"ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL ETTİĞİ MADDELERİ YİNE GETİRDİLER"

Proje alınadaki mera alanlarının korumadan çıkarılması ve yapılaşmaya açılması; ayrıca imar kanununda değişiklik, afet riski kapsamındaki alanların dönüşümü ile ilgili düzenleme hepsinin arkasında Kanal İstanbul var...  6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü ile ilgili düzenlemeleri biz CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştük, iptal edildi, şimdi başka bir şey gibi kanunun arkasından dolanarak yine getiriyorlar.

"İSTANBUL'UN MERALARI RANTA TESLİM"

Mera kanundaki değişikle; mera, yayla, kışlak gibi İstanbul çeperindeki 1. sınıf tarım alanları   hiçbir denetime tabi olmadan, bakanlıkça keyfi olarak verilecek bir kararla ranta teslim edilecek.

"KANAL İSTANBUL, FAY HATLARINI TETİKLEYECEK"

Ayrıca projenin deprem etkisi var. Deprem bölgesi olan kentteki fay hatlarını tetikleyecek... Düşünsenize böyle bir coğrafyaya bir sürü iş makinası ile kazı yapıp, su akıtacaksınız... Bu projenin İstanbul için hayırlı olacağı kanaatinde değiliz.

PROJEYİ HANGİ MÜTEAHHİDE VERECEKSİNİZ?

Sadece birkaç müteahhit için yapıldığı kanaatindeyiz... Bakan'a  sordum, 'Siz bu projeyi  milletin anasına küfreden müteahhide mi, yoksa 'çok zenginim, ortanca hanımla  İstiklal Caddesi'nde geziyorduk, karanfil değil gül aldım...' diyen müteahhide mi vereceksiniz?' diye... Yanıt alamadım... Ama bu işin peşini bırakmayacağım."

Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr