Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır'da konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasının en büyük teminatının hükümetin devamı olduğunu, bu iradeyi gösterecek başka bir parti ve iktidar bulunamayacağını iddia ederek, "Allah korusun hiç ihtimal vermiyoruz ama başka bir koalisyon hükümetinin veya başka bir iktidarın Türkiye'de söz sahibi olduğunu düşünün ve arkasından Çözüm Süreci'ni unutun" dedi.
Polisevinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Arınç, Diyarbakır'da siyasi hayatı çok olgun ve seviyeli gördüğünü, kavgasız, dövüşsüz herkesin fikrini rahatlıkla söyleyebildiği, bire bir vatandaşla ilişki kurabildiği, özlenilen bir seçim ortamı olduğunu söyledi.
Genel seçimde 3 dönem üst üste kazandıkları başarıya dördüncüsünü ekleyeceklerine olan inancını dile getiren Arınç, herkesin anketlere dayanarak AKP'nin tek başına iktidar olacağını düşündüğünü ancak nasıl iktidar olacağı konusunda polemik ve konuşmalar yapıldığını, geçmişteki başarıları aratmayacak yine güçlü bir seçim başarısı, zaferi kazanacaklarını iddia etti.
"HİZMETTE KESİNTİ YOK"
Başbakan Yardımcısı Arınç, AKP'nin hizmet partisi ve iktidarı olduğunu iddia ederek, "Bizde kavga, çatışma, menfaatçilik, çıkarcılık yok. 13 yıllık iktidarımız da bunun şahididir. Biz sadece milletimizin taleplerine karşılık buluyoruz. Bugün Türkiye'ye baktığınızda 13 yıl önceki Türkiye'den kat kat ileride, ülke insanının geçim, kazanç, iş ve ekonomisinin güçlenmesi konusunda çok daha iyi bir noktada olduğunu herkes görüyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin çok daha iyi bir noktada bulunduğunu, milli gelir ve ihracatın arttığını, işsizliğin tek haneli rakamlarda olduğunu anlatan Arınç, TÜİK'in "Türkiye'de Yaşam Memnuniyeti Araştırması" raporlarına göre herkesin aile ve çalışma hayatında düne göre çok daha iyi durumda olduğuna dikkati çekti.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm Süreci ile ilgili gelişmeleri de değerlendiren Arınç, "Türkiye ve dünyanın gözünün üstümüzde olduğunu bilmeliyiz. Bu da Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasıdır. Bu bölgeyi, Türkiye'yi ayağa kaldıracak olan hepimize huzur, barış ikliminde çok daha güzellikler sunacak olan şey Çözüm Süreci yani kavganın, terörün, akan kanların, dökülen gözyaşının bitmesi, tekrar milletimizin kucaklaşması, eski hataları terk etmesi, el ele vermesi, ülkemiz için tek yürek olması olmazsa olmaz şartımızdır" şeklinde konuştu.
Bunun için çok büyük sabır gösterdiklerini, yapılması gerekenleri yaptıklarını, atılması gereken adımları attıklarını anımsatan Arınç, muhataplarından çoğu zaman karşılık bulamasalar da masadan kalkmadıklarını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Arınç, "Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasının en büyük teminatı hükümetimizin devamıdır çünkü bu iradeyi gösterecek başka bir parti, iktidar söz konusu değildir. Allah korusun hiç ihtimal vermiyoruz ama başka bir koalisyon hükümetinin veya başka bir iktidarın Türkiye'de söz sahibi olduğunu düşünün ve arkasından Çözüm Süreci'ni unutun. Havada bulut, sen bunu unut" ifadesini kullandı.
HAZRETİ SÜLEYMAN CAMİ'SİNİN DÜZENLEMESİ
Yaklaşık 3 yıl önce restorasyonu tamamlanan Hazreti Süleyman Camisi'nin çevre düzenlemesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Arınç, burayı ziyareti sırasında gördüğü manzaradan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Arınç, "Oranın çevresinin açılarak o değerin ortaya çıkarılması gerekir. Vatandaşlara da zarar vermeden. TOKİ bu konuda projelerini yaptı, protokolü belediyeye iletti. Ancak ilettiğiyle kaldı. Belediyeden şu ana kadar cevap alınamadı. İstirham ediyorum, eleştirmek için olmasın ama Hazreti Süleyman Camisi ve çevresi, sahabe kabirlerinin bulunduğu yerler. Diyarbakır için değil tüm Müslümanlık alemi için önemlidir. İlgili belediyenin TOKİ ile işbirliği yaparak Hz. Süleyman Camisinin çevresini pırıl pırıl hale getirmesini bekliyoruz" diye konuştu.
"BİLDİRİ VEYA MESAJIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLİYORUZ"
Çözüm Süreci ile ilgili soru üzerine Arınç, buna hükümet olarak önem verdiklerini dile getirerek, "Bu iş çocuk oyuncağı değil. Muhatabımızın kim olduğunu herkes biliyor. HDP milletvekilleri ne zaman isterlerse adaya gidiyor, Öcalan ile görüşüyorlar. Öcalan'ın mesajları bir şekilde başka noktalara gidiyor. Şüphesiz bu konuda verilen kararların da uygulanmasını istiyoruz. 2013 yılı nevruzunda burada okunan bildiri veya mesajın ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu bildiri veya mesajda öngörülenler yerine getirilmedi. Bazı olaylar bunları engelledi. Buna rağmen süreci bitirmedik, devam etti" şeklinde konuştu.
Arınç, bu yılki nevruzda da Diyarbakır'dan bir mesaj verildiğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nevruz'da verilen mesajla bahar aylarında PKK'nın bir kongre toplaması ve bu kongrede alacağı kararların ne olduğu açıkça ilan edildi. Neredeyse seçime gidiyoruz, bir toplantı yapılmadığını biliyoruz ama yapılacağını düşünüyoruz. Seçimden sonra sürecin belki ivme kazanacağını, başarıya götürüleceğine inanıyoruz. Kandil'de örgütün silahlı yöneticilerinin veya o noktada ismi çokça geçen insanların farklı mesajları, düşünceleri ve talimatları oluyor. Bunlar süreci baltalayan mesajlar ve tavırlardır. Elinde silahlı gücü bulunduranların Çözüm Süreci'ni isteyip istemedikleri konusunda süreci takip edenler olarak kanaat sahibiyiz. Vatandaşlarımız da bilsin ki bu silahlı güç silah bırakmadıkça Türkiye topraklarından çıkmadıkça Türkiye'ye karşı eylem yapma kararından vazgeçmedikçe şüphesiz bu sürecin belli aktörlerle devam etmesini uygun görüyoruz."
Söz konusu kişilerin önder kabul ettikleri şahsın sözünü geçerli görmeleri halinde varılan kararların uygulanması gerektiğini dile getiren Arınç, "Onların zaman zaman gazetelere röportaj vererek bazen de kendi ajansları, haber kanalları marifetiyle silahlı eylem gruplarına talimat vererek eylem yaptırdıklarını biliyoruz ama bu süreçte asıl belirleyici olanların onlar olmadığına inanıyoruz. Onlar provokasyonlar yoluyla 6-8 Ekim benzeri olayları hala yapmak istiyorlar ama bu konuda eskiden olduğu kadar güçlü değiller. Biz onların ne söylediklerini, ne yaptıklarını istihbarat ve çalışma gruplarımızla değerlendiririz ama onları muhatap alarak herhangi bir cevap verme ihtiyacını duymayız" ifadesini kullandı.
"4 YIL SONRA ADAY OLMAK GİBİ NİYETİM YOK"
Başbakan Yardımcısı Arınç, "Siyasete devam edip etmeyeceği" sorusu üzerine, siyasette doygunluk noktası olması gerektiğini belirtti.
AKP'nin 3 dönem uygulamasını eleştirenler olabileceğini ancak hiçbir partinin bunu yapamadığını ifade eden Arınç, "Ülkemizin geleceğini düşünerek okuyarak yazarak bazı vakıflarda çalışma yaparak bazı televizyon programlarına çıkarak hatıralarını yazarak da insanın siyasetten kopması mümkün olmayabilir. Bazı insanlar için siyasetten tamamen kopmak mümkün değil. Bir şey sorarlarsa bildimizi söyler, 'şu işi yap' derlerse, yaparız. Ama aktif siyasetin içinde olmamak şartıyla. 4 yıl sonra aday olmak gibi niyetim yok. Aktif siyasetin dışında katkı sağlayabilirsek bu yolda devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Başbakan Yardımcısı Arınç, tüm Türkiye'de seçim güvenliğini esas alan önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, "Bazı hassas, kritik saydığımız, provokasyona açık, bazı eylemlerin, kanunsuzlukların yapılabileceğini haber aldığımız veya düşündüğümüz yerlerde, daha farklı bir sistemle vatandaşın güven içinde sandık başına gitmesini ve oyunu kullanarak buradan Türkiye demokrasisinin kazanç sağlamasını arzu ettik" dedi.
Terör örgütünün bölgede bazı yatırımlara yönelik eylemlerinin sürdüğünü söyleyen Arınç, "Maalesef terör örgütü bundan önce de bazı büyük yatırımların bölgeye gelmemesi için her türlü kanun dışılığı yaptı. 26 Mayıs'ta Yüksekova'da açılacak havalimanına yönelik sabotajlar yapılarak bitirilmesi engellenmek istendi. Bölgeye bu tür yatırımların gelmesi engellenmek isteniyor. Çözüm Süreci'nde hükümetimizin yaptıklarıyla çözüm sürecine karşı çıkanların yaptıklarını bu açıdan yan yana getirmek gerekir" diye konuştu.
Soma faciasının birinci yılı olduğunu da anımsatan Arınç, bu tür acıların bir daha yaşanmamasını diledi ve alınan yasal tedbirlere işaret etti.