CHP ve HDP Erdoğan'ı YSK'ya şikayet etti

CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tarafsızlığını ihlal ettiğini belirterek AKP’ye oy istediği iddiasıyla Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) Erdoğan’ı şikayet etti.
Şikayet dilekçesinde YSK’nın 7 Haziran seçimleri için aldığı kararları hatırlatan Oğuz Oyan,  Erdoğan’ın bu kararları ve Anayasa’yı ihlal ettiğini ifade etti.

Dilekçede, Erdoğan’ın ihlal ettiği Anayasa ve YSK maddelerini tek tek sıralayan Oğuz Oyan, “Tarafsız olmayacağı hususunu ise defalarca kendisi dile getirmiştir.

HUKUKA VE SİYASİ ETİĞE AYKIRI


Cumhurbaşkanının göreve başladığı andan 25. Dönem milletvekili seçimi sürecinin başladığı tarihe kadar, hukuka, siyasi etiğe aykırı tutum ve söylemleri konusunda değerlendirme yapmak kamu oyunun ve ilgili kurumların görev alanına girer. Ancak 10 Mart 2015 tarihinden 25. Dönem milletvekili seçiminin tamamlanacağı tarih/saate kadar görevi ve makamı ne olursa olsun herkesin Kurulunuzca alınan kararlara uyması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

CUMHURBAŞKANI’NIN OYLARI DÜŞÜNCE ERDOĞAN SAHAYA ÇIKTI

AKP’ye yakın medya organlarının daha önce Erdoğan için “7 Nisan 2015 tarihinden itibaren seçimler bitene kadar meydanlara çıkmayacak” şeklinde haberler geçtiği hatırlatan Oğuz Oyan,  “kamuoyu yoklamalarında AKP’nin oy oranlarında düşme görülmesinin ardından Cumhurbaşkanı tekrar açık hava toplantıları yapmaya başlamış, bu suretle günde 2-3 kez konuşma yaparak bütün basın yayın kuruluşlarını adeta işgal etmiştir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın seçim sürecinde yapacağı konuşmaların radyo ve TV kanallarında yayınlanmamasını talep eden Oğuz Oyan, dilekçesine şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı 10 Mart 2015 tarihinden sonra yaptığı çeşitli toplantı, ziyaret, kabul, toplu açılış töreni vesaire nedeniyle yaptığı konuşmalarda açıkça “benim gönlümde yatan partiyi biliyorsunuz” diyerek iktidar partisi AKP’yi işaret ederek “400 milletvekili istiyorum” dedikten sonra milletle alay edercesine “ben 400 milletvekili istiyorum ama parti adı vermiyorum” demiş, başta Ana muhalefet Partisi olmak üzere, AKP dışındaki partilerin başkanları, sözcüleri tarafından dile getirilen çeşitli görüşlere, sanki rakip siyasi partinin lideriymiş gibi isim vererek veya işaret ederek cevaplar yetiştirmiş, muhalefet partilerinin seçim bildirgelerini rakip siyasi parti başkanı gibi eleştirmiş, bunları yaparken dinî ve millî değerleri de kullanmıştır...

Açıklanan nedenlerle;

-       Cumhurbaşkanının, Anayasanın 105’inci maddesindeki “sorumluluk ve sorumsuzluk hali”ne ilişkin düzenlemenin "Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda... tek başına yapabileceği bütün işlemleri"nden sorumlu olacağını hükme bağladığını;

-       Kaldı ki, Anayasanın 10. maddesinde tanımlanan "kanun önünde eşitlik" ilkesinin ve bu maddenin 5 inci fıkrasına göre "Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar" hükmünün Cumhurbaşkanı dahil bütün devlet organları için bağlayıcı olduğunu;

-       Cumhurbaşkanının tarafsızlığı, andiçmesi ile görev ve yetkilerini tanımlayan 101, 103 ve 104 üncü maddelerinin herhangi bir yoruma açık olmayan net sınırlar çizdiğini;

-       Gene Anayasa’nın 79. maddesi ile Kurulunuza verilen "Seçimlerin genel yönetim ve denetimi" görevinin tam olarak yerine getirilmesine hiçbir özel yorumun engel gösterilemeyeceğini dikkate alarak,

-       Cumhurbaşkanı Erdoğan'ınseçim sürecinin başlangıç tarihi olan 10 Mart 2015 tarihinden sonraki konuşma ve demeçlerinin 236 sayılı kararınızla belirlenen seçim yasaklarına,gene 3 Mart 2015 tarihli 291 sayılı kararınızın birçok hükmüne aykırılık teşkil ettiğine, makamı ve mevkisi ne olursa olsun herkesin Kurulunuzca belirlenen yasaklara riayet etmesine,

-       Cumhurbaşkanınca bundan sonraki süreçte yapılacak konuşmalarda herhangi bir şekilde seçim sürecine ve vatandaşın oyuna tesir edecek kısımların radyo ve televizyon yayınlarında yer verilmemesine,

-       236 sayılı kararınızın Sonuç bölümü II. Başlığı altında 28 Mayıs 2015 tarihinde, kamu görevlileri, başbakan, bakanlar vb. hakkında getirilen yasaklamaların tarafsızlığı Anayasal güvenceye alınmış Cumhurbaşkanı için fazlasıyla geçerli olduğuna

karar verilmesini arz ederim"

BİR ŞİKAYETTE HDP’DEN

HDP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim yasaklarını ihlal ettiği iddiasıyla Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurdu. Seçimin düzen içinde ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak yapılmasının sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanlığı makamının uyarılmasını isteyen HDP, yayın ilkelerine uygun davranılmasının sağlanması için gerekli önlemlerin alınmasını da istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Anayasal tarafsızlığına ve tarafsızlık yeminine aykırı olarak iktidar partisi yöneticisi gibi davranmakla suçlayan HDP, Erdoğan’ın devletin ve halkın olanaklarını kullanarak açılışlara katıldığını, mitingler düzenlediğini, Selahattin Demirtaş ile diğer muhalefet partileri ve genel başkanlarının adlarını ve programlarının içeriğini de anarak aleyhine açıklamalarda bulunduğunu, kutsal dini duyguları istismar edecek biçimde dini semboller kullandığını iddia etti.

Erdoğan’ın seçim takviminin başladığı 10 Mart 2015 tarihinden bugüne Türkiye’nin değişik illerinde toplu açılışlarla halka açık mitingler gerçekleştirdiğini anımsatan HDP, Cumhurbaşkanın konuşmasında AKP’yi işaret eden siyasi propaganda yaptığını, 400 vekil için oy istediğini, muhalefet partilerini hedef göstererek, suçlayıcı, karalayıcı, seçmen tercihlerini yönlendirme amaçlı ifadeler kullandığını öne sürdü.

"SEÇİM YASAKLARINI CUMHURBAŞKANLIĞI SIFATIYLA DELMEKTEDİR"

Erdoğan’ı konuşmalarında “Gönlümde yatan bir parti var” diyerek, AKP’yi açıkça seçmenlere işaret etmekle suçlayan HDP, Cumhurbaşkanının açılışta yaptığı konuşmalara atıfta bulundu. HDP, başvurusunda şu tespitlerde bulundu:

“Mitinglerinde partimizi yuhalatmıştır. Mitinglere AKP’li Bakanlar ve AKP’nin milletvekilleri adaylarının katılarak protokol sırasında yer aldığı gözlemlenmektedir. Mitinglerinde platformun arka fon rengi olarak AKP’nin kurumsal logo rengi kullanılmaktadır. Dini sembollerden biri olan Kur’an-ı Kerim Erdoğan tarafından kitlelere gösterilmek suretiyle propaganda aracı olarak kullanılmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı, açık hava toplantılarının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlediği kabul törenleri ve dışarıda katıldığı toplantı, açılış töreni, kongre, buluşma, açılış, sempozyum şeklinde 23 ayrı etkinlikte siyasi içerikli mesajlar vermeye, partimize yönelik suçlayıcı ifadeler kullanmaya devam etmiştir. Bütün bu etkinliklerdeki konuşmaları televizyonlarda canlı olarak yayınlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, seçim yasaklarını cumhurbaşkanlığı sıfatıyla delmektedir.”

GEREKLİ ÖNLEMLER ALINSIN

Erdoğan’ın 10 Mart tarihinden bugüne halka açık toplantılarda yaptığı konuşma sürelerine ve konuşmaların televizyonlarda canlı yayınlanma oranlarına da yer veren HDP, Anayasa’nın ‘seçimlerin genel yönetim ve denetim’ başlıklı 79. maddesine atıfta bulunarak, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma görevinin YSK’da olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yansızlık ilkesine aykırı davranmak ve seçim yasaklarına aykırı hareket etmekle suçlayan HDP, “YSK’nın, seçimin düzen içinde ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak yapılmasının sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Makamının uyarılması ve yayın ilkelerine uygun davranılmasının da sağlanması içerisinde olmak gerekli önlemleri almasını ve sonucu hakkında partimizin bilgilendirilmesini umuyoruz” dedi.

Kaynak: Odatv

    :

    :

    :

    :

    "CHP ve HDP Erdoğan'ı YSK'ya şikayet etti" hakkında Tweetler

    DİĞER MEDYA HABERLERİ