HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyanet Başkanlığı'na ağır eleştirilerde bulunarak yerine İnanç Bakanlığı'nı kurmayı vaat etti.
Diyanet'in bir "israf mekanizması" olduğunu ve AKP iktidarı boyunca bütçeden giderek artan miktarda pay aldığını vurgulayan Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na eleştirilerde bulunarak, "Bakın dini imanı en çok kullananlar kim biliyor musunuz? Diyanet işleri. O nedenle diyorum ki bu beladır bela. Din hizmeti vermiyorlar. Din hizmeti keşke verseler. Biz ne yapacağız? Biz diyoruz ki, Diyanet bir israf mekanizmasıdır. Onu kaldıracağız, İnanç İşleri Başkanlığı kuracağız" dedi.
KENDİ İNANCIMIZI DAYATAMAYIZ
Bu kapsamda dayatma olmaksızın kapsayıcı bir din eğitimi verileceğini de söyleyen Demirtaş, "Okullarda din eğitimi almak isteyen var, aramızda Alevi var, Sünni var. Bu ülkenin Hıristiyan, Musevi vatandaşları var, Süryani, Ezidi var. Herkese biz zorla kendi inancımızı dayatamayız.
Ben size soruyorum, sizin çocuğunuza okulda zorla, zorunlu din dersi ile Hıristiyanlığı öğretseler ne yaparsın? Ne hissedersin? Bir Hırıstiyan'ın çocuğuna da biz zorla Müslümanlığı dayatamayız. Bu dinimize de aykırıdır. O yüzden diyoruz ki din dersini zorunlu olmaktan çıkarıp seçmeli yapacağız.
İsteyen devletin okulunda hangi dini öğrenmek istiyorsa biz onun eğitimini verelim. Zorunlu din dersi olmazsa zannediyorlar ki hepimiz imansız kalırız. Hz. Muhammed zamanında zorunlu din dersimi mi vardı" ifadelerini kullandı.
ALLAH YALANCININ BELASINI VERSİN Mİ?
Partisinin Elazığ'da düzenlediği yemeğe katılan Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Saray'ının şatafatını da ağır bir dille eleştirdi. Demirtaş,
"Bu dinin önderleri başta Hazreti Peygamber olmak üzere, bizlere, zenginliği, lüksü, israfı öğretmediler. Hazreti Muhammed geriye servet olarak Allah'ın emirlerinden ve kendi yaşam tarzından başka bir şey bırakmadı. Bunun dışında mirası var mı? Yok. Bize diyorlar ki Hazreti Peygamber'in yolundan gidiyoruz. Allah yalancının belasını versin mi? Hz. Peygamber, 1500 odalı lüks sarayda mı yaşadı. Hani onun yolunda gidiyordunuz" diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı'nın makam aracının kabul edilemez olduğunu söyleyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyanet İşleri Başkanı topluma önder olmalı. Sen nasıl bu milletin parasıyla bir milyonluk araba alıp makam aracı yaparsın. Kendine bir de küçük saray yaptırmış Ankara'da Diyanet İşleri Başkanı.
Bakın ben kaldırılacak dediğimde kıyameti koparanlar, bunu bilin kaldıracağız. Lüks, israf içersinde bu halkın paralarını çar çur edenler, bizim başımıza Allah'ın adını kitabını konuşanlardan bahsediyorum, bunların propagandalarına kanmayın. Yaptırdığı sarayın mermerlerini yurt dışından getiriyor, Türkiye'de bulamıyor.
Yaptırdığı sarayın bardaklarını altın kaplama yaptırıyor. Bir tanesi bin TL, asgari ücret 900 küsür ama bir bardak bin TL. Bakın bu şaka değil, Müslüman böyle yaşayamaz, bırakın Müslümanlığı halk bu kadar yoksulken insan böyle yaşayamaz. Ve bu gücü bu halktan aldılar halktan aldıkları oyla bu güce eriştiler. Bunun hesabını da halkın sormazı lazım."
KAFASINI KALDIRANA DİNLE VURUYORLAR
HDP lideri Demirtaş, hükümetin kara propagandalarına halkın kanmamasını isteyerek, hükümetin çevrelerinde işadamları, müteahhitler grubun devleti haline geldiğini söyledi. Bu kitlelerin ihya olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Öylesine para kazanıyorlar ki, öylesine bizim aklımız hayalimiz almaz kazandıkları paralara.
Ve buna kimse dokunmasın diye her türlü çılgınlığı yaparlar. Sırf bu ellerindeki güç kaymasın diye. Bunlar iktidara geldiklerinde kafalarında ne vardıysa bilmiyorum, ama o günle bu gün arasında çok fark var. 2002'de iktidara geldiklerinde bu halkın bütün sorunlarının çözümüne söz verdiler.
"YOLSUZLUĞU HIRSIZLIĞI BİTİRECEĞİZ DEDİLER..."
Yolsuzluğu, hırsızlığı bitireceğiz dediler, Kürt'ün sorununu çözeceğiz dediler, geldiğimiz noktaya bakın. Kürt sorunu yoktur diyor. 13 yıl sonra geldiği nokta budur" dedi.
Demirtaş, hükümetin halkı din ile susturduğunu ifade ederek, Diaynet'in da buna alet edildiğini savundu: "Peki, bunları nasıl başarıyorlar, halk niye isyan etmiyor. Halk bu kadar zulme rağmen niye isyan etmiyor, kimin eliyle bunu yapıyorlar. Diyanet eliyle yapıyorlar. İşte o susturma işini de diyanet eliyle yapıyorlar.
O nedenle diyorum ki, din bunların elinde rehine olmuş rehine. Dini sopa olarak almışlar kafasını kaldırana dinle vuruyorlar. Açlığa isyan edene dinle vuruyorlar, işsizliğe isyan edene, kullandıkları sopa Allah'ın bize gönderdiği din değil yanlış anlamayın devletin hükümetin dinidir. İslamiyet değil alakası yok. Ben bu nedenle diyanet kalkarsa din özgür olacak diyorum diye konuştu.