Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Başkanı Mesut Barzani’nin sağ kolu, özel kalem müdürü Fuat Hüseyin, “Türkiye’de artık realist (gerçekçi) bir hükümet var. Gerçekleri görüyor, anlıyor ve kabul ediyor. Söylediklerimizi de öyle” dedi.

Hürriyet gazetesinden Verda Özer “Barzani’nin sağ kolundan kritik mesajlar” başlığıyla yayımlanan (19 Temmuz 2014) yazısında, Fuat Hüseyin ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını yazdı.

Verde Özer’in “Ankara bağımsızlığa karşı çıkmıyor?” sorusuna Fuat Hüseyin “Ben, hükümetin gerçekleri ve söylediklerimizi kabul ettiğini söyledim” diye karşılık verdi.

Verda Özer’in Hürriyet’teki yazısı şöyle:

Barzani’nin sağ kolundan kritik mesajlar

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Başkanı Mesut Barzani’nin sağ kolu, özel kalem müdürü Fuat Hüseyin’le İstanbul’da buluşuyorum.

Barzani’yle birlikte Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’yla yaptığı kritik toplantılardan hemen sonra. Baş başa yaptığımız iki saatlik görüşmede, Hüseyin tüm sorularımı yanıtlıyor.

Geçtiğimiz hafta Barzani’yi temsilen Washington’da olan Hüseyin, Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry ve Başkan Yardımcısı Joe Biden ile bağımsızlık girişimlerini görüşmüştü.

Sıcağı sıcağına konuşuyoruz.

‘Geceleri rahat uyuyamıyoruz’

Fuat Hüseyin söze, “Kürdistan’ın toplam sınırı 1050 km. Şu anda bunun 1035 km’si IŞİD ile” diye başlıyor. “Her an her şeyi yapabilirler. Geceleri rahat uyuyamıyoruz.” Bir gün içinde Irak’ın üçe bölündüğünü, Kürdistan sınırlarında yeni bir terörist devlet ve yepyeni komşuların ortaya çıktığını anlatıyor.

Peşmergeleri Türkiye Ordusu mu eğitecek?

Önce Türkiye. Fuat Hüseyin’e göre, Ankara-Erbil ilişkilerinin şu an ağırlıklı boyutu güvenlik. “Eskiden Ankara, Kürdistan’ı tehdit olarak görürdü. Baksanıza, artık ikimiz aynı tehdide, IŞİD’e karşı işbirliği yapıyoruz.” Anladığım, bir gün önce Ankara’da neredeyse tamamen güvenlik konuşulmuş olduğu.

Peki nedir bu güvenlik işbirliği? İstihbarat paylaşımı mı? Türkiye ordusunun peşmergeleri eğitmesi mi? Hüseyin detaylara girmese de, şu anda iki ülkenin bu konulardaki güvenlik işbirliğini hızla geliştirdiğini söylüyor.

Ankara bağımsızlığa karşı çıkmıyor mu?

Peki Ankara KBY’nin bağımsızlık mesajlarına ne diyor? Hüseyin önce, bağımsızlık için hem içeriyi, hem de dışarıyı, yani komşuları hazırlamak gerektiğini söylüyor. “Komşularımızın desteği bizim için en büyük öncelik.” Ve Türkiye’nin desteği olmadan bu adımı atmayacakları mesajını veriyor. Peki Türkiye’nin desteği var mı?

Ankara’nın Kürdistan’a karşı tavrında radikal bir değişim olduğunu söylüyor. “Türkiye’de artık realist (gerçekçi) bir hükümet var. Gerçekleri görüyor, anlıyor ve kabul ediyor. Söylediklerimizi de öyle.” O zaman Ankara bağımsızlığa karşı çıkmıyor? Gülüyor: “Bunu siz söylediniz. Ben, hükümetin gerçekleri ve söylediklerimizi kabul ettiğini söyledim”. Bunu bana söyletmek istediğini anlıyorum.

ABD artık ‘Bekleyin’ demiyor

Peki ya bugüne kadar Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan ABD? Son haftalarda Washington’dan Kürtlere “Bekleyin, henüz zamanı değil” mesajı geliyordu. Hüseyin sürpriz yapıyor: “Hayır, ABD artık ‘bekleyin’ demiyor. Sadece ‘Bağdat’ta hükümet kurma çabalarını baltalamayın’ diyor. Petrol konusunda yaptığı baskı da tamamen kalktı.” Bundan kastı, ABD’nin Kürt petrolünün satışı için Bağdat’ın onayını şartı koşması. Ve ekliyor: “Kaldı ki, toprak bütünlüğü mü kaldı?”

Belli ki KBY, ABD ve Türkiye’nin desteğini kaybetmemek için telkinlerini dinliyor. Zira Hüseyin, önce yeni hükümetin kurulmasını bekleyeceklerini söylüyor. Ama bu onlar için, sadece zafer anı için biraz daha beklemek anlamına geliyor: “Yeni başbakan da federalizmi uygulamazsa. O zaman kendi kaderimizi tayin etme hakkımızı kullanırız” diyor Hüseyin. Kastı elbette bağımsızlık ilânı. “Kurulacak yeni hükümetin farklı olmayacağından ise eminim.”

Bağımsız Kürdistan’ı ilk tanıyanların, yine bu telkinleri veren ABD ve Türkiye olacağı ise aşikâr. Geçtiğimiz hafta Washington’da üst düzey yetkililerle yaptığım görüşmelerde de hep duyduğum buydu: “Bugün Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Ama çok yakında bu değişebilir. Kürdistan’a ilk büyükelçileri ise Washington ve Ankara atayacaktır.”